21. yüz yıl Türkiye'sinde enerji yokluğundan fabrikalar üretimi durdurmak zorunda kaldı. İnsanlar geçinemiyoruz, diyor. Aldığımız maaş yetmiyor, diyor. Ne oldu sizin 3Y'nize, diye soruyor! Yasaklar, yolsuzluk sizin olsun. Hani yoksulluğu bitirecektiniz, diye feryat ediyorlar.
Kısaca Diyanet personeli, yandaş bürokratlar ve AKP'nin elit kadroları dışında hemen herkes şikayetçi.
Hükümet her ne kadar birkaç kez, 'vatandaşımızın sıkıntılarının farkındayız' dese de, akabinde yaptıkları açıklamalarla, verdikleri örneklerle ve ortaya koydukları kıyaslamalarla adeta, 'bundan iyisi Şam'da kayısı' demek istiyorlar.
Birkaç ay önce sıvı yağ ve tuvalet kağıdı gündemdeydi. Ama gündemden düştüler. Fiyatları düştüğü için mi? Hayır. Şimdi daha önemli başlıklar gündemde; akaryakıt, doğalgaz ve elektrik.
AKP, İstanbul'un 40 yıllık trafik sorununu akaryakıt zamları ile çözdü.
Basit bir örnek! Bir işyerinin kirası mı, yüksek olur yoksa elektrik faturası mı? Normalde kira faturaların kat ve kat fazlasıdır. Ama AKP yapılamayanı yaptı ve artık faturalar, işyeri kiralarından daha yüksek.
Geçen gün bir işyerine gittim. Genel müdür kahkaha ile gülüyor. Nedenini sordum. Bu binaya 22 bin lira kira veriyoruz. Bu ayki elektrik faturası 30 bin lira.
Konutlar farklı mı? Hayır. Asgari ücretin onda biri elektrik faturasına gidiyor. Artık doğalgazı siz hesaplayın!
Ama Sayın Erdoğan, Ukrayna dönüşü yaptığı açıklamada adeta, 'batıya bakın, halinize şükredin, biz elimizden geleni yaptık' diyor.
Bakın ne diyor Sayın Erdoğan?
"Avrupa ile mukayese edilmeyecek derecede bir sübvanse (destekleme) yaptık. Şu an Avrupa'nın en ucuz doğal gazı bizde. Geçen yıl elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gaz faturalarında yüzde 75 oranında devlet olarak sübvansiyon sağladık. Tarifelere yansıtılmayan toplam sübvansiyon (destekleme) tutarı 100 milyar lirayı buldu.
2022 yılında da doğalgazın 4'te 3'ü hala sübvanse ediliyor. Dünya enerji noktasında büyük bir darboğazda.
Türkiye'deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 kilovatsaat olarak belirlenmişti. Gelen talepler üzerine birinci kademe aylık 210 kilovatsaate çıkarıldı. Bundan sonraki süreçte de biz vatandaşımızı dara, zora sokacak bir fiyat uygulamasını yapmayız."
Hangi ve nasıl tepkiler geldi? Vatandaşın, işletmecilerin, sanayicilerin sorunun çözüldü mü? Hayır. Peki, çözüm makamı kimdir? İktidar.
Peki, iktidarın 100 milyar liralık sübvanseyi (desteklemeyi) nereden yaptı? Hazineden. Hazineyedeki paranın kaynağı? Sen, ben, vatandaş. E! Kimin parası ile kime himmet ediliyor?
İktidar hiper enflasyonu saklıyor
Sayın Erdoğan'ın 'sadece elektrik ve doğalgazda 100 milyar liralık sübvanse sağladık', sözleri bile hiper enflasyonun itirafıdır. Ya sağlamasalardı ne olurdu, diye düşünün.
RS (Radio Sputnik) FM'de, Seyir Hali programında Ali Çağatay'ın sorularını cevaplandıran Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, enflasyon konusunda açıklamalarda bulundu.
"Türkiye'nin hiper enflasyona doğru ilerlediğini görüyoruz. 90'larda yaşanan hiper enflasyon ortamında ülkenin üretimde ne kadar zorlandığını, vatandaşın tüketim kabiliyetlerini ortaya koymakta ne kadar zorlandığını biliyoruz. Bugün de buna yakın vahim bir tabloyu yaşıyoruz' dedi.
Programda, "Enflasyon vatandaşın sırtına yüklenmiş en acımasız vergi biçimidir." diyen Baş, "Türkiye'deki enflasyonun sebebi maliyetlerdir, vergilerdir. Bu dolaylı vergiler bizim vatandaşımızın ve esnafımızın sırtında öyle bir yük ki bunlar devlete de bir fayda sağlamıyor, hükümetin de kârına değil.
Bu vergiler enflasyon oluşturuyor, oluşan enflasyon dövize yansıyor, dövizdeki artış sizin bütçenizdeki 100 milyar lirayı 50 milyar liraya düşürüyor.
Dolayısıyla bunun bir kârı da yok size. Başka bir bakış açısı koymak lazım. Vatandaşa para verelim, alım gücünü yükseltelim' dedi.
Şimdi bir daha soralım: Sayın Erdoğan himmet edip elektrik ve doğalgazda 100 milyar liralık sübvanse sağlamasaydı evlerimize, işyerlerimize ne kadar fatura gelirdi?
Patlıcanın, domatesin, salatalığın, marulun, mobilyanın, jantın, kartın vs. fiyatı ne olurdu?
Sonuç: AKP ekonomiyi yönetemiyor, psikolojiyi yönetiyor. Ama yokluk, psikolojiyi de yıkar.
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025