Hükümet gibi milletimiz de 17 yıldır elin parasıyla sefa sürdü. Nasıl mı? En başa gidelim;
Dün böylesine harcama meraklısı bir millet yoktu. Caddelerde, kaldırımlarda bu kadar araba yoktu.
Yollar bugünkü gibi makyajlı değildi. Tüneller, köprüler havalimanları, statlar, AVM'ler, hastaneler, özel üniversiteler vs. çok daha azdı.
Ama olan bir şey vardı. Neydi o? Ayağını yorganına göre uzatan bir millet ve haddini bilen bir hükümet vardı.
İstenilen Türkiye tablosu o muydu, diye sorarsanız! Tabi değil ama bugünkü tabloda istenilen Türkiye tablosu değil.
Ama o tablo bugünden çok daha sağlamdı. Çünkü devletin de borcu ona göreydi, milletin de…
Devletin yeterli olmasa da üretim sektöründe bir ağırlığı vardı. Milletin de çalışma alanında bir etkinliği.
Yeni işletmeler pek açılmasa da kapanmıyordu. Köylü malını satabiliyor, et, saman, buğday ithal etmek akla bile gelmiyordu.
Gel gör ki! BOP sahipleri 21. yüzyıl planlarını yapmışlardı. Türkiye'de yeni bir anlayış iktidar olacaktı. Oldu da. AKP oldu.
AKP iktidar olur olmaz hem milletin, hem de devletin önünü açtı. Tabi, 'önünü açtı' cümlesi hoşa gidiyor ama nasıl açtığına bir bakalım.
Devletin önünü açtı. Ama ne açma! Satmaya başladılar. Sattılar, sattılar. Yetmedi! Yabancı sermaye gelsin diye bütün imkânları ayakları altına serdiler.
Yetmedi! Bankacılığı yabancılara teslim ettiler.
O da yetmedi! Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmalarını hem de en yüksek faiz oranları ile yaptılar.
Haliyle ortada bir para akışı vardı. İşte o paralarla Saraylar, uçaklar, katlar, çiftlikler vs. yaptırıldı. Yanlarına yollar, havalimanları, okul ve hastaneler eklendi.
Milletin de önü açıldı, dedik. Bankalar çiklet satan bakkal gibi kredi kartı vermeye başladı. Üstüne kampanyalar bile yaptılar.
Vatandaş üç, beş kart sahibi oldu. Kartlarla yedi, içti, gezdi.
Aynı bankalardan krediler çekti. Ev aldı, araba aldı, hacca, umreye gitti, kurban kesti. İktidardan da hayır dualarını eksik etmedi.
Hem devlet, hem de millet uçuyordu. Sanki İmam Mehdi'li yıllar yaşanıyormuş gibi bir hava estiriliyordu. Hatta bazı bunaklar iktidar sahiplerini o muhteşem İmam ile kıyaslama alçaklığına bile giriyordu.
Ve at yoruldu. Tünele girildi.
Sahibi hem devletten, hem de milletten ata binme parasını istiyor. Hem de faiziyle ama tünel karanlık.
Bu tip karanlıklar iktidarları tedirgin eder. Haliyle milletin pohpohlanması, gazının alınması lazım.
İşte AKP yaklaşık bir yıldır bunu yapıyor. Çünkü tencere boş ve artık bedel istiyor.
"2019'da 2,5 milyon kişiye istihdam sağlayacağız"
"Güçlü yumruğumuzu vurduk, doları 5 liraya düşürdük"
"Ekonomideki şahlanışımız devam ediyor"
"Bazı olumsuzluklar yaşasak da tünelin ucundaki ışık giderek büyüyor"
"İhracatta yeni rekorlar kırıyoruz"
"Tarımda Avrupa'da bir numarayız"
* * *
Laf karın doyurur mu? Laf borçları kapatır mı? Laf gelen tehlikeyi önler mi?
Aklı olanlar hayır, diyordur.
Evet, 17 yıldır hem hükümetin, hem de milletin başkasının parasıyla sürdüğü sefa bitti. Artık cefa zamanı!
Devletin borcu ne kadar? 1 trilyon dolardan bahsediliyor.
Vatandaşın borcu ne kadar? 520 milyar TL.
Ne demek bu? Devlet ve millet en az 3 yıl hiç bir şey yemeden, içmeden borç ödemeye kalksa ödeyemeyeceği bir rakam.
Daha vahimi ise borçlandığı odaklar dünyanın kan emicileri.
AKP peş peşe zamları sıralıyor. Yetmiyor. Elde kalanları da satıyor. Yetmiyor. Vergileri arttırıyor. Yetmiyor.
Varlık fonu kuruyor. Yetmiyor. Gecelik swaplamalar yapıyor. Yetmiyor. Şimdi de 'ihtiyat akçesi'nin yani Merkez Bankasına ait kötü günler için ayrılan paraları Hazine'ye aktarma gayretine giriyorlar.
Ha! Vatandaşı mı soruyorsunuz? Aç ile çıplak kudurgan olur misali! İstanbul seçimlerini tartışıyorlar? Çalındı mı, çalınmadı mı?
AKP'nin Esenler başkanının akıl ve imandan yoksun sözlerini değerlendiriyorlar; Trabzonlular Rum ise Süleyman Soylu da Rum mudur?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024