2001 krizinde Bahçeli, Ecevit ve Yılmaz kurtarıcı olarak IMF Direktörü Kemal Derviş'i çağırıp dışarıdan bakan yaptığı zaman Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'nin işini bitirecekler" demişti.Derviş, IMF taleplerini 3'lü koalisyona kabul ettirdi ve IMF ile 18. Stand-by anlaşmasını imzalattı. Bu yeni program millete ait varlıkların özelleştirme kılıfı altında yabancılara transferini hedefliyordu.Kısa dönem sonra iktidar Erdoğan hükümetine geçti ama Türkiye'nin içinin boşaltılması durmadı. Zira Erdoğan ve Abdullah Gül, IMF ile 19. Stand-by anlaşmasını imzalamış, sürece geçit vermişti. Kamuoyunda sıkı para politikası olarak ifade edilen programda Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'enflasyon maliyet odaklı' tezi gözden saklanmış, 'enflasyon talepten' görüşü esas alınmış, 'para piyasadan çekilmeli' tezi devreye konmuştur.Hazine ihalelerle para toplarken, Maliye Bakanlığı vergi ve ceza yoluyla kalanı süpürmüş, gelir vergisi yeterli bulunmamış, özellikle dolaylı vergiler artırılarak milletin cebi ve yastık altı boşaltılmıştır. 2002'de 59.1 milyar TL olan vergi, kat kat artırılmış, 2014'de 7 katına çıkarılmış 401.6 milyara ulaşmış. 12 yıllık AKP döneminde toplamda 2 trilyon 679 milyar vergi toplanmış, 611 milyarı bankalara faiz olarak aktarılmış, piyasadan çekilmiştir. Bankaların, milletin cebinden çektiği faiz bunun 3-5 katıdır. Elde avuçta kalmayan para, borçlandırılarak ele geçirilmiştir.Operasyon başarıyla uygulanmış, halka hazmettirilmiş, medya ve siyaset işbirliğiyle ekonomi övülmüş fatura beceriksiz(!) gariban vatandaşa kesilmiştir. Kaybeden kendini suçlarken programın içeriğini bilen az bir kitle tabi ki kazanmıştır.Usta'nın yardımıyla soyulan vatandaş, beş parasız kalınca, bankaların önüne masalar ve kredi kartı dağıtan kızlar dizdiler. 3 kefille alamadığı 1.000-3.000 hatta 10.000 TL limit içeren kartları, al diye gözün içine sokmaya başladılar. Aldık ve kartlı hayat başladı. Piyasada 58 milyon kredi, 102 milyon banka kartı, marketten berbere çiçekçiden pazarcıya 2 milyon 374 bin 11 adet POS cihazı var.Nakit ticaretten kazanç elde edemeyen bankacılık, kartı hayatımıza sokarak kart cirosuna yüzde 1.4 oranında ortak oldu. Kart gününde ödenmezse yüzde 27, temerrüde düşerse yüzde 34 faiz var. 14 Mayıs 2015 Türkiye Merkez Bankası verileri, kart borcu, 2002'de 4.3 milyardan 84.4 milyara, tüketici kredisi 2.3 milyardan 280.6 milyara, toplam kredi hacmi 1 trilyon 326 milyar 985 milyon 373 bin liraya ulaştığını yazıyor. Taşı taşıyabilirsen, faizi de çabası.Borç trilyonu tedavüldeki (dolaşımdaki) para miktarı, 78 milyar? Yıllardır diyorduk, nihayet Erdoğan gördü ve ekonominin 'patinaj' yaptığını itiraf etti. Başbakan Davutoğlu ile AKP kurmayları ise meydan geziyor, "IMF'ye borcumuzu ödedik, borç yok" diyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020