Hükümetin; 'Dış politikada şahlanış dönemi', 'artık sadece bölgemizde değil dünyada sözü geçen bir ülkeyiz', 'her masada biz de varız', 'artık oyun kurucuyuz' cümlelerini herkes ezberledi.
Hemen soralım; bölgemizde ve dünya genelinde ülkemiz lehine gelişen kaç olay sayabilirsiniz?
Osmanlı, Osmanlıcılık söylem ve özlemleri hiç bitmiyor. Yıllarca, 'biz, bir fermanla Fransa'daki dansı yasaklatmış ecdadın torunlarıyız' diyerek bir üstünlük profili çizildi.
Geldiğimiz nokta; 'Nihai hedefimiz Avrupa'dır, Avrupa ile beraber yürümek istiyoruz, AB'den vazgeçmiş değiliz, AB'nin güvenliği bizden sorulur.'
Bu mu şahlanış, bu mu diriliş?
Dışişleri Bakanlığı peş peşe açıklamalar yapıyor; Yunanistan ile diyaloga hazırmışız. Karşılıklı görüşmeler başlayacakmış. İyi, güzel! Peki, ama ne oldu? Yunanistan hizaya mı geldi?
Daha bir ay öncesine kadar hükümet yetkilileri Ege'deki tüm deniz kuvvetlerinin lojistik gücünü, envanterini tek tek açıklamış, düşmana gözdağı vermiştiler.
Araştırma gemilerimizin isimlerini, tonajlarını, kapasitelerini, teknik özellikleri vs. ezberlemiştik. Şimdi gemilerden haber yok!
Arama motorlarında en çok aranan kelime, 'navtex' olmuştu. Neden? Çünkü hükümetimiz o kadar çok 'navtex' ilan etti ki, vatandaş, 'nedir bu navtex?' diye meraklandı. Bu aralar hiç navtex de ilan edilmedi.
Diğer taraftan adalarımızdaki işgal hükümetçe de kabul edildi ve işgal devam da ediyor. Üstüne İyon Denizi'nde kara sularını 12 mile çıkarılma kararını Yunan Meclisi de onayladı.
İsrail, Rum Kesimi, Mısır ve Yunanistan gaz aramaya da devam ediyor. Haliyle merak ediyorum; Ne değişti ki, Yunanistan ile diyalog kuruyoruz?
Diyaloğa karşı filan değilim. Sahada lehimize değişen hiçbir şey yok. Başladığımız noktaya dönecektiysek aylarca bu kadar patırtı, gürültü neden koparıldı? Merak ettiğim bu?
Fransa
Macron'un cibilliyetine kadar inildi, demedik laf kalmadı. Şimdi öğrendik ki, Fransa ile yeniden diyalog kurmak için Macron'a mektup gönderiliyormuş.
Bizim öğrencilik yıllarımızda küskün âşıklar, mektupla diyalog kurarlardı.
Fransa'nın, Macron'un ülkemize, inancımıza karşı duruşları ortada.
Olayları dini değerler üzerinden yorumlayanlara sormak istiyorum; Allah'a (c.c) oğul isnat eden, Kur'an'ın müşrik, kâfir diye nitelediği kişilerle diyalog kurma gayretinde olanlar neden Kur'an'ı, ilahı, kıblesi bir Eset ile diyalog için kıllarını kıpırdatmazlar? Zor soru dimi!
Arap dünyası
Arap dünyası da sırtımızdan vurdu. Gerçi onlara sırt dönen de bizdik. Haliyle bekleneni yaptılar.
Hatırlayın! ABD, Katar'a yaptırım kararı almıştı. Sünni Arap Ülkeleri 'baş üstüne' dedi ve hava, kara, deniz ulaşımlarını kapattılar, ticareti durdurdular. O Katar'a, ülkemizden uçaklar dolusu yiyecek gönderildi.
Şimdi o ülkelerin hepsi Katar ile yeniden barıştılar, İsrail ile dost oldular ve Türkiye'ye ambargo kararı aldılar.
Bizimkilere, Mesut Barzani kaldı. Sık sık görüşüyorlar.
Düşünsenize! Libya'da, Ukrayna'da, Rusya'ya karşı ABD yanında; Venezuela'da ABD'ye karşı Rusya'nın yanında.
ABD'de, Biden dönemi başladı. Biden'in sözcüsünün ülkemiz hakkında ilk kullandığı kelime; 'Sözde müttefik Türkiye.'
Dış politika aynen iç politika gibi çıkmazda. Dost-düşman, menfaat-zarar hesabı yapılamıyor.
Tek başarı ise BTP lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi 'Facebook'a, Türkiye'ye temsilci atama kararı aldırmalarıdır' diyebiliriz.
Ha! Bir de, İskoçya'dan 31 milyon dolara 8 bin ton tereyağı ithal edildi. Hem de taze!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024