Diyanet'ten bahsediyorum. Allah'ın (c.c) açık hükümlerine rağmen Ortadoğu'da akan kan, ırzlarına geçilen yüz binlerce Müslüman kadının hakkı için tek kelime etmediler, siyasileri ne uyardılar, ne de Allah'tan korkun, dediler.
Bugün "darbe darbe" diyorlar ya! İşte o darbe Şubat 98'de başlamıştı. Hem de hedef Allah'ın dini ve Peygamberi idi.
Diyanet bu darbeye bırak karşı çıkmayı 'dinler arası diyalog' adı altında bizzat iştirak etti.
Bu ülkede, Allah'ın hükümlerine karşı hüküm konuldu. Diyanet, Allah'tan korkarak hakkı ortaya koymak ve gerekli yerleri uyarmak yerine az bir menfaat karşılığı sustu.
'Bakara-makara', 'ikinci peygamber gibidir', Kur'an güncellenmelidir' gibi binlerce söylemler karşısında da derin bir suskunluğa büründü.
Diğer taraftan konut satımı için fetva lazımdı, verdi. Allah (c.c) ve Resulünün (s.a.a.v) 'put' olarak tariflendirdiği 'resim, ikona ve semboller' için de fetvayı verdi. Şimdi de fitne peşinde!
24 Temmuz, Türkiye Cumhuriyeti için tarihi bir gündür. Çünkü 24 Temmuz'da imzalanan Lozan anlaşması ile dünya devletleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını resmen kabul etmişlerdir.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllarca dediği ve artık sloganlaşan, "Lozan, Türkiye'nin tapu senedidir" sözünün gerçekleştiği gündür.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Beyefendi de bu önemli günün 97. yıldönümünde yayınladığı mesajda, babasının sözlerine vurgu yaparak; "Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusudur. Lozan Barış Antlaşması'nın 97. yıldönümü kutlu olsun. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim" dedi.
Bu yılki 24 Temmuz'da tarihe bir başka başlık daha açıldı; Ayasofya.
Yaklaşık 2 aydır devam eden ve bizlerin ısrarla, 'Ayasofya'nın ibadete açılmasına tamam, siyasete açılmasına asla, hele tarihe laf edilmesine katiyen' uyarı ve söylemlerimize rağmen Ayasofya ibadetin önüne geçerek siyaset ve fitneye açıldı.
Diyanet İşleri Başkanı da bu fitnenin merkezi oldu.
Ayasofya'daki ilk hutbeyi Adil Öksüz'ün tez hocası Diyanet İşleri Başkanı okudu. Sayın Başkan tarihe geçmek istiyor olacak ki, birleştirici, kaynaştırıcı, müjdeleyici bir üslup yerine fitneci, kindarlaştırıcı, öteleyici bir üslup seçerek; "Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar" cümlelerini kurdu.
Bu cümlelerin hedefi bellidir. Tabi birçok tarihçi, siyasetçi bu üslubu, 'Emevi zihniyetinin' yansıması olarak gördüler. Doğru da gördüler.
Benim merak ettiğin, Ali Erbaş'ın inancı, devlet malına kastedenler, adaletten sapanlar, Allah'ın hükümlerine karşı hüküm koyanlar için ne diyor?
Diğer taraftan birçok kesim, Ali Erbaş'ın 'lanete uğrar' cümleleriyle Atatürk'ü hedef aldığını ifade etti.
Niyeti o olabilir ama Ali Erbaş, Sayın Erdoğan'ı da hedef almıştır. Neden mi? Atatürk Orman Çiftliği ve Atatürk'ün vasiyeti ortada…
Diyanet İşleri tehlikeli sulara kulaç atıyor. İslam dininin birleştirici, kaynaştırıcı, müjdeleyici, affedici mantığını yansıtması gereken bu kurum tam aksi söylem ve icraatlar peşinde.
Bu duruş, büyük projenin küçük parçasıdır. O büyük projeyi, Merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş 30 yıl önce açıklamış ve yıllarca bu projeye dikkat çekmişti. Nedir o proje?
"Cumhuriyetin kabulünün ilk döneminde, Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal, saltanat yerine yeni bir yönetim biçimi olan cumhuriyeti getirirken saltanatı, din biçiminde algılayanlar yeni yönetimi yani cumhuriyeti, saltanat karşıtı algılamak yerine, din karşıtı olarak algıladılar" diyen Sayın Baş, 'dinsiz Atatürk' söylemlerinin sahiplerinin Yunan ve İngiliz istihbaratı olduğunu anlatmış ve "Allah rızası için Atatürk'ün bir tane haramı helal, helali de haram yaptığını gösteren var mı?" diye sormuştu.
Bu 24 Temmuz'da Muhterem Hocamın haklılığı bir kez daha tescil edilmiştir.
Yunanistan hem Lozan'ın yıldönümü, hem de Ayasofya'nın açılmasına tepki olarak Selanik'teki, Atatürk'ün doğduğu evi ziyarete kapattı.
Aynı gün Ankara'da ise Anıtkabir ziyarete kapatıldı.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024