Mayıs ayında yapılması planlanan ancak gelen sert tepkiler üzerine ertelenen Ermeni yalanlarını savunacak konferansın Eylül ayında yapılması kararlaştırılmış. Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliği yapacağı bu konferansın neden tepki gördüğü ve gelen tepkilerin halk tabanına da yayılarak bir çığ gibi büyümesinin nedeni açık. Bu konferans açık açık "Türkler Ermenileri katletmiştir" yalanını ifade etmek üzere yapılan ve Türkiye'yi Ermeni iddiaları konusunda köşeye sıkıştırmak amaçlı küresel bir tezgahın önemli bir parçasıdır. Ve bu çirkin tezgahın ertelenmesinde Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in "Bu, Türk milletini arkadan hançerlemektir. Keşke, Adalet Bakanı olarak dava açma yetkimi devretmeseydim" şeklindeki tepkisi etkili olmuştur. Çiçek'in burada kullandığı "arkadan hançerlemek" ifadesinden de anlaşılacağı üzere, bu konferansı düzenleyenler ve burada konuşacak olanlar "bizden" görünümlü ama bizden olmayan kişilerdir. Bu yüzden de "arkadan" ifadesi kullanılıyor. Birilerinin bizi arkadan hançerleyebilmesi için o birilerinin bizim içimizde, bizdenmiş gibi olmaları gerekmektedir. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı sırasında bizden sandığımız Ermeniler'de olduğu gibi. Onları bizden sandığımız için hiç beklemediğimiz bir anda bizi Rusya'ya satıp, arkamızdan hançerlemişlerdi. İşte bu yüzden de 1915 Tehcir Kanunu çıkarılmış ve tatbik edilmişti.***İsmi 'İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları' olan arkadan hançerleme konferansının oturum konuları şöyle: 'Tehcir ve Katliam', 'Facia ve Kurtuluş Öyküleri', 'Anılar ve Tanıklıklar', 'Dünyanın Bildiği Türkiye'nin Bilmediği.' Hazırlık Komitesinde de şu isimler yer alıyor: Prof. Dr. Murat Belge, Doç. Dr. Halil Berktay, Prof. Dr. Selim Deringil, Prof. Dr. Ethem Eldem, Prof. Dr. Çağlar Keyder, Yard. Doç. Dr. Hakan Erdem, Yard. ve Doç. Dr. Akşin Somel. Katılımcılar arasında şehit annelerine tahammül edemeyen Ali Bayramoğlu, Ermenistan'ın fahri Türkiye temsilcilerinden Hırant Dink ve Etyen Mahçupyan var ?Hem konu başlıkları, hem düzenleyiciler, hem de konuşmacılara bakıldığı zaman bu konferanstan nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek hiç de zor değil. Konferansın sonuç bildirgesinin makyajlanmış cümlelerin arkasına sıkıştırılmış şu öz bilgiyle noktalanacağından kimsenin şüphesi olmasın: Türkler 1.5 milyon Ermeni'yi katletmiştir ey dünya!***Şimdi asıl bombaya gelelim. Eylül'de yapılacak olan bu ihanet konferansının açılışını Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül yapacakmış. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Ayşe Soysal'ın "açılışı siz yapar mısınız"davetine, "seve seve yaparım" cevabıyla mukabele eden Abdullah Gül şöyle diyor: "Bizim bu konuda çekineceğimiz bir şeyimiz yok. Niye başımızı kuma sokalım. Ben ilk toplantı ertelendiği zaman da söylemiştim. Ertelemeye hiç gerek yoktu. Toplum olarak bunu rahatlıkla tartışabiliriz."Sayın Gül kimsenin başını kuma falan soktuğu yok. Ayrıca Türk milletinin tartışmaktan çekineceği hiçbir konu da bulunmuyor. Fakat burada bir tartışma ortamından ziyade, Ermeni tezlerinin aktarılacağı maksatlı ve küresel dürtüklemeler sonucu oluşturulan bir tezgah var. Bu arada sayın Gül'e ve "bu toplantılar bilimsel toplantılardır, karşı çıkmak anlamsızdır" diyen Başbakan Erdoğan'a şunu hatırlatmakta fayda var. Bu konferansı düzenleyenlere Türkiye'deki onlarca üniversiteden yüzlerce tarihçi bir bildiri yayınlayarak karşı çıkmıştı. Bu tarihçilerin bilimselliğinden şüphe mi ediyorsunuz? Yoksa siz de bu ihanet konferansını düzenleyenler gibi, bu saygın tarihçilerimizi "resmi tarihi savunan zavallılar" olarak mı değerlendiriyorsunuz? Özetle şunu söyleyebiliriz ki, nasıl bu konferansı düzenleyenler Türkiye'yi arkadan hançerliyorsa, bu konferansın açılışını yapıp, destek verenler de bizi arkadan hançerliyorlar.Biz Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yalancısıyız!