Çağımızda enformasyon savaşı, askeri savaşlardan daha çok önem kazanmıştır. Çünkü bu savaşla bir milleti ucuz ve kolay yoldan teslim almak mümkündür. Enformasyon savaşını başarı ile yürüten ülkelerin başında ABD gelmektedir. Türkiye ise, savaş alanı konumundadır. En kötüsü, yaygın medyamız, kendi milletimize karşı enformasyon savaşı vermektedir. Bu bakımdan durumumuz çok vahimdir ve içler acısıdır. Öyle ki, yaygın medyamız, bu savaşın, misenformasyon (hatalı, yanlış bilgilendirme), dezenformasyon (bilgisizleştirme, cehaleti artırma), alienasyon (yabancılaştırma, aidiyet ve mensubiyeti çökertme) gibi yöntemlerinin hepsini, milletimiz üzerinde denemektedir.Siyaset bilimci Samir Amin'e göre, "ABD stratejik gücünü, enformasyon savaşı ile yani medya sayesinde kazanmıştır". Akbar S. Ahmed de aynı kanaati taşıyor. Diyor ki: "Amerika politikacılarının yapamadığını, Amerikan kitle iletişimi yapmış ve başarmıştır. Amerika'yı dünyaya egemen kılmıştır. Bu nedenle medya, herhangi bir ülkenin cephaneliğindeki en önemli silahtır". ABD, bu savaş için her yıl bütçe ayırır. Bütçeden, ABD'nin müttefiki ülkeler ile ABD'nin çatışmadığı ülkeler dahil olmak üzere, dünyanın her yerindeki medya mensuplarına, Özel Operasyonlar Komutanlığı'na bağlı psikolojik savaş uzmanlarına maaş verilir. Bu kişilerin en belirgin görevleri, bulundukları ülkelerin medyasında, ABD hükümet kaynaklarına atıf yapmadan, ABD yanlısı mesajların çıkmasını sağlamaktır. Psikolojik Operasyonlar Destek Birim başkan yardımcısı Mike Furlong diyor ki: "Ürün (mesaj) üzerinde elbette 'Made in USA' ibaresi yer almayacak. Ancak gazeteciler bir soru yönelttiklerinde bizim cevaplarımız oldukça dürüstçe ve doğru olacaktır".ABD'de enformasyon savaşını yürüten kurumlara, son yıllarda "Stratejik Nüfuz Dairesi" ve "Küresel İletişim Dairesi" gibi yenileri eklenmiştir. Demek ki ABD, her geçen gün, bu savaşta ağırlığını arttırmaktadır. Enformasyon savaşında kullanılan yöntemlerden biri de 'yeni kavramlar uydurmaktır'. Gerçekten kavramlar çok önemlidir. Çünkü mesajlar, kavramlara yüklenilerek verilmektedir. Mesela, "Müslüman terörist", "İslâm bombası"... gibi kavramlar, sıkça kullanılır. Hıristiyanlar, dünyayı kana bularlar, fakat hiçbir zaman "Hıristiyan terörist" denilmez. Hıristiyanların nükleer silahı, "Hıristiyan bombası", İsrail'inki "Yahudi bombası" olmaz, ama Pakistan ve İran'ınki "İslâm bombası" olur. Bu ve buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz.Bir başka deyişle, enformasyon savaşının temeli yalan, hile ve aldatmacadır. Esasında ABD'nin bütün askeri savaşlarının gerekçeleri de yalandır. Her şey olup bittikten sonra, "ABD'de özgürlük vardır" desinler diye, söz konusu yalanlar ortaya çıkarılıyor. Tarihçi Robert Hanyok,Vietnam savaşının yalan gerekçelerden çıkarıldığını, daha yeni ispatlayabilmiştir. İspatladı da ne oldu? Ölenler geri mi getirildi? ABD'nin, Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atmasının ve 500 bin insanı öldürmesinin gerekçesi de yalandı. Bugün herkes biliyor ki, Pearl Harbour saldırısı bir provokasyondu. En son örnek, Irak'ın işgalidir.Diyeceğimiz o ki, enformasyon savaşına karşı, savunma kurumlarını kurmak ve geliştirmek zorundayız. Aksi halde, sonumuz perişandır. Bu savaşın savaşçıları olan medya mensuplarına, çok dikkat etmeliyiz. Hangisi milletin yanında, hangisi düşman safında, bunun mutlaka ayırt edilmesi gerekir. Bu ayırımı nasıl yapacağız? Çok kolay, kullanılan kavramlara, verilen mesajlara bakacağız. Aslında, bu kişilerin yazmadıkları, söylemedikleri de bizim için bir ölçüdür. Mesela, 26-27 Kasım 2005 tarihleri arasında İstanbul'da "Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi" yapıldı. Bu tarihi olayı, hangi medya kuruluşları gündeme getirdi, hangileri gizledi? Buradan hareketle yönümüzü, yolumuzu, safımızı çok rahatlıkla tayin edebilir ve enformasyon savaşına karşı gerekli tedbirleri alabiliriz.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018