Bazı gazeteler, çok özel, çok gizli bir habere ulaşmış gibi, Irak'taki dehşet verici işkence görüntülerinden bahisle; "ABD'den sonra İngilizler de işkenceci çıktı" tarzında manşetler attılar.
Bunlara sabah-ı şerifleriniz hayrola diyoruz. İngilizlerin, işkenceci, iftiracı, fitne-fesad üretici, beş kuruşluk menfaatleri için şehirleri ateşe verici oldukları çok malum, çok meşhur haberler cümlesindendir ve hiç kuşkunuz olmasın ki, basına sızdırılan o insanlık dışı görüntüler, yaptıklarının binde biri bile değildir.
Nuri Pakdil'in "Batı Notları" adlı eserinden bir cümle hatırlıyorum, diyor ki:
"Darası alınmamış bir cümle: Nifak çıkarabileceği her yer İngilizin vatanıdır."
Aralarında dede torun, amca yeğen ilişkisi bulunan iki ülkenin, ABD ile İngiltere'nin öncülüğündeki işgal güçleri sudan bahanelerle kartondan gerekçelerle ve göz göre göre koca bir milleti yamyamları aratmayacak usullerle yiyorlar. Savaş hukuku, devletler arası hukuk, insan hakları, sivil insanların yaşama hakkı...
Bütün bunlar ahmakları uyutmak için anlatılan masallar. Mağdur taraf kendi dindaşları ise, bütün hukuk kuralları derhal devreye girer ve harfiyyen uygulanır. Ama yakılan yıkılan Müslümanların yurtları, yuvaları ise, işgal edilen Müslümanların vatandaşları ise İsrail-Filistin örneğinde görüldüğü gibi bir kınama gereği bile duymazlar.
ABD Başkanı'nın her fırsatta tekrarlayıp durduğu "haçlı seferleri" bütün hızıyla, bütün vahşetiyle sürerken, insanlığın yüzkarası sahnelere, kanlı görüntülere haçlı neferleri imza atarken, Irak'ta esir Müslümanların üzerine afedersiniz işeyen Conilerin ve tabii canilerin fotoğrafları yayınlanırken en çok kimin işi zorlaşıyor, çıkmaza giriyor biliyor musunuz?
Zaman gazetesinin başını çektiği, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın hamiliğini yaptığı "diyalog ve hoşgörü" ekibinin pişmiş aşına su katıyor Irak'tan ve dünyanın diğer bölgelerinden gelen haberler ve görüntüler.
Adamlar uğraşıyor, yığın yığın masraf ederek toplantılar tertip ediyor, gazeteleri manşetten, dergileri kapaktan, radyoları kulaktan ve televizyonları direkt cepheden günlerce reklam ediyor, propaganda yapıyor. İş kıvamına geliyor, "hoşgörü ve diyalog" kültürünü dünyaya hakim kılmaya bir adım kalıyor ki, öteden çıkıyor bir haçlı densizin biri, en alttaki küpü bir çekiyor ve gümbürtü kopuyor.
Bizzat hayatın gerçekleri, yakın tarihimiz ve bugün an be an, saat be saat yaşadığımız olaylar, bu arkadaşların iddialarını, yaptıklarını, yazdıklarını binbir defa yalanlıyor.
Hatırlatıyoruz; yaptıklarımızdan, yazdıklarımızdan, yediklerimizden, dediklerimizden hesap vereceğimiz bir zamana doğru hızla yaklaşıyoruz.
Bunlara sabah-ı şerifleriniz hayrola diyoruz. İngilizlerin, işkenceci, iftiracı, fitne-fesad üretici, beş kuruşluk menfaatleri için şehirleri ateşe verici oldukları çok malum, çok meşhur haberler cümlesindendir ve hiç kuşkunuz olmasın ki, basına sızdırılan o insanlık dışı görüntüler, yaptıklarının binde biri bile değildir.
Nuri Pakdil'in "Batı Notları" adlı eserinden bir cümle hatırlıyorum, diyor ki:
"Darası alınmamış bir cümle: Nifak çıkarabileceği her yer İngilizin vatanıdır."
Aralarında dede torun, amca yeğen ilişkisi bulunan iki ülkenin, ABD ile İngiltere'nin öncülüğündeki işgal güçleri sudan bahanelerle kartondan gerekçelerle ve göz göre göre koca bir milleti yamyamları aratmayacak usullerle yiyorlar. Savaş hukuku, devletler arası hukuk, insan hakları, sivil insanların yaşama hakkı...
Bütün bunlar ahmakları uyutmak için anlatılan masallar. Mağdur taraf kendi dindaşları ise, bütün hukuk kuralları derhal devreye girer ve harfiyyen uygulanır. Ama yakılan yıkılan Müslümanların yurtları, yuvaları ise, işgal edilen Müslümanların vatandaşları ise İsrail-Filistin örneğinde görüldüğü gibi bir kınama gereği bile duymazlar.
ABD Başkanı'nın her fırsatta tekrarlayıp durduğu "haçlı seferleri" bütün hızıyla, bütün vahşetiyle sürerken, insanlığın yüzkarası sahnelere, kanlı görüntülere haçlı neferleri imza atarken, Irak'ta esir Müslümanların üzerine afedersiniz işeyen Conilerin ve tabii canilerin fotoğrafları yayınlanırken en çok kimin işi zorlaşıyor, çıkmaza giriyor biliyor musunuz?
Zaman gazetesinin başını çektiği, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın hamiliğini yaptığı "diyalog ve hoşgörü" ekibinin pişmiş aşına su katıyor Irak'tan ve dünyanın diğer bölgelerinden gelen haberler ve görüntüler.
Adamlar uğraşıyor, yığın yığın masraf ederek toplantılar tertip ediyor, gazeteleri manşetten, dergileri kapaktan, radyoları kulaktan ve televizyonları direkt cepheden günlerce reklam ediyor, propaganda yapıyor. İş kıvamına geliyor, "hoşgörü ve diyalog" kültürünü dünyaya hakim kılmaya bir adım kalıyor ki, öteden çıkıyor bir haçlı densizin biri, en alttaki küpü bir çekiyor ve gümbürtü kopuyor.
Bizzat hayatın gerçekleri, yakın tarihimiz ve bugün an be an, saat be saat yaşadığımız olaylar, bu arkadaşların iddialarını, yaptıklarını, yazdıklarını binbir defa yalanlıyor.
Hatırlatıyoruz; yaptıklarımızdan, yazdıklarımızdan, yediklerimizden, dediklerimizden hesap vereceğimiz bir zamana doğru hızla yaklaşıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025