İnkar, gerçeği değiştirmiyor. Nedir o inkar edilen? Türkiye'nin geldiği nokta. Türkiye, hasta. Türkiye, kan kaybediyor. Türkiye, ateş sarmalı ile çevrilmiş vaziyette. İçten ve dıştan ihanetlere, tehditlere maruz kalmış durumda.
Ne yapılmalı veya ne yapmalıyız ki Türkiye, kendine gelsin?
İsterseniz sokaklarda yaşadığımız veya tanık olduğumuz olayları anlatarak bir bakış ortaya koyalım.
Bir kazaya tanık oldunuz. Yaralı kan kaybediyor, kırıkları var. Artı vücut içerisinde nasıl bir tehlike var, siz bilemiyorsunuz.
Bildiğiniz ise kaza alanında işinin ehli bir hekimin varlığı. Ama yaralıya başka birileri müdahale ediyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. O kadar çok ses çıkıyor ki, işinin ehli hekimin sesini bastırıyor ve onu kenara itiyorlar.
Ne yaparsınız?
Normal bir insan, niyetleri ne kadar iyi olursa olsun işi bilmeyen kişilerin yaralıya müdahalesine tepki gösterir. (Çünkü yanlış müdahale can alır.) Tepkisi yeterli olmadı, çevresindeki insanlarla el birliği ederek sesini yükseltir ve yaralıya işin uzmanı kişinin müdahale etmesinin yolunu açar.
Yok, bunları yapmadı ve bugün olduğu gibi en acı durumlarda bile selfi çekmeye, kameraya poz vermeye yeltendi. Bil ki yarın da o kişinin cesedi başında selfi çekilecek.
Evet!
Türkiye hasta, kan kaybediyor, içerden ve dışarıdan kuşatılmış durumda. Ülkemizi yönetenlerin niyetleri ne kadar iyi olursa olsun hastaya derman bulamadıkları, yanlış müdahale ettikleri de çok açık. Sebep üretmeler, mazeretler ise sadece gerçeği inkar.
Bakın!
Ülkemiz siyasi olarak kuşatıldı. Sosyal olarak kuşatıldı. Ekonomik olarak kuşatıldı. Askerimiz, polisimiz ateş hattında. İnsanımız her daim korku içerisinde.
Şunu da çok iyi görüp, kabul etmemiz lazım; bu kuşatma ne Recep Tayyip Erdoğan içindir, ne AKP, ne CHP ve ne de bir başkası içinidir.
Bu kuşatma Türkiye Cumhuriyeti'nedir, Türk Milletinedir.
Bir soru daha: Bu kuşatmayı (yani darbeyi, kalkışmaları, terörü, ekonomik krizleri vs.) kim yapıyor, yaptırıyor, tetikliyor?
Rusya mı? Çin mi? İran mı? Suriye mi? Libya mı? Tunus mu? Irak mı? Mısır mı? Evet, bunlar veya Ortadoğu ve Asya'daki diğer devletler mi?
Hayır, hiç birisi değil. Ya kim? İşte bu sorunun cevabı 1096'da verildi. Yani 1. Haçlı kuşatmasında. Yani Papa II. Urbanus'ın bütün Türklerin (Müslümanların) kanını içmeye ant içtiği tarihte.
Haçlı katliamları 1096'da başladı. Tarih boyu İslam coğrafyasında değişik isimlerle bu katliamlar devam etti.
Bu Haçlı zulmü 21. yüzyılda Büyük Ortadoğu Projesi olarak karşımıza çıktı. Bizzat hedeflerini açıkladılar. Son halka olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması, Türk Milletinin tarihten silinmesi, olarak hedef koydular.
ABD'si, AB'si, Vatikan'ı şimdi o hedefi gerçekleştirmek, sonuç almak istiyor.
Balyoz'u da, 15 Temmuz'u da, ekonomik krizler de, mezhepsel tetikçiler de, PKK'sı da, ÖSO'su da, IŞİD'ı da, YPG'si de vs. bu sonuca götüren halkalardır.
