İsmen bildiğimiz, sıklıkla tekrar ettiğimiz ama mahiyetini merak edip de araştırmadığımız en önemli kavramlardan birisi de, 'sünnet' kavramıdır.
Kısaca Hz. Peygamber'in söz, fiil ve emirlerinin genel adına 'sünnet' diyoruz.
Sözlükte ise sünnet; izlenen yol, yöntem, örnek alınan uygulama, örf ve gelenek anlamlarına geliyor.
Hz. Peygamber (s.a.a.v) hayatı boyunca hangi yolu izledi? Tabi ki Allah'ın (c.c) emrettiği yolu. Hangi yöntemi kullandı? Allah'ın (c.c) emrettiği yöntemini. Hangi uygulamaları, örfleri hayatına geçirdi? Allah'ın Kur'an'da beyan ettiği uygulama ve örfleri.
Yani Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi "Hz. Peygamber canlı Kur'an'dır. Sünnet, Kur'an'ın fiiliyata geçirilmiş halidir."
"Biz seni âlemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik." (Enbiya Suresi, 107)
"O, hevasından (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir." (Necm Suresi, 3-4)
"Şüphesiz, Allah'ın, Sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için Biz, sana kitabı hak olarak indirdik." (Nisa Suresi, 105)
"Peygamber, size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir." (Haşr Suresi, 7)
Lütfen herkes sorgulasın!
Yüce Allah (c.c) Ehl-i Beyt'i sevip, seçtiğini, tertemiz kıldığını beyan ediyor mu? Ediyor. (Azhap Suresi, 33) Peygamber Efendimiz yüzlerce hadisinde bu ilahi hakikate dikkat çekiyor mu? Çekiyor.
Peki, kendilerini 'Ehl-i Sünnet' diye tabir eden kişi ve anlayışlar neden Ehl-i Beyt'i hiç gündem etmedi, hakkıyla anlatmadı?
"De ki; Ben bu tebliğime karşılık Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret (karşılık) beklemiyorum" ayetine binaen Peygamberimiz her daim Ehl-i Beyt'ini öne çıkarmış ve kurtuluş yolu, kurtuluş gemisi olarak vasfetmiştir.
Yani Ehl-i Beyt'i sevmek, O'nlara tabi olmak hem farz, hem de sünnettir. Peki, kendilerini 'Ehl-i Sünnet' diye tabir edenler bu farz ve sünnetin gereklerini neden yerine getirmemişlerdir?
Hz. Ali (k.v)
Hz. Ali (a.s) hakkında üç yüzden fazla ayet nazil olduğu, nüzulüne vesile olduğu Ehl-i Sünnet kaynaklarında yazılıdır.
Yine Hz. Ali hakkında yüzlerce hadisi şerif vardı ki, bir kaçını hatırlayalım;
"Kim! Peygamberi sevdiğini zanneder ama vasiyi sevmezse hiç şüphesiz yalan söylemiştir."
"Ey Ali! Sen olmasaydın Benden sonra müminler tanınmazdı."
"Benden sonra ümmetimin en çok ilim sahibi olanı Ali'dir."
"Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O, Benim ilim şehrimin kapısıdır."
Bu hadis-i şerifler, Ehl-i Sünnet kaynaklarında zikredilmektedir. (Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Ali eserine bakınız.)
Yine Sayın Baş'ın aynı eserinde 220 Sünni kaynakta Maide Suresi 67. ayetinin İmam Ali hakkında indiği ifade edilir.
Ayet-i Kerime mealen şöyledir; "Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah, seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah, kâfir olan bir topluluğu hidayete erdirmez."
Gadir-i Hum mevkisinde inen bu ayeti kerime akabinde Peygamberimizin meşhur Gadir-i Hum Hutbesi irad edilmişti.
Efendimiz hutbesinde defaatle Ehl-i Beyt, İmam Ali, hilafet ve hak imamlara vurgu yapmış, müminlere yol göstermişti.
Ravi diyor ki; "Allah Resulü (sav) daha sonra Ali'nin pazısına vurdu ve onu ayağı kaldırdı. Daha sonra da onları bırakıp kollarını tuttu ve şöyle buyurdu;
"Allah ve Resulü, kimin mevlası ise bu (Ali) da onun mevlasıdır. Allah'ım! Onu seveni sev ve ona düşman olanın düşmanı ol.
Allah'ım! İnsanlardan kim, onu severse, Sen de onun sevgilisi ol ve kim ona buğz ederse, Sen de ona buğz et."
Allah'ın (c.c) Peygamberimizden sonraki halifesi İmam Ali'dir. İmam Ali'yi halife kabul etmek aynı zamanda sünnettir. 'Ehl-i Sünnet' olduğunu iddia eden anlayışlar bu ilahi hakikati neden kabul etmiyor hatta inkar ediyorlar?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024