Erkekler kadınlardan daha 'Tik'li
31.10.2004 00:00:00
Yapılan araştırmalara göre, toplumda bin
kişiden 6'sında tik var ve bu bozukluk erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görülüyor
Genellikle 7 yaş civarında göz kırpmasıyla başlayan tik daha sonra vücuda yayılarak, kol ve bacaklara kadar iniyor. Genellikle sese dayalı tikler başlangıç tikleri olarak kabul edilirken, küfür etme şeklindeki tikler (koprolali) de başlangıç yakınması olarak ifade ediliyor. Tik istemsiz, belirli bir tarzda, hızlı ve tekrarlayıcı hareket ya da ses çıkarma durumu olarak kabul ediliyor. Süresi genellikle bir saniyeyi geçmeyen tik sırasında kişi bu duruma direnç gösteremiyor. Tik davranışının vücutta görülen yeri, sıklığı ve zorlayıcılığı, çeşitli zamanlarda değişebildiği gibi, topluluk içinde olma ya da tek başına bulunmaya göre değişebiliyor. Tikler tek bir bölgede veya birden fazla bölgede ya da organda hissedilebiliyor. Tik davranışının yapılması ile birlikte geçici bir rahatlama elde ediliyor. Uzmanlar, tikin, yoğun stres durumları, kaygı düzeyinin arttığı haller, bitkin düşmek, can sıkıntısı hissetmek, kişi için önemli bir olaya katılmak, başkaları önünde aktif bir eylemde bulunmak gibi durumlarında artış gösterebildiğini belirterek, "Tik bozukluğu, kişiyi keyifle oyalayabilen bir aktivite (kitap okumak, tv. seyretmek gibi) dinlenme esnasında azalabilmektedir" dediler. Uzmanlara göre, kişilerin yüzde 40'ında ergenlik başlangıcında düzelen tik, yüzde 30 kadar hastada bir miktar düzelme ile hafiflemiş olarak devam ediyor. Geri kalan yüzde 30 kadar hasta erişkinlik hayatında da tik bozukluğu belirtilerini gösteriyor. Bu rahatsızlığı olan kişilerin bazı beyin bölgelerinde metabolizma hızı artarken bazı bölgelerde ise azalıyor. Tik hastalığında ilaç tedavilerinin yanında terapi ile de başarı sağlanıyor.
kişiden 6'sında tik var ve bu bozukluk erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görülüyor
Genellikle 7 yaş civarında göz kırpmasıyla başlayan tik daha sonra vücuda yayılarak, kol ve bacaklara kadar iniyor. Genellikle sese dayalı tikler başlangıç tikleri olarak kabul edilirken, küfür etme şeklindeki tikler (koprolali) de başlangıç yakınması olarak ifade ediliyor. Tik istemsiz, belirli bir tarzda, hızlı ve tekrarlayıcı hareket ya da ses çıkarma durumu olarak kabul ediliyor. Süresi genellikle bir saniyeyi geçmeyen tik sırasında kişi bu duruma direnç gösteremiyor. Tik davranışının vücutta görülen yeri, sıklığı ve zorlayıcılığı, çeşitli zamanlarda değişebildiği gibi, topluluk içinde olma ya da tek başına bulunmaya göre değişebiliyor. Tikler tek bir bölgede veya birden fazla bölgede ya da organda hissedilebiliyor. Tik davranışının yapılması ile birlikte geçici bir rahatlama elde ediliyor. Uzmanlar, tikin, yoğun stres durumları, kaygı düzeyinin arttığı haller, bitkin düşmek, can sıkıntısı hissetmek, kişi için önemli bir olaya katılmak, başkaları önünde aktif bir eylemde bulunmak gibi durumlarında artış gösterebildiğini belirterek, "Tik bozukluğu, kişiyi keyifle oyalayabilen bir aktivite (kitap okumak, tv. seyretmek gibi) dinlenme esnasında azalabilmektedir" dediler. Uzmanlara göre, kişilerin yüzde 40'ında ergenlik başlangıcında düzelen tik, yüzde 30 kadar hastada bir miktar düzelme ile hafiflemiş olarak devam ediyor. Geri kalan yüzde 30 kadar hasta erişkinlik hayatında da tik bozukluğu belirtilerini gösteriyor. Bu rahatsızlığı olan kişilerin bazı beyin bölgelerinde metabolizma hızı artarken bazı bölgelerde ise azalıyor. Tik hastalığında ilaç tedavilerinin yanında terapi ile de başarı sağlanıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
