NATO tatbikatında ulu önder Atatürk'ün resmi ve son cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adı düşman listesine konuldu, hedef gösterildi.
Saray ve hükümet ilk gün aynen 15 Temmuz sürecinde olduğu gibi "Bu hakaret, bu hedef gösterme, bu ihanet Türkiye Cumhuriyetine yapılmıştır" dediler. Ardından "Bu hareket kabul edilemez, ihanettir, alçaklıktır" cümleleri kuruldu.
NATO Genel Sekreteri özür diledi, bir daha olmayacak, dedi.
Bu olay hafta içi iç politika malzemesine dönüştü. Sonucu ise hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ açıkladı; "Erdoğan'a karşı büyük uluslararası işbirliği var."
Tabi Bozdağ, Türkiye-NATO ilişkilerinin geleceği ne olacak sorusunu da yanıtladı; "NATO'dan ayrılmamız söz konusu değil. Biz, NATO'nun bir üyesiyiz."
Haliyle Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ne oldu, diye sormak istiyorum?
Reza Zarrab
2013'ün son ayı hükümet için çok soğuk geçmişti. O soğuk hala devam ediyor. Ama hükümet bu meseleyi de milli mesele haline getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; "17-25 Aralık tuzağı başarısız olunca, aynı tezgâhı götürüp ABD'de kurdular. Bize asıl darbe zahirde bizden görünüp düşmanlarla birlikte olanlardan geliyor" dedi.
Erdoğan'ın başdanışmanlarından olan İlnur Çevik ise olayı ağlasam mı, gülsem mi boyutuna taşıdı. Çevik, Yeni Birlik gazetesindeki köşe yazısında şöyle diyordu:
"Bu işlerin buraya varacağını daha Rıza Zarrab kuzu kuzu Amerika'ya gidip kendini FETÖ'cü ABD savcılarına yakalattığı zaman anlamalıydık."
Adeta hükümetin medyadaki kalemleri olan Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi ile Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman da, "Reza Zarrab'ın ABD'de tutuklanmadan önce itirafçı olmayı kabul ettiğini" iddia ettiler.
Dedim ya! Gülsem mi, ağlasam mı! Aynen 15 Temmuz'u eniştenin haber vermesine benziyor.
Düşünsenize! Bu şahıs hakkında milyarlarca dolar, tonlarca altın söylentileri, açılan davalar, kumpaslar, içeri almalar, devletten alınan tazminatlar artı devlet erkânının bizzat ödüllendirmeleri yaşanmış.
Bu şahsın ortağı Zencani hakkında İran'a uygulanan ambargoyu delmekle dava açılmış, hemen akabinde hakkında milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları gündeme gelmiş ve İran bu şahsı yargılayıp, idama mahkûm etmişti.
Ve bu süreçlerin ardından bir gece ansızın Zerrab'ın ailesiyle ABD'ye tatil için gittiğini ve gözaltına alındığını öğrendik.
O günlerde de yazdık; bu kadar parası olan bir kişi tatil için ABD'ye neden gider, diye. Bu sorunun cevabını 2 yıl sonra Saray'ın 36 danışmanından biri olan İlnur Çevik yeni keşfetmiş olacak ki, Zarrab'ın bilerek ABD'ye gittiğini, itiraf etti.
Söylenecek çok şey var ama O-HALDE susuyorum.
Suriye'de Esad kazandı
Soçi'de Erdoğan, Putin ve Hasan Ruhani bir araya geldiler. Suriye'de tek çözümün siyasi olduğunu açıkladılar. Aynı günlerde bu üç ülkenin dışişleri bakanları Antalya'da toplandı. Ortak karar; Suriye'de Esad kazandı.
Amma!
ABD oltayı yine attı. Trump aradı Sayın Erdoğan'ı. Telefon ile görüşme ABD tarzı. Hani Obama'nın beysbol sopasıyla konuşma görüntüleri vardı ya! İşte benzer kareyi Saray yansıttı.
Ne konuşulmuş? ABD-Türkiye ilişkileri, Suriye, YPG vs. ABD söz vermiş; YPG'ye bir daha silah verilmeyecekmiş (!) Stratejik ortakmışız vs.
Bakalım, yöneticilerimiz bu sefer dik durabilecekler mi? Yoksa oltaya gelecek mi?
Singapur'dan ne eti alacağız
Et meselesi iyice mide bulandırmaya başladı. Yıllardır besmelesiz et ithal edildi, edilmeye devam ediyor. Daha birkaç ay önce Boşnaklarla ağlayıp ardından Sırplardan et alan yöneticilerimiz şimdi de Singapur'dan et alacaklarını açıkladılar.
Ama medyada çıkan haberlere göre Singapur'da sadece 200 büyükbaş hayvan olduğu, hiç koyun bulunmadığı ama 270 bin domuz varlığına sahip olunduğu açıklandı.
