Malumunuz olduğu üzere toplumda çeşitli hırsızlık çeşitleri vardır. Gasp, kapkaç, yankesicilik vs. Bunlardan tehlikeli olanı yankesiciliktir. Gasp, zorla malınıza el koymaktır. Kapkaç da, adı üzerinde kapıyor ve kaçıyor; o anlık bir korku, telaş yaşarsınız ama uzun sürmez sonra normal hayatınıza devam edersiniz. Ondan sonra daha dikkatli yaşamaya çalışırsınız.
Yankesicilik ise, çok daha fazla bir kötü etki bırakıyor. Cebinize parayı koydunuz, alış verişe gittiniz. Pazarlık sonucunda bir şey almaya karar veriyorsunuz, elinizi cebinize attığınızda tam bir şok yaşarsınız. Yankesici; yandan, üstten neyse, cebi boşaltmış... Karşınızda satıcı şaşkın, siz şaşkınsınız, telaş içindesiniz, acaba nerede oldu? Nerede çarpıldım, hatırınızda gezdiğiniz yerler, oturduğunuz mekanlar geçer. Konuştuğunuz insanları hatırlarsınız, onlardan bile şüphelenirsiniz, hatta kendi çocuğunuzu bile, acaba cebimden aldı mı, diye düşünmeden edemezsiniz. Diğer hırsızlıklarda suçlular bellidir, bunda ise malınızı kaybettiğiniz gibi güveninizi de kaybediyorsunuz... Allah kimseye vermesin, zor iş.Gelelim diyalogculara...
Bunlar yankesiciden de tehlikeli. Yankesiciler cebinizi, bunlar kalbinizi boşaltır. Yankesici, toplumda senin benim gibi normal bir vatandaş, hatta iyi giyimli, beyefendi görüntüsü verebilir. Hatta makamı mevkii olabilir. Özellikle paralıdırlar. Neden çok paralı bilirsiniz. Ayetten, hadisten, hocaefendiden bahsedince tamam, diyorsunuz. Halbuki o, sizin gibi "Allah katında tek din İslam'dır" ayetine inanmaz. Üç dine inanır! Kelimei tevhidin birinci kısmına inanır, ikinci kısmına inanmadığını size söylemez. Siz de Müslüman sanırsınız... Hedefi, sizin imanınızdır. Sizinle ilgili bir projesi, planı mutlaka vardır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumları konuşuyorsunuz, ne yapalım hükümet mecbur kalıyor, derler.ABD işgalinden söz edersiniz, susar. Dinlerarası diyaloglardan söz açarsınız yiyalog kümü diye cevep verirler. Monolog yaptığını söylemezler. Satılan topraklardan söz edersiniz, biz de yurt dışında ev alıyoruz ya cevaplarlar. Açılan kilise evlerden söz edersiniz, aldığınız cevap, biz de onların memleketinde cami açıyoruz, tabii, yerin altında ezansız bir cami!Birlik ve beraberlikten söz edersiniz. Onlar dünya birliğinden, küresel birlikten söz ederler. Kısacası hedefi sizin imanınız... Hedefine nail olduktan sonra da artık kalbinizden camiye, müslümana, vatana, bayrağa, karşı sevginiz kalmaz. Çünkü sizin imanınızı bir diyalogcu çaldı. Aman dikkat! Onları tanımak için bayrak, vatan ya da Prof. Dr. Haydar BAŞ, deyin, rengi hemen değişir. Surat asarsa diyalogcu, tebessüm ederse korkmayın. Bu kelimeler turnusoldur. Sakın unutmayın. Diyalogcudan kendinizi böyle korursunuz. Kuş gribinden korktuğunuz gibi onların yaydığı mikroptan korkun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012