2017 ile birlikte ilk üç ayın ve geçen yılın ekonomik verileri peş peşe açıklanıyor. Matematikte rakamlar net ve netice kesindir. Ama işin içine insan faktörü girince ortaya çıkan rakamlar bana tutarsız geliyor.
TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre ekonomimiz 2016 yılında yüzde 2,9 büyürken, yılın son çeyreğinde bu rakam yüzde 3,5 olarak gerçekleşiyor.
GSYH, 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 10,8 artarak 2 trilyon 590 milyar 517 milyon lira olarak gerçekleşiyor.
Kişi başına düşen milli gelir 2015 yılında 9 bin 261 dolar iken bu rakam 2016 yılında 10 bin 807 dolara çıkmış.
Tabi 2015 yılında doların 2 TL seviyesinde olduğunu bugün ise 3,65 TL olduğunu düşünürsek nasıl zenginleştiğimiz (!) daha iyi anlaşılır.
Tablo gülistan. Ya gerçek!
İşsizlik zirve yapmış. Resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 12'ye dayanmış. Enflasyon Ekim 2008'den sonra en yüksek seviyeye çıkarak tüketici fiyatlarında yüzde 11.29, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 16.09 olmuş.
Evet, rakamlar yalan söylemez ama bu tabloda bana göre bir terslik var.
Vatandaş olarak düşünüyorum! Bir atölyem var ve 10 kişi çalıştırıyorum. İşler beklediğim üzerinde. Aldığım işleri yetiştiremiyorum. Ne yapmam lazım? Hammadde almam lazım. Hammaddeyi işleyecek işçi lazım. İşçi aldığım zaman işçiye servis lazım, yemek lazım, yemeği yapacak aşçı lazım.
Maaşını alan işçi ne yapacak? En basitinden temek gıda maddeleri, elbise, ayakkabı vs. alacak kendine. Yani esnafında işi açılacak. Öyle değil mi? Yani çark tulumda gibi işleyecek.
Şimdi GSMH yani bir yılda ülkemizde üretilen mal miktarı yüzde 11 artarak 2 trilyon 590 milyar 517 milyon liraya ulaşmışsa ve bu üretimin sadece Mart ayında 13 milyar 616 milyon dolarlık kısmını, yıllık bazda ise 144 milyar dolarlık kısmını yurt dışına satmış (ihraç etmiş) isek bu ülkede işsizliğin sıfıra yakın olması lazım.
Oysa tablo çok acı. Resmi 4 milyon işsiz. Gayri resmi 6,5 milyon. Bu rakamların yarısına yakını genç nüfus.
Pazarcı ağlıyor. Esnaf ağlıyor. Üretici ağlıyor. Otomobil sektörü şikayetçi. Emlak sektörü şikayetçi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar şikayetçi.
Fabrikalar, işletmeler tek tek değil çoklu çoklu kapanıyor. Artık her cadde de camlarında 'zararına satış, kapatıyoruz' yazan dükkanlar var. 5 yıldızlı otellere haciz geliyor ve el konuluyor. Sahibinden satılık ev, ilanlarının yanına 'sahibinden satılık otel, tatil köyü' ilanları konulmaya başlandı.
Haliyle merak ediyorum! GSMH nasıl yükseldi? Biz, yurt dışına 144 milyar dolarlık ne sattık? Tamam, matematik yalan söylemez, dedik de bu matematikten millete düşen bir pay yok mu?
TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre ekonomimiz 2016 yılında yüzde 2,9 büyürken, yılın son çeyreğinde bu rakam yüzde 3,5 olarak gerçekleşiyor.
GSYH, 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 10,8 artarak 2 trilyon 590 milyar 517 milyon lira olarak gerçekleşiyor.
Kişi başına düşen milli gelir 2015 yılında 9 bin 261 dolar iken bu rakam 2016 yılında 10 bin 807 dolara çıkmış.
Tabi 2015 yılında doların 2 TL seviyesinde olduğunu bugün ise 3,65 TL olduğunu düşünürsek nasıl zenginleştiğimiz (!) daha iyi anlaşılır.
Tablo gülistan. Ya gerçek!
İşsizlik zirve yapmış. Resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 12'ye dayanmış. Enflasyon Ekim 2008'den sonra en yüksek seviyeye çıkarak tüketici fiyatlarında yüzde 11.29, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 16.09 olmuş.
Evet, rakamlar yalan söylemez ama bu tabloda bana göre bir terslik var.
Vatandaş olarak düşünüyorum! Bir atölyem var ve 10 kişi çalıştırıyorum. İşler beklediğim üzerinde. Aldığım işleri yetiştiremiyorum. Ne yapmam lazım? Hammadde almam lazım. Hammaddeyi işleyecek işçi lazım. İşçi aldığım zaman işçiye servis lazım, yemek lazım, yemeği yapacak aşçı lazım.
Maaşını alan işçi ne yapacak? En basitinden temek gıda maddeleri, elbise, ayakkabı vs. alacak kendine. Yani esnafında işi açılacak. Öyle değil mi? Yani çark tulumda gibi işleyecek.
Şimdi GSMH yani bir yılda ülkemizde üretilen mal miktarı yüzde 11 artarak 2 trilyon 590 milyar 517 milyon liraya ulaşmışsa ve bu üretimin sadece Mart ayında 13 milyar 616 milyon dolarlık kısmını, yıllık bazda ise 144 milyar dolarlık kısmını yurt dışına satmış (ihraç etmiş) isek bu ülkede işsizliğin sıfıra yakın olması lazım.
Oysa tablo çok acı. Resmi 4 milyon işsiz. Gayri resmi 6,5 milyon. Bu rakamların yarısına yakını genç nüfus.
Pazarcı ağlıyor. Esnaf ağlıyor. Üretici ağlıyor. Otomobil sektörü şikayetçi. Emlak sektörü şikayetçi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar şikayetçi.
Fabrikalar, işletmeler tek tek değil çoklu çoklu kapanıyor. Artık her cadde de camlarında 'zararına satış, kapatıyoruz' yazan dükkanlar var. 5 yıldızlı otellere haciz geliyor ve el konuluyor. Sahibinden satılık ev, ilanlarının yanına 'sahibinden satılık otel, tatil köyü' ilanları konulmaya başlandı.
Haliyle merak ediyorum! GSMH nasıl yükseldi? Biz, yurt dışına 144 milyar dolarlık ne sattık? Tamam, matematik yalan söylemez, dedik de bu matematikten millete düşen bir pay yok mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025