Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Gadir-i Hum hutbesinde Hz. Ali'nin hilafetini ilan ettikten sonra kıyamete kadar da Allah'ın halifesinin kimler olacağını şöyle belirtmiştir: "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
Ve ehl-i sünnet kaynaklarında da geçen birçok hadisinde 12 imam olarak ifade edilen bu sevilmiş ve seçilmiş kişileri de tek tek saymıştır.
Cenab-ı Hak, bu sevdiği ve seçtiği büyük zatlara, yaşadıkları dönemin merkezi olmaları sebebiyle kendi katından özel bir ilim de vermiştir. Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Muhammed Bakır (a.s.) eserinden aktararak bu konuyu değerlendirelim.
12 imamın ilki İmam Ali (a.s.) efendimizdir.
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
İmam Muhammed Bakır'ın (a.s.) şöyle dediğini duydum:
"Cebrail (a.s.) Hz. Muhammed'e (s.a.v.) iki nar getirdi. Ali (a.s.), Peygamberle karşılaştı ve dedi ki: 'Elindeki bu iki nar nedir?'
Buyurdu ki: 'Şu, peygamberliktir, senin onda bir payın yoktur. Şu da ilimdir.'
Sonra Resulullah, bu narı ikiye ayırdı, yarısını Ali'ye verdi, diğer yarısını da Kendisine aldı. Ardından şöyle buyurdu: 'Sen ilimde Benim ortağımsın. Ben de senin ortağınım.'
Allah (c.c.), Resulullah'a bir harf öğrettiğinde, O da mutlaka o harfi Ali'ye öğretmiştir. Derken bu ilim bize kadar ulaştı."
İmam bunu söylerken elini göğsünün üstüne koydu.
Ehl-i Beyt Ekolü'nün kendisi ile geniş kitlelere ulaşmaya başladığı İmam Bakır (a.s.), kendine miras kalan Ehl-i Beyt ilmine ve engin bir birikime sahipti, Hz. Peygamberin (s.a.v.) "Bakır" lakabına mazhar olan Ebu Cafer (a.s.), ilmi yarmış ve o ilme vakıf olmuştur. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.487)
Ehl-i Beyt imamları bulundukları dönemin en alim ve bilgili insanlarıydı. Dönemin en büyük alimleri onların talebesi gibiydi.
Abdullah b. Ata anlatıyor: "Gördüğüm bütün alimler, ilim bakımından Ebu Cafer'in (İmam Bakır) yanında cüce kalıyorlardı. Hakem b. Uteybe, onun yanında bir öğrenci gibiydi." (Hilyetü'l-Evliya, İsfahani, s.225)
Ehl-i Beyt imamları hem en iyi bilen hem de bildiklerini en iyi hayata geçiren kişilerdi.
Zehebi, İmam Bakır'ın (a.s.) ilmi hakkında şöyle yazıyor:
"O, ilim ile ameli, üstünlük ile şerefi ve itimat ile metaneti bir araya toplayıcı ve hilafete layık olan kimselerden biridir." (Siyer-u A'lami'n-Nubela, Zehebi, c.4, s.402)
Dönemin en büyük muhaddisleri, imamlar daha küçük yaşta olmasına rağmen bile onların "Allah vergisi" ilimlerinden istifade etmeye çalışmışlardır.
Adamın birisi Abdullah b. Ömer'e bir sual sordu. Abdullah bilemedi ve eliyle İmam Bakır'ı (a.s.) işaret edip, "Şu çocuktan sor ve aldığın cevabı da bana söylemeyi unutma" dedi.
Adam, İmam'a (a.s.) sordu, istediği cevabı alınca, Abdullah b. Ömer'e aktardı. Abdullah, "Bu ailenin ilmi Allah vergisidir" dedi.
Bilmediklerimizi sormamızın emredildiği "zikir ehli" Ehli Beyt imamlarıdır.
Hasan b. Muhammed şöyle rivayet etmektedir:
"İmam (a.s.), Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın buyurduğu, 'Bilmiyorsanız, sorun ehl-i zikirden' (Enbiya suresi, 7) ayetinin tefsirinde, 'ehl-i zikir biziz' buyurdu.
Şeyh Razi diyor ki: Ben Muhammed b. Mukatil'den, ehl-i zikrin kimler olduğunu sorduğumda, kendi görüşüne dayanarak, "Ehl-i zikir biz ve diğer alimleriz" dedi. Muhammed b. Mukatil'in bu cevabını Ebi Zare'ye söylediğimde çok şaşırdı ve peşine Yahya b. Abdulhamid'in (İmam Bakır'ın buyruğunu içeren) rivayetini kendisine aktarınca da, "Muhammed b. Ali (İmam Bakır) doğru söylemiştir. Zikir ehli onlardır gerçekten de, Ebu Cafer (İmam Bakır) alimlerin en büyüğüdür" dedi.
Ehl-i Beyt imamları her türlü ilimde ümmeti aydınlatmışlardır.
İbn Şehraşub, İmam Bakır ve oğlu İmam Cafer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: "? bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkam, helal ve haram hususunda o hazretten sadır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirisinden sadır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor: "Aklıma gelen her şeyi, Ebu Cafer'den (İmam Bakır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında O'na soru sordum."
Hilafet makamını gasp eden halifeler dahi Ehl-i Beyt imamlarının büyüklüğünü itiraf etmekten geri duramamışlardır.
Zamanın halifesi Hişam b. Abülmelik bile İmam bakır'ın ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bakır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin aşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır. (Siyer-u A'lamu'n-Nubela, c.4, s.405)
Allah Ehl-i Beyt'in şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin.
