Son yaşadığımız rüşvet, yolsuz olaylarından sonra herkes kendine bir rakip, suçlayacak bir odak, kurum vs. seçip, muhatabını haksız düşürmenin gayreti içine girerken Prof. Dr. Haydar Baş, Yüce Milletimize döndü ve tarihi çağrılarından birini daha yaptı; "? Bu saatten sonra milletimiz olayları ve olacakları takip yerine kendini ve iradesini düzeltmeye bakmalıdır. Ezcümle, seçilenler değil, seçenler aynaya bakıp kendini seyretsinler ve istiğfar ile kendilerini düzeltsinler." (19-12-2013 Yeni Mesaj)Sayın Baş siyasilere ise "Türkiye'nin tanık olduğu en büyük rüşvet iddiaları karşısında adları karışan bakanlar istifaya hazır olduklarını söyleyip duruyorlar. Samimi iseler olayın patlak verdiği ilk anda istifa etmelilerdi" gerçeğini vurguladıktan sonra devlet adamının nasıl olması gerektiğini de vurguladı?"Şaibeler karşısında başka devletlerdeki siyasilerin uyguladığı gibi yargılama talebi bizzat şahsına suç isnat edilen kişiden gelmelidir. Siyasiler böyle rüşvet ve yolsuzluk iddiaları karşısında, sade bir vatandaş olarak yargılanmayı kendileri talep etmeli, hâkim huzuruna çıkarak temizlenmelidirler" (24-12-2013)Yaşanan gerçek ise bu bakanların istifa etmemeleri. Hukuk karşısında değil Erdoğan'ın hitabetiyle halk karşısında suçsuzluk gösterisi yapmaları artı ilk faturanın yargı ve kolluk kuvvetlerine kesilmesiyle bir masumiyet iddiasında bulunmalarıydı. Bir faturada CHP'ye kesildi. Evet, ortada AKP'liler ile ilgili iddia ve suçlamalar diz boyuyken, Erdoğan çok büyük bir vefasızlık daha yaparak CHP'ye bir fatura çıkarma gayretine girdi. Evet, evet Erdoğan'ın siyasi hayatında en çok vefa borçlu olduğu odaklardan biri CHP'dir. Ve Erdoğan yine CHP'ye vefasızlık etmiştir? Nedenine gelmeden önce AKP'yi saran yolsuzluk ve rüşvet olaylarında partisini eleştiren CHP'ye, Erdoğan diyor ki; "Genel müdürlük yaptığın dönemler dahil, Rahşan Affı ile kurtuldun. Bunların mazisi karanlık. Bu ülkeye bunlar zarardan başka ne yaptılar. CHP demek, kirlilik demektir. CHP demek, bu ülkeyi karanlıklara götürmek demektir. CHP demek, temel hak ve özgürlükleri yok etmek demektir?"Erdoğan seçilme yasaklıydı ve hakkında onlarca yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırma vs. konularda suç isnadı yapılmış ve davalar açılmıştı. Erdoğan'ın seçilme yasağı CHP tarafından kaldırıldı. Eyvallah. Ama Erdoğan'ın dokunulmazlık zırhına girmesini sağlayanda CHP'ydi. Ne demek istediğimi, gazetemizin başyazarı Sayın Muharrem Bayraktar 2-11-2013 tarihli yazısında, CHP eski Milletvekili Zülfü Livaneli'nin kitabından anlatıyordu? "2002 yılının aralık ayında saat 15.15'te Ankara'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le uzun bir görüşme yapmıştım? Oradan çıkıp doğruca Mehmet Sevigen'in evinde akşam yemeğine gittim. O yemekte Deniz Baykal, Önder Sav, Eşref Erdem, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk ve ev sahibi olarak Mehmet Sevigen vardı? CHP önemli bir karar öncesindeydi. Ya Anayasa değişikliğine destek vererek Tayip Erdoğan'ı, Meclis'e sokacak ve ona başbakanlık yolunu açacaktı, ya da seçimden önce halka söz verdiği gibi milletvekili dokunulmazlıkları kaldırılmadan bu Anayasa değişikliğine onay vermeyecekti. Bu işin ince noktası şuydu: O tarihte Erdoğan hakkında 54 yolsuzluk davası sürüyordu. Dokunulmazlıklar kaldırılmadan Meclise girerse, bir zırha kavuşacaktı ve davalar ertelenecekti. Ben dokunulmazlık maddesinin şart olarak öne sürülmesinde ısrar ettim? ? Tayip Erdoğan, oy aldığı için Meclise girebilirdi elbette, bu onun demokratik hakkıydı ama bu bizim halka söz verdiğimiz dokunulmazlık şartından vazgeçmemizi gerektirmezdi. Baykal bunu kabul etmedi ve o akşam laik Cumhuriyetin idam fermanını imzalamış oldu. Daha sonra Deniz Baykal'ın, Tayip Erdoğan'la bir öğleden sonra Beylerbeyi'ndeki bir lokantanın üstündeki otel odasında gizlice buluşarak, dört saat gizli pazarlıklar yapmış olduğunu öğrendik." (Zülfü Livaneli, Sevdalı Hayat, Doğan Kitap, sf.433?434) Bundan daha büyük bir vefa borcu olur mu?Aradan sekiz gün geçti. Yargısına, savcısına denilecekler denildi. Polis hizaya sokuldu. İstihbarata akıllı ve uyanık ol, emri verildi. Bir de yurt dışı havası alınıp, gelindi ve bakanlar istifa edin, ettiler. Geç gelen istifa, istifa değildir. Menfaattir, şartları kendi lehine dizayndır vs?Erdoğan Bayraktar'ı mı soruyorsunuz? Açıklamalarının tek amacı var; Beni harcarsan ben de seni harcarım, diyerek kendini garantiye aldı, Başbakanı kendine kalkan yaptı?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024