"Ülkemiz üzerindeki kan bulutlarını Haydar Baş nasıl dağıtacak?"
Bir sorunu çözmek için o sorunun kaynağına inmek, neden ve hedeflerini tam tespit etmek gerekir. Bakın! PKK terörü bu noktaya gelinceye kadar ülkemizde iktidara birçok partiler, liderler geldi, gitti. Muhalefette de binlerce isim sahneye çıktı, kayboldu, gitti.
Dünkü siyasetçiler, terörün asli kaynağına inip, sebep ve hedeflerini tespit etme gereği duymadıkları için terör örgütü yerine kendilerini bitirdiler. AKP ise bırak terörün kaynağına inmeyi terör örgütü ile masaya oturdu, liderini muhatap kabul edip, saygıyla andı. Terör örgütünü besleyen devletleri 'dost' ilan etti. Haliyle şimdilik kendileri bitmedi ama millet bitiyor, devlet bitiyor.
Dünü biraz hatırlarsak! ABD'nin körfez harekâtı sırasında (1991) Özal ne diyordu? 'Bir koyup üç alacağız.' Diğer siyasilerden ses çıkmazken Hakk'ın adamı, halkın adamı Prof. Dr. Haydar Baş "Önce Irak'ı üçe bölecekler, sonra asıl hedef Türkiye'dir, Türkiye'yi bölecekler" diyordu. Anlamadınız tabi.
Yine 90'lar da Milli Görüşçüler, Kürt haklarından, Kürt sorunundan, devletin zalimliğinden vs. bahsederken, kendilerince raporlar hazırlarken Sayın Baş, "Kürtler azınlık değildir. Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır" diyordu.
Sayın Baş her daim doğu ve güneydoğuyu gündemde tutmaya çalıştı; "Güneydoğu üzerinde bölgesel ve küresel güçlerin hesabı olduğunu" ifade eden Sayın Baş, "göreceksiniz, Güneydoğu tampon bölge haline getirilecek, eğitim kampları oluşturulup, fiili devlet kurulacaktır, Kürdistan kılıf, hedef Büyük İsrail" diyordu.
Ne sağcısı, ne solcusu, ne dincisi, ne milliyetçisi gönül birliği etmişçesine Sayın Baş'a inanmadılar. Sayın Baş'ın siyasete girmeden önce son ikazı ise bugünü tarif eder mahiyetteydi; "Bu politikalar millete hayır getirmez. Bugün teröre birer ikişer kurban veriyoruz. Bu kafayla gidersek, evlatlarımızın tabutları düzine düzine kapımıza gelecektir" diyordu.
Evet, Türkiye'deki terörün kaynağı neymiş? Yahudi ve Hıristiyanların inanç temelli siyasi ve ekonomik hedefleri. Bu gerçeği Sayın Baş'tan başka gören, ifade eden, AB, ABD ve İsrail'e mesafe koyan bir başka lider var mı? Yok. O zaman Haydar Baş'sız bu terör bitmez.
Askeri tedbirlerle 2002'de tükenme noktasına gelen terör AKP ile adeta periyodik bir yükselişe geçti. Yıl 2013 oldu ve yılın ilk günü o zamanın başbakanı Erdoğan tarafından, 'kimsenin atmayacağı adımı attık ve PKK ile masaya oturduk, 'çözüm sürecini başlattık. Artık analar ağlamayacak' reklamıyla Türkiye'nin gündemine soktu. Millet ya alkışladı ya da sustu. PKK'da sustu. Asker zaten susturulmuştu.
Tek itirazı olan vardı; Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu. Sayın Baş, Mart 2013'te; "Bu çözüm sürecinde AKP, terörle masaya oturdu ve Türkiye'nin barışını ve anayasasını konuşuyor. Bu Türkiye'yi bölünmeye götürecek sürecin başlangıcıdır. Bu süreç toplumda barışı değil, çatışma ortamını çıkaracaktır. Barış derken bir de bakacağız ki herkes silahı beline koymuş mahalleleri ve sokakları pay etmeye başlamış" diyordu.
Şimdi! Toplum çatışıma noktasında mı? Evet. İlçeler, mahalleler, sokaklar pay edilmiş vaziyette mi? Evet. Maalesef şehitler haberleri birer, ikişer değil beşer, onar geliyor mu? Evet. Sayın Baş'tan başka kan, kavga, savaş dışında çözümü olan var mı? Yok.
Sayın Baş ne diyor? 'Ben bu işi altı ay içerisinde çözerim.' Nasıl çözecek? Terörün önüne geçecek en güçlü silah nedir? İşte bu sorunun cevabı terörün çözümüdür.
O cevabı da Sayın Baş veriyor; "Ekonomi, terörün önüne geçecek en güçlü silahtır."
Nasıl mı? Cevabı Sayın Baş'tan dinleyelim; "1984 yılından bu yana mermi ile bu işi halletmek istediler ama gün geçtikçe bu terör önüne geçilmez bir canavar haline geldi.
Demek ki yanlış bir yol takip ediyoruz. Çözüm olmayacak mı? Elbette olacak ama benim dediklerimi devlet verdikten sonra olacak. O zaman baş kaldıran olursa işte onun başını kopartacağız.
Şimdi adamın karnı aç, sırtı çıplak, yedirmiyorsun, içirmiyorsun, iş bulmuyorsun ondan sonra da 'neden dağa çıkıyor' diye soruyorsun. Bunu deme hakkına sahip değilsin. Bunu diyebilmen için Haydar Baş ve ekibi olacaksın."
Evet, terör sorununun çözümü Haydar Baş ve kadrosunda. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerinin hayata geçmesinde. Bu topraklarda ve İslam coğrafyasında yaşayan herkese Ehl-i Beyt şuuruyla, gözüyle bakabilmekte.