Devleti yönetenler, kendilerince bir şeyler yapmaya, tedbirler almaya çalışıyorlar. Ama gerçek olan döndükleri yönde, gittikleri yolda yaşadığımız gerçeklere çare olmadı, olmayacağıdır. Çünkü o yön, o yol belanın geldiği yoldur, yöndür.
Ne yapılmalı veya ne yapmalıyız ki Türkiye, kendine gelsin?
İsterseniz sokaklarda yaşadığımız veya tanık olduğumuz olayları anlatarak bir bakış ortaya koyalım.
Bir kazaya tanık oldunuz. Yaralı kan kaybediyor, kırıkları var. Artı vücut içerisinde nasıl bir tehlike var, siz bilemiyorsunuz.
Bildiğiniz ise kaza alanında işinin ehli bir hekimin varlığı. Ama yaralıya başka birileri müdahale ediyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. O kadar çok ses çıkıyor ki, işinin ehli hekimin sesini bastırıyor ve onu kenara itiyorlar.
Ne yaparsınız?
Normal bir insan, niyetleri ne kadar iyi olursa olsun işi bilmeyen kişilerin yaralıya müdahalesine tepki gösterir. (Çünkü yanlış müdahale can alır.) Tepkisi yeterli olmadı, çevresindeki insanlarla el birliği ederek sesini yükseltir ve yaralıya işin uzmanı kişinin müdahale etmesinin yolunu açar.
Yok, bunları yapmadı ve bugün olduğu gibi en acı durumlarda bile selfi çekmeye, kameraya poz vermeye yeltendi. Bil ki yarın da o kişinin cesedi başında selfi çekilecek.
Evet!
Türkiye hasta, kan kaybediyor, içerden ve dışarıdan kuşatılmış durumda. Ülkemizi yönetenlerin niyetleri ne kadar iyi olursa olsun hastaya derman bulamadıkları, yanlış müdahale ettikleri de çok açık. Sebep üretmeler, mazeretler ise sadece gerçeği inkar.
Bakın!
Ülkemiz siyasi olarak kuşatıldı. Sosyal olarak kuşatıldı. Ekonomik olarak kuşatıldı. Askerimiz, polisimiz ateş hattında. İnsanımız her daim korku içerisinde.
Şunu da çok iyi görüp, kabul etmemiz lazım; bu kuşatma ne Recep Tayyip Erdoğan içindir, ne AKP, ne CHP ve ne de bir başkası içinidir.
Bu kuşatma Türkiye Cumhuriyeti'nedir, Türk Milletinedir.
Bir soru daha: Bu kuşatmayı (yani darbeyi, kalkışmaları, terörü, ekonomik krizleri vs.) kim yapıyor, yaptırıyor, tetikliyor?
Rusya mı? Çin mi? İran mı? Suriye mi? Libya mı? Tunus mu? Irak mı? Mısır mı? Evet, bunlar veya Ortadoğu ve Asya'daki diğer devletler mi?
Hayır, hiç birisi değil. Ya kim? İşte bu sorunun cevabı 1096'da verildi. Yani 1. Haçlı kuşatmasında. Yani Papa II. Urbanus'ın bütün Türklerin (Müslümanların) kanını içmeye ant içtiği tarihte.
Haçlı katliamları 1096'da başladı. Tarih boyu İslam coğrafyasında değişik isimlerle bu katliamlar devam etti.
Bu Haçlı zulmü 21. yüzyılda Büyük Ortadoğu Projesi olarak karşımıza çıktı. Bizzat hedeflerini açıkladılar. Son halka olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması, Türk Milletinin tarihten silinmesi, olarak hedef koydular.
ABD'si, AB'si, Vatikan'ı şimdi o hedefi gerçekleştirmek, sonuç almak istiyor.
Balyoz'u da, 15 Temmuz'u da, ekonomik krizler de, mezhepsel tetikçiler de, PKK'sı da, ÖSO'su da, IŞİD'ı da, YPG'si de vs. bu sonuca götüren halkalardır.
Devleti yönetenler, kendilerince bir şeyler yapmaya, tedbirler almaya çalışıyorlar. Ama gerçek olan döndükleri yönde, gittikleri yolda yaşadığımız gerçeklere çare olmadı, olmayacağıdır. Çünkü o yön, o yol belanın geldiği yoldur, yöndür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025