Bu bayram gününde, 'Tek başıma kalsam dahi Ehl-i Beyt davasını savunmaktan asla vaz geçmem' diyen Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı rahmet ve özlemle anıyoruz.
Allah (c.c) O'ndan razı olsun ki, Prof. Dr. Haydar Baş dediğini yaptı. Sünni dünyaya, Sünni kaynaklardan, Şii dünyaya da Şii kaynaklardan Ehl-i Beyt hakikatini NAS ile anlattı.
Nasibi olan Tevhid'in Merkezi Ehl-i Beyt'e geldi. Olmayan kendi yörüngesinde yuvarlanıp gitti. Allah hidayet versin.
Evet, bugün Gadir Hum Bayramı. Bu günü bayram yapan Allah'a hamd, bayramı ilan eden Hz. Muhammed (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt'ine de salat ve selam olsun.
Bu günün önemini bizzat Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın cümlelerinden öğrenelim:
"Sünni dünya, Hz. Ali Efendimiz, Ehl-i Beyt ve Gadir-i Hum günü ile bizim çalışmalarımız sonrasında tanıştı.
Mesela, Zilhicce'nin 18'i yani bugün Şiiler için kutsal bir bayram günü iken, kaç Sünni bugünden haberdardı.
Hatta bendeniz Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi'nde Veda Hutbesinde İnsan Hakları konulu tezimi sunarken, felsefeci bir hoca, keşke Gadir Günü'ne de temas etseydiniz dediğinde, Gadir-i Hum gününü ilk defa o gün duyduğumu itiraf etmeliyim.
Oysa İslam dünyasında bırakılan en değerli miras Gadir Günü'ne aittir ve tüm ümmete bırakılmış, emanet edilmiştir. Zira Gadir Günü, Hz. Peygamber kendinden sonra ümmete kimin halife olacağını ilan etmiştir.
Bu ilanın nefsi tercihi olmadığı da ilandan önce ve sonra inen ayetlerle sabittir.
Bugün Sünni dünyanın reddettiği bu gerçek aslında İslam'ın devam şeklini inkar değil de nedir?
Hz. Peygamber Gadir-i Hum Hutbesini Allah'ın emri ile irad ettiğine göre, bunu reddetmek Allah'ın emrine karşı gelmek manasındadır. 220 Sünni alimin eserinde yer alan ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak açıklıktaki konu Ehl-i Beyt dünyası için bir iman şartıdır.
İmanın ve İslam'ın şartlarında bir olan Şiiler ile Sünniler hilafet bahsinde ayrılırlar. Oysa Gadir Günü inen ayetler dikkate alındığında onların inandığı şekilde hilafet hakikaten bir iman şartıdır."
Evet, hakikat budur ve bu hakikati Merhum Baş Hocamız 220'den fazla meşhur Sünni diye bilinen alimlerin eserlerinden ortaya koymuştur.
Gadir Hum Hutbesinin tam metnini incelediğimizde Allah Resulünün bu konuşmayı, açıklamayı, ikazı neden yapmak zorunda kaldığını herkes anlar.
O gün yapılan ilahi tebliği ve atamayı sadece bir kişi sorgulamıştır.
Hâris İbn Nu'mân el-Fihrî'ye adındaki bir şahıs, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle seslenmiştir:
"Ey Muhammed, Allah'tan getirerek bize yegâne ilâhın Allah olduğuna ve senin O'nun elçisi olduğuna şehadet etmemizi emrettin, bunu kabul ve tasdik ettik.
Günde beş vakit namaz kılmamızı emrettin, onu da senden kabul ettik.
Mallarımızın zekâtını vermemizi emrettin, onu da senden kabul ettik.
Her sene Ramazan ayında oruç tutmamızı emrettin, haccetmemizi emrettin; onları da kabul ettik.
Sonra bütün bunlara razı olmayıp bir de bunların üstüne amcaoğlun (Ali'yi) bizden üstün tuttun. Bu, senden mi, yoksa Allah'tan mı?"
Hz. Peygamber (sav) cevaben "Yegâne ilâh olan Allah'a yemin ederim ki bu, ancak Allah'tandır" buyurdu.
Bunun üzerine Haris b. Numan "Ey Allah'ım! Şayet Muhammed'in söylediği hak ise üzerimize gökten taş yağdır veya bizim başımıza elim bir azap getir" diyerek arkasını dönüp gitmeye başladı. O anda gökten başına öyle bir taş düştü ki, başından girdi, altından çıktı.
Râvi der ki: "Allah'a yemin olsun ki daha devesine ulaşamadan Allah Tealâ onun başının üstüne öyle bir taş indirdi ki, tam tepesine isabet edip dübüründen çıktı, onu böylece öldürdü.
Hutbeye dönersek!
Peygamberimiz, hutbesinin son bölümünde Nisa Suresi 47. Ayeti okudu: "Ey kendilerine kitap verilenler! Birtakım yüzleri silip de tersine çevirmeden, yahut cumartesi halkını lânetlediğimiz gibi onları lânetlemeden, yanınızda bulunanı (Tevrat'ı) doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu kitaba (Kur'an'a) iman edin. Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir"
Ve sözlerine şöyle devam etti:
"Ey insanlar! Allah'a yemin olsun ki bu ayette kendilerini, isim ve soylarıyla bildiğim ashabımdan bir grup kastedilmiştir. Ama onları ifşa etmemekle görevlendirildim. O halde her kim amel ederse, kalbinde Ali'ye karşı taşıdığı sevgi veya kinle mutabık olan şeyi bulacaktır."
Peygamber Efendimiz hutbesinin devamından, İmama haset duymaktan sakındırmış, münafıkların ihanetleri ve sözlerine bağlı kalmayacaklarına işaret etmiş, kendisinden sonra ki yalancı imam ve halifelerden sakınmaları gerektiğini vurgulamıştır.
O gün orada bulunanların tamamı bu tebliği kabul etmiş, Peygamber Efendimizin huzurunda İmam Ali'ye biat etmiş, oy vermiş, devlet başkanımız sensin, sözünü vermişti.
Ama gel gör ki, o meşhur isimler, Peygamberimizin emri ile Usame'nin ordusuna asker olarak görevlendirilmiş ama Peygamberin kesin emrine rağmen Usame'ye itaat etmeyip, orduyu hareket etmesini engellemiştirler.
Aynı kişiler, "Bana kağıt kalem getiriniz; size benden sonra hiçbir zaman yolunuzu şaşırtmayacak bir yazı yazayım (vasiyette bulunayım)" diyen Peygamber Efendimize, kalem kağıt getirilmesini de engellediler.
Yine aynı kişiler, Peygamberimizin vuslat haberini duyunca Efendimize koşmak yerine Sakife'ye koştular. Eyüp Sultan ve Selman-i Farisi Hazretleri gibi 17 meşhur sahabenin Gadir Hum ve verdiğiniz sözleri unutmayın, hatırlatması ve itirazlarına rağmen 25 kişi ile kendi halifelerini seçtiler.
Neticede bizler, Allah'ın seçtiği, Resulünün tebliğ ettiği halifelere tabiyiz. Rabbim, Onlara layık ve sadık olmayı nasip eylesin. Bayramımız kutlu olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025