Bir sorunu çözmek için o sorunun kaynağına inmek, neden ve hedeflerini tam tespit etmek gerekir. Bakın! PKK terörü bu noktaya gelinceye kadar ülkemizde iktidara birçok partiler, liderler geldi, gitti. Muhalefette de binlerce isim sahneye çıktı, kayboldu, gitti.
Dünkü siyasetçiler, terörün asli kaynağına inip, sebep ve hedeflerini tespit etme gereği duymadıkları için terör örgütü yerine kendilerini bitirdiler. AKP ise bırak terörün kaynağına inmeyi terör örgütü ile masaya oturdu, liderini muhatap kabul edip, saygıyla andı. Terör örgütünü besleyen devletleri 'dost' ilan etti. Haliyle şimdilik kendileri bitmedi ama millet bitiyor, devlet bitiyor.
Dünü biraz hatırlarsak! ABD'nin körfez harekâtı sırasında (1991) Özal ne diyordu? 'Bir koyup üç alacağız.' Diğer siyasilerden ses çıkmazken Hakk'ın adamı, halkın adamı Prof. Dr. Haydar Baş "Önce Irak'ı üçe bölecekler, sonra asıl hedef Türkiye'dir, Türkiye'yi bölecekler" diyordu. Anlamadınız tabi.
Yine 90'lar da Milli Görüşçüler, Kürt haklarından, Kürt sorunundan, devletin zalimliğinden vs. bahsederken, kendilerince raporlar hazırlarken Sayın Baş, "Kürtler azınlık değildir. Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır" diyordu.
Sayın Baş her daim doğu ve güneydoğuyu gündemde tutmaya çalıştı; "Güneydoğu üzerinde bölgesel ve küresel güçlerin hesabı olduğunu" ifade eden Sayın Baş, "göreceksiniz, Güneydoğu tampon bölge haline getirilecek, eğitim kampları oluşturulup, fiili devlet kurulacaktır, Kürdistan kılıf, hedef Büyük İsrail" diyordu.
Ne sağcısı, ne solcusu, ne dincisi, ne milliyetçisi gönül birliği etmişçesine Sayın Baş'a inanmadılar. Sayın Baş'ın siyasete girmeden önce son ikazı ise bugünü tarif eder mahiyetteydi; "Bu politikalar millete hayır getirmez. Bugün teröre birer ikişer kurban veriyoruz. Bu kafayla gidersek, evlatlarımızın tabutları düzine düzine kapımıza gelecektir" diyordu.
Evet, Türkiye'deki terörün kaynağı neymiş? Yahudi ve Hıristiyanların inanç temelli siyasi ve ekonomik hedefleri. Bu gerçeği Sayın Baş'tan başka gören, ifade eden, AB, ABD ve İsrail'e mesafe koyan bir başka lider var mı? Yok. O zaman Haydar Baş'sız bu terör bitmez.
Askeri tedbirlerle 2002'de tükenme noktasına gelen terör AKP ile adeta periyodik bir yükselişe geçti. Yıl 2013 oldu ve yılın ilk günü o zamanın başbakanı Erdoğan tarafından, 'kimsenin atmayacağı adımı attık ve PKK ile masaya oturduk, 'çözüm sürecini başlattık. Artık analar ağlamayacak' reklamıyla Türkiye'nin gündemine soktu. Millet ya alkışladı ya da sustu. PKK'da sustu. Asker zaten susturulmuştu.
Tek itirazı olan vardı; Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu. Sayın Baş, Mart 2013'te; "Bu çözüm sürecinde AKP, terörle masaya oturdu ve Türkiye'nin barışını ve anayasasını konuşuyor. Bu Türkiye'yi bölünmeye götürecek sürecin başlangıcıdır. Bu süreç toplumda barışı değil, çatışma ortamını çıkaracaktır. Barış derken bir de bakacağız ki herkes silahı beline koymuş mahalleleri ve sokakları pay etmeye başlamış" diyordu.
Şimdi! Toplum çatışıma noktasında mı? Evet. İlçeler, mahalleler, sokaklar pay edilmiş vaziyette mi? Evet. Maalesef şehitler haberleri birer, ikişer değil beşer, onar geliyor mu? Evet. Sayın Baş'tan başka kan, kavga, savaş dışında çözümü olan var mı? Yok.
Sayın Baş ne diyor? 'Ben bu işi altı ay içerisinde çözerim.' Nasıl çözecek? Terörün önüne geçecek en güçlü silah nedir? İşte bu sorunun cevabı terörün çözümüdür.
O cevabı da Sayın Baş veriyor; "Ekonomi, terörün önüne geçecek en güçlü silahtır."
Nasıl mı? Cevabı Sayın Baş'tan dinleyelim; "1984 yılından bu yana mermi ile bu işi halletmek istediler ama gün geçtikçe bu terör önüne geçilmez bir canavar haline geldi.
Demek ki yanlış bir yol takip ediyoruz. Çözüm olmayacak mı? Elbette olacak ama benim dediklerimi devlet verdikten sonra olacak. O zaman baş kaldıran olursa işte onun başını kopartacağız.
Şimdi adamın karnı aç, sırtı çıplak, yedirmiyorsun, içirmiyorsun, iş bulmuyorsun ondan sonra da 'neden dağa çıkıyor' diye soruyorsun. Bunu deme hakkına sahip değilsin. Bunu diyebilmen için Haydar Baş ve ekibi olacaksın."
Evet, terör sorununun çözümü Haydar Baş ve kadrosunda. Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerinin hayata geçmesinde. Bu topraklarda ve İslam coğrafyasında yaşayan herkese Ehl-i Beyt şuuruyla, gözüyle bakabilmekte.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024