Dünya nihayet kendi eksenine oturdu

Dünya çapında bir organizasyon, muhteşem bir model ve eşsiz bir iktisat kongresi? Almanya'nın Heidelberg kentinde yapılan III. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresinden söz ediyorum.Üzerinde daha çok konuşulacak, daha çok konuşulması gereken bir modele dair uluslar arası bilimsel toplantıdan bahsediyorum.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli etrafında kenetlenen bir dünyadan söz açıyorum.İki gün boyunca devam eden kongrede, bilim adamlarının sunduğu tebliğlerin özetlerini gazetemizin sayfalarından okumuşsunuzdur. İnşallah, önümüzdeki günlerde kitap olarak da insanlığın istifadesine sunulacak.Yepyeni bir model?Prof. Dr. Baş'ın modeli bilim dünyasının literatürlerinde yerini aldı, iktisadi modeller bağlamında boy saldı? Hem de "feodalizm, materyalizm, kapitalizm, sosyalizm veya liberalizm" yüzünden anası ağlayan tüm devletleri ve milletleri kurtaracak karakterde, "insan merkezli, sosyal devlet karakterli, tüketim eksenli bir analizle örülü yepyeni bir ekonomi modeli" olarak yerini aldı.Ben, kongrenin görünen tarafından ziyade, arka planına değinmek istiyorum.25 AB üyesi ülkeden ve sair ülkelerden iştirak eden saygın iktisatçılar ve bilim adamları, kongrede sundukları tebliğlerde, Milli Ekonomi Modeli ile ekonomide "yeni bir devrin başladığı"na dikkat çektiler.Bu tespit, tarihi bir dönüm noktasıdır.Artık yeni şeyler söylemek lazım cancağızım, diyor ya Hz. Mevlana; bilim adamları bu "yepyeni model" karşısında baş kestiler. Dünyanın sayılı iktisat matematikçilerinden Prof. Dr. V. Lebedev ve Prof. Dr. Y. Gavriletz, Milli Ekonomi Modeli'nin matematiğini yazmışlar; onu sundular kongrede.Avrupalılar bayram yapıyor; ya Türkiye'dekiler?Batılı iktisatçıların ve bilim adamlarının gözleri faltaşı gibi açıldı.  Dünyanın hangi yöresinde olursa olsun milletini ve vatanını düşünen iktisatçılar, bilim ve devlet adamları Milli Ekonomi Modeli ile bayram yapıyorlar.Türkiye'dekiler nerede, diye sormayın? Onlar sanki bu dünyada değil; "kartel dünyası"nda yaşıyorlar.Gün gelecek onların da akılları başlarına düşecek.Çünkü, kongreye katılan bazı Batılı bilim adamları ve iktisatçılar, "Böyle muhteşem bir model var iken, Türkiye'dekiler hangi akla hizmet ederek toplumu hala süründürmeye devam ediyorlar; ilim adamı sıfatıyla Türkiye'deki üniversitelerde koltuk işgal edenlerin kulakları sağır mı, yoksa üç maymuna mı oynuyorlar?!" diye sormaktan kendilerini alamadılar. Alman, İngiliz ve İtalyan bilim adamları, onların kulaklarını çekmek bize düşüyor herhalde, deyip gülüştüler.Bu konuşmalar kulaklarımı doldururken; bir anda Milliyet'ten liberalizmin ateşli savunucularından Taha Akyol gözümün önüne geldi? Taha beyi, yaklaşık 7-8 ay önce havalimanında, elinde Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli kitabı ile gördüğümde, rengi-benzi solmuş, adeta çadır gibi bembeyaz olmuştu... İnsanlığın son ekonomi oyuncağı liberalizmi kaybetmenin korkusu sarmıştı sanki kendilerini.Türk milletini ecnebi aklıyla yerlerde süründüren siyasetçilerin hali de bunlardan farklı değil ki?Milli Ekonomi Modeli'ne ilişkin olarak Batılı bilim adamları bizim okumuş-yazmışların kulaklarını, Türk milleti de politikacılarımızın kulakları çekmeye başladığı zaman, akılları başlarına gelecek herhalde.Işık Doğu'dan gelir?Oturum aralarında, bilim adamlarının hayret ve hayranlık ifadeleri çok daha muhteşemdi.İki gün süren kongrenin sonunda bilim adamları, Prof. Dr. Baş'a sarıldılar, adeta yapıştılar, bırakmadılar. Günlerce çölde susuz kalmış bir adamın suya kavuştuğu andaki ahvalini tahayyül edin; Batılı bilim adamlarının otelin toplantı salonundaki ahvali, ondan daha öte bir durumdu. Heidelberg'de akşam vakti başlayan toplantı saatlerce sürdü; adeta bir kongre de o gece orada yapıldı.Bilim adamları Prof. Dr. Baş'a, ışık tekrar Doğu'dan yükselmeye başladı hocam, şeklinde ortak kanatlarını ifade ettiler.Gerçekten Tanzimat'tan bu tarafa, Türk aydınları başta olmak üzere Doğu'nun mürekkep yalamışları, Batı dünyasından medet bekliyorlardı, önlenemez bir Batı kompleksine tutulmuşlardı.III. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde adeta tarih tersine dönmüştü. Daha doğrusu, Tanzimat'la rayından çıkan dünya gerçek eksenine yeniden oturdu. Batının sayılı bilim adamları ve iktisatçıları, bir Türk bilim ve siyaset adamının dizinin dibine çökmüştü. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli karşısında saygıyla şapkalarını fırlatıyor, bilim haysiyeti içinde Prof. Dr. Baş'a hakkı teslim ediyorlar, adeta çocuklar gibi sevinçten uçuyorlardı.Dünya işte bu "milli ekonomi ekseni" etrafında dönerken; güya dindar, milliyetçi veya Atatürkçü geçindiği halde bu hakkı görmezlikten gelen ve hatta bu gerçekleri örtemeye kalkışan, Prof. Dr. Baş'a hakkı teslim etme asaletini Batılı bilim adamları kadar dahi ortaya koyamayan Türkiye'nin siyasetçilerden, bilim adamlarından veya aydınlarından Türk milleti adına bir hayır beklemek, olsa olsa abesle iştigal olur.Türk milleti, önümüzdeki seçimde bütün bu aymazları sandığa gömerek hem kurtuluşa adım atacak, hem de abesle iştigal etmediğini tüm dünyaya gösterecektir. Herhalde Batılı bilim adamları da, en az Türk milleti kadar buna sevinecektir.