Hükümetin mülteci rakamları, TÜİK'in enflasyon rakamları mantık olarak aynı. Hükümet ısrarla mülteci rakamlarını 4 milyon civarında göstermeye çalışırken sokağın sesi 10 milyondan fazla diyor. Neyse!
Şimdi kalem-kağıt alın ve 'bir ülke için mültecilerin sebep olduğu sorunlar nelerdir' sorusuna cevapları sıralayın.
Ben güvenlik ve beka boyutundan konuya bakacağım.
2016 yılında İstanbul'da 500 bin Suriyelinin yaşadığını belirten İstanbul Valisi Vasip Şahin, "Suça karışanların oranı 5-10 bini geçmez. Suriyelilerin entegrasyonu için de birtakım eğitim projeleri yürütülüyor" demişti.
2022 yılında ise dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Türklerin suç oranı Suriyelilerin iki katı' demişti.
Geçtiğimiz hafta ise İstanbul Valisi Davut Gül: "100 Türk vatandaşının suç işleme oranıyla 100 yabancının suç işleme oranını kıyasladığımızda yaklaşık olarak yabancılar 6'da 1 daha iyi durumda. 6 Türk suç işliyorsa, 1 yabancı suç işliyor" demişti.
Bu açıklamalarda gizli olan iktidarda, mültecilerin ülkemiz için güvenlik ve beka tehdidi olduğunu biliyor ama bunun gündem edilmemesi, halkın bu algıya kapılmaması için mültecilere bir masumiyet portresi çizmeye, aklamaya çalışıyor.
Şimdi Sayın Erdoğan diyor ki; "Üç kıtanın kalbinde yer alan Türkiye, hadiseleri tribünden seyredemez".
Sayın Cumhurbaşkanım! Kalpte sıkıntı var. 12 yıl oldu ve bu sıkıntıyı gidermek için tek adım atılmadı. Vahimi ise bu sıkıntı hem sayı olarak, hem ekonomik olarak, hem sosyal refleks olarak ve de güvenlik olarak büyüyor.
Keşke içimizdeki sıkıntılara seyirci kalmasaydınız!
Suriye'de savaş filan yok. ABD'nin, Fırat'ın doğusuna kurduğu bir terör devleti var. Suriye ile görüşüp bu insanların vatanlarına dönmesini neden sağlamıyorsunuz? Neden kayıtsız kaldınız, kalmaya devam ediyorsunuz?
Üç kıtanın kalbinde yer alan ve bin yıldır Haçlıların hedefinde olan Türkiye'nin (Anadolu'nun) dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi olma konumuna gelmesi bir tesadüf olabilir mi?
Afganistan veya Pakistan'a benzemek
Ülkemizdeki bazı god kafalılar, provokatif dini bir gündemlere, 'Afganistan'a, İran'a, Pakistan'a döndük' tepkileriyle malum anlayışın değirmenine su taşıyorlar.
Bu millet, bu devlet inanç olarak şuna, buna dönmez. Ama siyaset olarak, can, mal, namus güvenliği ve terör eylemleriyle birilerine benzetilebilir.
Tam cevabını emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu'ndan aktarayım: "Şu anda sığınmacı sorunu ve yasası dışı göçmen sorunu Türkiye'nin beka sorunu haline geldi.
Bunun yakın tarihte iki örneği var; Pakistan ve Lübnan örneği. Pakistan 1980'lerde Ziya Ülhak, 4.5 milyon Afgan sığınmacı kabul edip, Afganistan'ı nüfuzu altına almak istedi. Bu 4.5 milyon Afgan sığınmacı o medreselerde eğitildi ve Sovyetlere karşı yetiştirildi.
Daha sonra Pakistan'ın eksi Başbakan'ı Benazir Butto, 'Doğunun Kızı' adlı kitabında, "4.5 milyon Afgan sığınmacı, Pakistan'ın sosyal ve kültürel dokusunu değiştirdi. Pakistan gençlerin uyuşturucu kullandığı bir coğrafya oldu" itirafından bulunuyordu.
O günden bugüne Pakistan, gün yüzü görmedi.
Diğer ülke, Lübnan'ın Beyrut başkenti 1980'lerde Orta Doğu'nun Paris'iydi. Fakat Filistinli mülteci ve sığınmacı akınına uğradı. Şimdi Lübnan'ın geldiği durum çökmüş devlet statüsünde.
Şimdi Türkiye eğer bu sığınmacıları 2-3 yıl içinde gönderemezse, sığınmacı ve yasa dışı göçmenler, Türkiye'den herhangi bir yere gönderilmezse tarih süreçten endişem şudur; Türkiye'nin özellikle sınır kentlerindeki demografik yapısı değişecek.
ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesi de (BOP) ABD herhangi fazla bir mali yüke girmeden gerçekleşmiş olacak. Bu sayede o kahraman kadro büyük Atatürk ve silah arkadaşlar tarafından 100 yıl önce yırtılıp çöpe atılan Sevr Antlaşması'nın hayalini de bazı güçler gerçekleştirmiş olacak."
Merak ediyorum! Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu'nun gördüğünü eski asker şimdi AKP'nin kurmaylarından olan Hulusi Akar, Yaşar Güler görmüyorlar mı?
Türkiye'nin göçmen politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu soru 2021 yılında BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş' a sorulmuştu. İşte Sayın Baş'ın cevabı:
"Türkiye'nin bir göçmen politikası yok. Olsa, doğru veya yanlış değerlendirelim ama ortada bir politika yok. Sadece göçmenler var.
Şunu bilmemiz lazım: Strateji olmadan devlet yönetilemez. Herkesin artık aklını başına alması zamanı geldi…
"Mülteciler için Talibanla görüşeceğiz" diyorsun. Suriyeliler için Esad ile neden görüşmüyorsun?
Yıllarca bunu söyledik. Babam, Merhum Genel Başkanımız Haydar Baş bunu defalarca söyledi. Esad ile niye görüşmüyorsun? Onun vatandaşı senin ülkende. Ve bunu söyledik diye başımıza gelmeyen kalmadı".
Sahi İslam düşmanı, Müslüman katili ABD, İsveç, Fransa, Belçika vs. ülke liderleriyle samimi pozlar verip, 'dostluk' mesajları açıklayanlar neden Esad ile görüşmekten kaçıyor?
Bir daha hatırlatalım! Biden'i, Macron'u Hıristiyan mezarlığına gömecekler. Esad ise Müslüman mezarlığına. Kiminle dostsunuz?
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- 2026 bütçesinin Türkçe meali: ‘Halktan alıp zengine veriyoruz’ / 18.12.2025
- Bölücülerin sözlerine Devlet Bahçeli imzayı da attı / 16.12.2025
- Erdoğan: ‘Asgari ücretle ilgili bir sürpriz yapabiliriz’ / 15.12.2025
- Milletin gerçeklerini görmeniz için daha ne olması lazım? / 14.12.2025
- ‘Türkiye hukuk devletidir’ iddiası ispata muhtaç / 13.12.2025
- DİB: ‘Devlet bütçesiyle kilise yapmak haramdır’ / 12.12.2025

















































































