İslam Dîni'nin insan müşahhasında yaşama biçimi Ehl-i Beyt'tir. Ayet-i kerimede buyrulur: And olsun ki Allah'ın Resulünde, sizin için uyulacak en güzel bir örnek var, o, size en güzel bir numune ve Allah'tan mükâfat umana ve ahiret gününde mükâfat umana ve Allah'ı çok çok anana da en güzel bir örnektir o." (Ahzab, 21).
Allah Resulü (s.a.a) her konuda birinci örnektir. Örnek oluşu sünnettir. Örnek bir baba, çocuklara, eşlerine davranışı, adaleti tesisi, yaşlılara, yetimlere, yolda kalmışlara, borçlulara, fakirlere davranışı birer sünnettir. Hak konusundaki hassasiyeti, hayvanların hakkını koruması birer davranış numunesi ve örnek sünnettir.
İkinci örnek yapı, Ehl-i Beyt'tir. Sünnet'in müşahhas ve Kur'an-ı Kerim'de emredilen, beyan edilen, tertemiz kılınan canlı örneği Ehl-i Beyt'tir. Allah Resûlü'nün ve Ehl-i Beyt'in terbiyesi bizzat Allah'ın lütfu, koruması, seçip yüceltmesi ile olmuştur.
Ehl-i Beyt'i bu takdir ile, Allah Resulü eğitmiş ve insanlığa sunmuştur. On iki İmam insanlığın, ilim ve ahlak kandilleridir.
Ehl-i Beyt ahlakı, Allah için sevmek, Allah için tutmak korumak demektir. Cömertlik demektir. Ehl-i Beyt ahlakı yaşanan bir yerde kuşlar bile daha özgürdür. Bırakın insan hürriyetine musallat olmayı…
Allah Resulü'nün veda hutbesinde buyurduğu;
"Size iki şey bırakıyorum; onlara temessük etseniz necat bulursunuz; biri Allah'ın Kitabı Kur'an, biri Âl-i Beytim"
Muhterem Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş Bey, "Bizdeki medeniyet insanlıktır" tespitinde bulunur.
İslam medeniyeti, insan medeniyeti bu güzel örnek üzerine bina edildi. İnsanlığa sunuldu.
Muhterem hocamız, Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Ehl-i Beyt derken, çıkış noktasına işaret etti. Bütün bir insanlığa, can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, iffet, adalet, hakkaniyet ancak bu modelle mümkün olabilir dedi. Türk ismi işte bu temsilin adıdır.
Kimsenin canına, malına, namusuna yan gözle bakmayan, adam gibi adam, örnek abi, örnek kardeş, örnek komşu bu kimlikte vardır.
Anadolu'yu karış karış dolaşan, gönül erleri, alperenler Ehl-i Beyt mayası ile kişilikleri mayalamışlardır. Abdulkadir Geylani, Hacı Bektaş Veli, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Hacı Mustafa Hayri Öğüt, Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Türk medeniyetini bu ulvi örnek ve sevda ile dipdiri ayağa kaldırmışlardır.
"İran diyarında çok meşhur olan bir olaydır.
İmam Rıza bir gün bir ahu (ceylan) avcısı görür. Avcı bir ahuyu sıkıştırmış avlamak isterken, İmam Rıza ile ahu kimsenin anlamadığı dilden konuşurlar. Özetle ahu İmam'dan şunu istemektedir: 'Söyle beni serbest bıraksın gidip anneme haber vereyim. Sonra döneceğim. İstediğini ondan sonra yapıp beni öldürsün.'
İmam Rıza durumu avcıya bildirir. İmam'ı tanımayan avcı gülerek der ki: 'Ahu'yu bırakırsan geri gelmez ki.'
İmam buyurur ki: 'Ben onun geri döneceğine kefilim. Geri dönmezse beni esir alabilirsin.'
Avcı kabul eder ve İmam'ı -ruhum ona feda olsun- esir alır. Kısa bir süre ahu annesi ile geri dönünce avcı şoka uğrar ve der ki: 'Kimsin sen ey efendim.'
İmam Rıza'yı tanıyınca onun hürmetine ahuyu serbest bırakır.
İran'da tüm evlerde işyerlerinde arabalarda görürsün ki yazar: 'Ya zamini ahu/Ey ahuya kefil olan." (Adem Birinci paylaşımından).
Ahu'nun dilinden anlayan, ahu'ya merhamet eden, koruyan, can ve ihlas ile sahip çıkan medeniyetin adına Ehl-i Beyt medeniyeti deniyor.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021