Hain kalkışmanın üzerinden 3 yıl geçti. Televizyonlarda günlerdir Gülen ve yapılanması hakkında yayınlar yapılıyor.
Siyasiler, gazeteciler, akademisyenler Gülen yapılanmasını anlatıyor. Anlatıyorlar ama sonuca ulaşamıyorlar hatta ulaşmak da istemiyorlar.
Nasıl mı? Hani Mesnevi'de geçen fil tarifi var ya! Onun gibi. Kimisi bu yapılanmanın elini tuttu; FETÖ budur, dedi. Kimisi ayağını tuttu; FETÖ budur, dedi. Kimisi kulağını, tırnağını, kuyruğunu vs. tuttu ve FETÖ budur, dedi.
Hiçbir siyasi, akademisyen ve gazeteci vs. 'FETÖ'nün sahibi ABD'dir, CIA'dır, Vatikan'dır' demedi, diyemedi.
İlginç olan ise bu tartışmalarda yıllardır sorgulanan, "FETÖ'nün siyasi ayağı kimdir?" sorusuna üstü kapalı olsa cevaplar verildi. Daha doğrusu bu sorunun cevabı tarihe yayıldı. Bütün siyasi partilere ve de milletimize paylaştırılarak adeta konu kapatıldı.
Özetle; FETÖ'nün siyasi ayağı CHP'dir, ANAP'tır, Özal'dır, DYP'dir, Demirel'dir, Mesut Yılmaz'dır, Tansu Çiller'dir, Bülent Ecevit'tir, AKP'dir.
Diğer yandan FETÖ' nün, TSK'ya nasıl ve kimlerin gözü önünde girdiği de açıklandı.
Bir numara Kenan Evren… Evren'den sonraki Genel Kurmay Başkanları, kuvvet komutanları vs.
Evet, televizyonlarda günlerce bu konu işlendi. Öyle anlatıldı ki, kimse kimseyi suçlayamadı, şöyle yaptınız, böyle göz yumdunuz vs. diyemedi. Adeta seninki benden kara, tartışmaları izledik.
Bu konuşmalara bakarak şöyle bir sonuç çıkarsak yanlış olmaz herhalde; FETÖ denen hain yapılanma dünden bugüne siyasetin, bürokrasinin ve de askerin el birliği ile oluşturduğu, millete sevdirdiği ve milletin de sevdiği bir yapıdır.
Ekranlarda şövalyelik yapan akademisyen, gazeteci ve yazarlardan bu sonucu da değerlendirmelerini istiyorum.
Çünkü çizdikleri resmin Türkçe okunuşu bu şekilde!
Sular o kadar bulandırıldı ki, artık insanımız FETÖ haberi duymaktan bıktı. Kimse FETÖ'nün siyasi ayağını da merak etmiyor.
Baksanıza! AKP eski vekili Mehmet Metiner, FETÖ'nün siyasi ayağı CHP'dir, derken Saadet lideri Temel Karamollaoğlu, 'FETÖ'nün siyasi ayağı AKP'dir, diyor.
İyi Parti liderine FETÖ soruşturması açılmış ve rafa kaldırılmış. Meral Hanım müracaat ederek, "Dosyayı raftan indirin, ifadeye çağırın, bildiklerimi anlatayım" mealinde açıkça meydan okuyor.
Yani ortadaki net tabloya o kadar rötuşlar yapıldı ki, tablo tanınmaz hale geldi. Bu mealde özellikle yazar-çizerlere sesleniyorum; birilerinin gözüne girmek için FETÖ'yü karalama yarışına girmenize de gerek yok!
Çünkü 1950'lerde 'Yeşil İslam, Ilımlı İslam' gibi isimlerle kurumlaşmaya başlayan, 'Dinlerarası Diyalog' adı altında 21. yüzyıla adım atan ve son ismi FETÖ olan bu yapı bir projeydi. Proje amacına ulaştı ve sahipleri tarafından piyasadan çekildi.
Şimdi karşımızda FETÖ'nün babası var. Hani kiminiz akademik, kiminiz siyasi, kiminiz medya, kiminiz ticari kariyer ve menfaatlerinizi zedelememek için açıklamadığınız 'baba' var ya! İşte onlar şimdi Türkiye'nin karşısında.
Evet, FETÖ'nün babası, dedik ama FETÖ'nün babası bir değil. ABD, İsrail, Vatikan, AB ülkeleri FETÖ'nün babalarıdır.
FETÖ bitti mi, diye tartışıyorlar. FETÖ bitmez. Ta ki içimizdeki imanı ayağa kaldırmadıkça ve ABD'nin, Vatikan'ın, AB'nin, bu devleti ve milleti bir an önce yok etmek istediklerini görmedikçe ve o içinizdeki batı hayranlığı bitmediği sürece FETÖ bitmez.
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025