Haliyle hükümete, Singapur'dan ne eti ithal edecek, diye sormak istiyorum?
Saray ve hükümet ilk gün aynen 15 Temmuz sürecinde olduğu gibi "Bu hakaret, bu hedef gösterme, bu ihanet Türkiye Cumhuriyetine yapılmıştır" dediler. Ardından "Bu hareket kabul edilemez, ihanettir, alçaklıktır" cümleleri kuruldu.
NATO Genel Sekreteri özür diledi, bir daha olmayacak, dedi.
Bu olay hafta içi iç politika malzemesine dönüştü. Sonucu ise hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ açıkladı; "Erdoğan'a karşı büyük uluslararası işbirliği var."
Tabi Bozdağ, Türkiye-NATO ilişkilerinin geleceği ne olacak sorusunu da yanıtladı; "NATO'dan ayrılmamız söz konusu değil. Biz, NATO'nun bir üyesiyiz."
Haliyle Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ne oldu, diye sormak istiyorum?
Reza Zarrab
2013'ün son ayı hükümet için çok soğuk geçmişti. O soğuk hala devam ediyor. Ama hükümet bu meseleyi de milli mesele haline getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; "17-25 Aralık tuzağı başarısız olunca, aynı tezgâhı götürüp ABD'de kurdular. Bize asıl darbe zahirde bizden görünüp düşmanlarla birlikte olanlardan geliyor" dedi.
Erdoğan'ın başdanışmanlarından olan İlnur Çevik ise olayı ağlasam mı, gülsem mi boyutuna taşıdı. Çevik, Yeni Birlik gazetesindeki köşe yazısında şöyle diyordu:
"Bu işlerin buraya varacağını daha Rıza Zarrab kuzu kuzu Amerika'ya gidip kendini FETÖ'cü ABD savcılarına yakalattığı zaman anlamalıydık."
Adeta hükümetin medyadaki kalemleri olan Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi ile Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman da, "Reza Zarrab'ın ABD'de tutuklanmadan önce itirafçı olmayı kabul ettiğini" iddia ettiler.
Dedim ya! Gülsem mi, ağlasam mı! Aynen 15 Temmuz'u eniştenin haber vermesine benziyor.
Düşünsenize! Bu şahıs hakkında milyarlarca dolar, tonlarca altın söylentileri, açılan davalar, kumpaslar, içeri almalar, devletten alınan tazminatlar artı devlet erkânının bizzat ödüllendirmeleri yaşanmış.
Bu şahsın ortağı Zencani hakkında İran'a uygulanan ambargoyu delmekle dava açılmış, hemen akabinde hakkında milyarlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları gündeme gelmiş ve İran bu şahsı yargılayıp, idama mahkûm etmişti.
Ve bu süreçlerin ardından bir gece ansızın Zerrab'ın ailesiyle ABD'ye tatil için gittiğini ve gözaltına alındığını öğrendik.
O günlerde de yazdık; bu kadar parası olan bir kişi tatil için ABD'ye neden gider, diye. Bu sorunun cevabını 2 yıl sonra Saray'ın 36 danışmanından biri olan İlnur Çevik yeni keşfetmiş olacak ki, Zarrab'ın bilerek ABD'ye gittiğini, itiraf etti.
Söylenecek çok şey var ama O-HALDE susuyorum.
Suriye'de Esad kazandı
Soçi'de Erdoğan, Putin ve Hasan Ruhani bir araya geldiler. Suriye'de tek çözümün siyasi olduğunu açıkladılar. Aynı günlerde bu üç ülkenin dışişleri bakanları Antalya'da toplandı. Ortak karar; Suriye'de Esad kazandı.
Amma!
ABD oltayı yine attı. Trump aradı Sayın Erdoğan'ı. Telefon ile görüşme ABD tarzı. Hani Obama'nın beysbol sopasıyla konuşma görüntüleri vardı ya! İşte benzer kareyi Saray yansıttı.
Ne konuşulmuş? ABD-Türkiye ilişkileri, Suriye, YPG vs. ABD söz vermiş; YPG'ye bir daha silah verilmeyecekmiş (!) Stratejik ortakmışız vs.
Bakalım, yöneticilerimiz bu sefer dik durabilecekler mi? Yoksa oltaya gelecek mi?
Singapur'dan ne eti alacağız
Et meselesi iyice mide bulandırmaya başladı. Yıllardır besmelesiz et ithal edildi, edilmeye devam ediyor. Daha birkaç ay önce Boşnaklarla ağlayıp ardından Sırplardan et alan yöneticilerimiz şimdi de Singapur'dan et alacaklarını açıkladılar.
Ama medyada çıkan haberlere göre Singapur'da sadece 200 büyükbaş hayvan olduğu, hiç koyun bulunmadığı ama 270 bin domuz varlığına sahip olunduğu açıklandı.
Haliyle hükümete, Singapur'dan ne eti ithal edecek, diye sormak istiyorum?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024