Ve ehl-i sünnet kaynaklarında da geçen birçok hadisinde 12 imam olarak ifade edilen bu sevilmiş ve seçilmiş kişileri de tek tek saymıştır.
Cenab-ı Hak, bu sevdiği ve seçtiği büyük zatlara, yaşadıkları dönemin merkezi olmaları sebebiyle kendi katından özel bir ilim de vermiştir. Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Muhammed Bakır (a.s.) eserinden aktararak bu konuyu değerlendirelim.
12 imamın ilki İmam Ali (a.s.) efendimizdir.
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:
İmam Muhammed Bakır'ın (a.s.) şöyle dediğini duydum:
"Cebrail (a.s.) Hz. Muhammed'e (s.a.v.) iki nar getirdi. Ali (a.s.), Peygamberle karşılaştı ve dedi ki: 'Elindeki bu iki nar nedir?'
Buyurdu ki: 'Şu, peygamberliktir, senin onda bir payın yoktur. Şu da ilimdir.'
Sonra Resulullah, bu narı ikiye ayırdı, yarısını Ali'ye verdi, diğer yarısını da Kendisine aldı. Ardından şöyle buyurdu: 'Sen ilimde Benim ortağımsın. Ben de senin ortağınım.'
Allah (c.c.), Resulullah'a bir harf öğrettiğinde, O da mutlaka o harfi Ali'ye öğretmiştir. Derken bu ilim bize kadar ulaştı."
İmam bunu söylerken elini göğsünün üstüne koydu.
Ehl-i Beyt Ekolü'nün kendisi ile geniş kitlelere ulaşmaya başladığı İmam Bakır (a.s.), kendine miras kalan Ehl-i Beyt ilmine ve engin bir birikime sahipti, Hz. Peygamberin (s.a.v.) "Bakır" lakabına mazhar olan Ebu Cafer (a.s.), ilmi yarmış ve o ilme vakıf olmuştur. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Muhammed Bakır, s.487)
Ehl-i Beyt imamları bulundukları dönemin en alim ve bilgili insanlarıydı. Dönemin en büyük alimleri onların talebesi gibiydi.
Abdullah b. Ata anlatıyor: "Gördüğüm bütün alimler, ilim bakımından Ebu Cafer'in (İmam Bakır) yanında cüce kalıyorlardı. Hakem b. Uteybe, onun yanında bir öğrenci gibiydi." (Hilyetü'l-Evliya, İsfahani, s.225)
Ehl-i Beyt imamları hem en iyi bilen hem de bildiklerini en iyi hayata geçiren kişilerdi.
Zehebi, İmam Bakır'ın (a.s.) ilmi hakkında şöyle yazıyor:
"O, ilim ile ameli, üstünlük ile şerefi ve itimat ile metaneti bir araya toplayıcı ve hilafete layık olan kimselerden biridir." (Siyer-u A'lami'n-Nubela, Zehebi, c.4, s.402)
Dönemin en büyük muhaddisleri, imamlar daha küçük yaşta olmasına rağmen bile onların "Allah vergisi" ilimlerinden istifade etmeye çalışmışlardır.
Adamın birisi Abdullah b. Ömer'e bir sual sordu. Abdullah bilemedi ve eliyle İmam Bakır'ı (a.s.) işaret edip, "Şu çocuktan sor ve aldığın cevabı da bana söylemeyi unutma" dedi.
Adam, İmam'a (a.s.) sordu, istediği cevabı alınca, Abdullah b. Ömer'e aktardı. Abdullah, "Bu ailenin ilmi Allah vergisidir" dedi.
Bilmediklerimizi sormamızın emredildiği "zikir ehli" Ehli Beyt imamlarıdır.
Hasan b. Muhammed şöyle rivayet etmektedir:
"İmam (a.s.), Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın buyurduğu, 'Bilmiyorsanız, sorun ehl-i zikirden' (Enbiya suresi, 7) ayetinin tefsirinde, 'ehl-i zikir biziz' buyurdu.
Şeyh Razi diyor ki: Ben Muhammed b. Mukatil'den, ehl-i zikrin kimler olduğunu sorduğumda, kendi görüşüne dayanarak, "Ehl-i zikir biz ve diğer alimleriz" dedi. Muhammed b. Mukatil'in bu cevabını Ebi Zare'ye söylediğimde çok şaşırdı ve peşine Yahya b. Abdulhamid'in (İmam Bakır'ın buyruğunu içeren) rivayetini kendisine aktarınca da, "Muhammed b. Ali (İmam Bakır) doğru söylemiştir. Zikir ehli onlardır gerçekten de, Ebu Cafer (İmam Bakır) alimlerin en büyüğüdür" dedi.
Ehl-i Beyt imamları her türlü ilimde ümmeti aydınlatmışlardır.
İbn Şehraşub, İmam Bakır ve oğlu İmam Cafer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: "? bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkam, helal ve haram hususunda o hazretten sadır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirisinden sadır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor: "Aklıma gelen her şeyi, Ebu Cafer'den (İmam Bakır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında O'na soru sordum."
Hilafet makamını gasp eden halifeler dahi Ehl-i Beyt imamlarının büyüklüğünü itiraf etmekten geri duramamışlardır.
Zamanın halifesi Hişam b. Abülmelik bile İmam bakır'ın ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bakır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin aşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır. (Siyer-u A'lamu'n-Nubela, c.4, s.405)
Allah Ehl-i Beyt'in şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024