Dişi Deve Erkek Yapılırsa…! Süheyl Batum'dan bir Türkiye analizi
Prof. Dr. Süheyl Batum, “Küfeli’nin devesi” hikâyesi üzerinden Türkiye’de hukuk ve adaletin algıyla yer değiştirdiğini belirterek, medya ve gazeteciliğin sorgulama görevini büyük ölçüde terk ettiğini söyledi.
14.12.2025 16:31:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye'de hukuk, adalet ve medya düzenine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Batum, Hazreti Ali ve Muaviye dönemine atfedilen "Küfeli'nin devesi" hikâyesi üzerinden, algının hakikatin önüne geçtiği bir toplumsal tabloya işaret etti.
Batum, söz konusu hikâyede bir dişi devenin erkek deve olarak kabul ettirilmesini hatırlatarak, "Bir toplumda apaçık gerçekler bile tersine çevrilebiliyorsa ve buna büyük bir kitle ikna edilebiliyorsa, orada artık hukuktan ve adaletten söz etmek zorlaşır" dedi.
Türkiye'de medya yapısına da değinen Batum, ana akım televizyon kanallarının ve kendini gazeteci olarak tanımlayan birçok ismin iktidar karşısında sorgulayıcı bir tutum sergilemediğini savundu. Batum, "Televizyonların büyük bölümünde ve gazeteci diye ortada dolaşanların önemli bir kısmında, yapılanları sorgulamak yerine 'hukuk budur, adalet budur' denilerek her şey meşrulaştırılıyor" ifadelerini kullandı.
Gerçek gazeteciliğin iktidara yakın olmakla değil, soru sormakla mümkün olacağını vurgulayan Batum, bazı gazetecilerin uçak seyahatleri, ayrıcalıklar ve yakınlık uğruna yaşananları görmezden geldiğini ileri sürdü. "Gazetecilik, soru sormak yerine 'bu soruyu sorsam uygun olur mu' noktasına gelmişse, orada mesleğin itibarı zedelenmiştir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının yeterince sorgulanmadığını da belirten Batum, eleştirel sorular yerine yönlendirilmiş ve etkisiz soruların tercih edildiğini savundu. Batum'a göre bu durum, kamuoyunun sağlıklı bilgiye ulaşmasını engelliyor.
Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye'de yaşanan pek çok sorunun, hakikati anlatan ve olayları cesaretle aktaran gazetecilerin azlığından kaynaklandığını ifade ederek, "Türkiye, ciddi insanların ve gerçek gazetecilerin ülkesi olabilseydi, bugün yaşananların yarısı bile olmazdı" dedi.
Batum, söz konusu hikâyede bir dişi devenin erkek deve olarak kabul ettirilmesini hatırlatarak, "Bir toplumda apaçık gerçekler bile tersine çevrilebiliyorsa ve buna büyük bir kitle ikna edilebiliyorsa, orada artık hukuktan ve adaletten söz etmek zorlaşır" dedi.
Türkiye'de medya yapısına da değinen Batum, ana akım televizyon kanallarının ve kendini gazeteci olarak tanımlayan birçok ismin iktidar karşısında sorgulayıcı bir tutum sergilemediğini savundu. Batum, "Televizyonların büyük bölümünde ve gazeteci diye ortada dolaşanların önemli bir kısmında, yapılanları sorgulamak yerine 'hukuk budur, adalet budur' denilerek her şey meşrulaştırılıyor" ifadelerini kullandı.
Gerçek gazeteciliğin iktidara yakın olmakla değil, soru sormakla mümkün olacağını vurgulayan Batum, bazı gazetecilerin uçak seyahatleri, ayrıcalıklar ve yakınlık uğruna yaşananları görmezden geldiğini ileri sürdü. "Gazetecilik, soru sormak yerine 'bu soruyu sorsam uygun olur mu' noktasına gelmişse, orada mesleğin itibarı zedelenmiştir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının yeterince sorgulanmadığını da belirten Batum, eleştirel sorular yerine yönlendirilmiş ve etkisiz soruların tercih edildiğini savundu. Batum'a göre bu durum, kamuoyunun sağlıklı bilgiye ulaşmasını engelliyor.
Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye'de yaşanan pek çok sorunun, hakikati anlatan ve olayları cesaretle aktaran gazetecilerin azlığından kaynaklandığını ifade ederek, "Türkiye, ciddi insanların ve gerçek gazetecilerin ülkesi olabilseydi, bugün yaşananların yarısı bile olmazdı" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.

















































































