acı adaylarını grup grup hacca yolcu ettik.
Onlar Cenab-ı Hakk'ın çağrısına icabet etmek, vazifelerini ifa etmek için yola koyuldular, Hicaz bölgesine vardılar ve birkaç gün sonra da Arafat'a çıkacaklar.
Allah onların haclarını kabul etsin, bizleri de en yakın zamanda tekrar hacca gitmeyi nasip eylesin.
Haccetmek İslam'ın beş şartından birisidir. Muktedir olan herkes hacca gitmekle mükelleftir, farzdır.
Al-i İmran suresinde "muktedir olanların haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkı" olarak ifade edilmektedir.
Peygamber Efendimiz (SAV), "Kim kendisini Beytullahi'l-Haram'a ulaştıracak binek ve azığa mâlik olup da haccetmezse, ister Yahudi, isterse Hıristiyan olarak ölsün (onun için fark etmez)" buyurmuştur.
Yani Peygamberimiz (SAV) muktedir olduğu halde haccetmeyene beddua etmektedir.
Muktedir olan, haccetmek konusunda acele davranması gerekmektedir. Geciktirmek hoş karşılanmaz.
Peygamberimiz (SAV) "Kim haccetmek isterse acele etsin" buyurmaktadır.
Muktedir olma, vasıta ve yol masraflarını karşılama kudreti, yürüme ve çalışıp kazanma iktidarı olarak ifade edilmektedir.
Kendisine hac farz olduğu halde gitmeyen kişi, daha sonra fakir duruma düşse dahi üzerindeki mükellefiyet düşmez.
Hac, temiz, helal bir kazançla yapıldığında makbuldür. Haram kazançla yapılan hac makbul değildir, sevap değil günah kazandırır.
Hac için yapılan harcamalar kayıp değil, büyük bir kazançtır.
Peygamber Efendimiz (SAV): "Hacdaki harcamalar, Allah yolundaki harcamalar gibi, bire yedi yüz sevap getirir" buyurmaktadır.
Peygamberimiz (SAV) başka bir hadis-i şeriflerinde, "Hac ve umreyi ardı ardına yapmak, ömrü ve rızkı artırır, fakirliği ve günahı, körüğün demir pasını giderdiği gibi, giderir" buyurmuşlardır.
Görüldüğü gibi hac hem dünyada hem de ahirette kazandıran bir ibadettir.
Ne kadar büyük bir kazanç değil mi?
Hac yolunda ölmek de büyük bir nasip ve şeref…
Peygamberimiz (SAV), "Kim hac yolculuğuna çıkıp da yolda ölürse, kıyamete kadar hac sevabı yazılır. Kim de gazi olarak çıkarsa ona da gazi sevabı yazılır" buyurmuşlardır.
Hac ibadeti başından sonuna Cenab-ı Hakk'ın zikredildiği, manevi lezzetlerin doya doya yaşandığı muhteşem bir ibadettir.
İhrama girmek, Kabe'yi tavaf etmek, Sa'y etmek, Arafat'ta vakfeye durmak, Müzdelife vakfesi, Mina'da şeytan taşlamak ve daha nice hac görevleri insana doyumsuz bir manevi zevk yaşatmaktadır.
Günahın yaklaşmadığı, tecellilerin doruk noktada hissedildiği bir atmosferde gerçekleşen bu ibadetler, insanı çok farklı alemlere götürür.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, "Eller semâya kaldırılır, yaşlı gözler ve ihlâslı bir gönülle Allah'ın huzurunda istenir de istenir… Dualar yakarışa, gözden kalbe akan yaşlar kulluğun doruğuna taşır insanı…"
Hac ibadetiyle ilgili daha fazla bilgi elde etmek için, bu noktada hazırlanmış en kapsamlı eser olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın yeni çıkan "HAC" eserini mutlaka temin edin ve dikkatlice okuyun.
Onlar Cenab-ı Hakk'ın çağrısına icabet etmek, vazifelerini ifa etmek için yola koyuldular, Hicaz bölgesine vardılar ve birkaç gün sonra da Arafat'a çıkacaklar.
Allah onların haclarını kabul etsin, bizleri de en yakın zamanda tekrar hacca gitmeyi nasip eylesin.
Haccetmek İslam'ın beş şartından birisidir. Muktedir olan herkes hacca gitmekle mükelleftir, farzdır.
Al-i İmran suresinde "muktedir olanların haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkı" olarak ifade edilmektedir.
Peygamber Efendimiz (SAV), "Kim kendisini Beytullahi'l-Haram'a ulaştıracak binek ve azığa mâlik olup da haccetmezse, ister Yahudi, isterse Hıristiyan olarak ölsün (onun için fark etmez)" buyurmuştur.
Yani Peygamberimiz (SAV) muktedir olduğu halde haccetmeyene beddua etmektedir.
Muktedir olan, haccetmek konusunda acele davranması gerekmektedir. Geciktirmek hoş karşılanmaz.
Peygamberimiz (SAV) "Kim haccetmek isterse acele etsin" buyurmaktadır.
Muktedir olma, vasıta ve yol masraflarını karşılama kudreti, yürüme ve çalışıp kazanma iktidarı olarak ifade edilmektedir.
Kendisine hac farz olduğu halde gitmeyen kişi, daha sonra fakir duruma düşse dahi üzerindeki mükellefiyet düşmez.
Hac, temiz, helal bir kazançla yapıldığında makbuldür. Haram kazançla yapılan hac makbul değildir, sevap değil günah kazandırır.
Hac için yapılan harcamalar kayıp değil, büyük bir kazançtır.
Peygamber Efendimiz (SAV): "Hacdaki harcamalar, Allah yolundaki harcamalar gibi, bire yedi yüz sevap getirir" buyurmaktadır.
Peygamberimiz (SAV) başka bir hadis-i şeriflerinde, "Hac ve umreyi ardı ardına yapmak, ömrü ve rızkı artırır, fakirliği ve günahı, körüğün demir pasını giderdiği gibi, giderir" buyurmuşlardır.
Görüldüğü gibi hac hem dünyada hem de ahirette kazandıran bir ibadettir.
Ne kadar büyük bir kazanç değil mi?
Hac yolunda ölmek de büyük bir nasip ve şeref…
Peygamberimiz (SAV), "Kim hac yolculuğuna çıkıp da yolda ölürse, kıyamete kadar hac sevabı yazılır. Kim de gazi olarak çıkarsa ona da gazi sevabı yazılır" buyurmuşlardır.
Hac ibadeti başından sonuna Cenab-ı Hakk'ın zikredildiği, manevi lezzetlerin doya doya yaşandığı muhteşem bir ibadettir.
İhrama girmek, Kabe'yi tavaf etmek, Sa'y etmek, Arafat'ta vakfeye durmak, Müzdelife vakfesi, Mina'da şeytan taşlamak ve daha nice hac görevleri insana doyumsuz bir manevi zevk yaşatmaktadır.
Günahın yaklaşmadığı, tecellilerin doruk noktada hissedildiği bir atmosferde gerçekleşen bu ibadetler, insanı çok farklı alemlere götürür.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, "Eller semâya kaldırılır, yaşlı gözler ve ihlâslı bir gönülle Allah'ın huzurunda istenir de istenir… Dualar yakarışa, gözden kalbe akan yaşlar kulluğun doruğuna taşır insanı…"
Hac ibadetiyle ilgili daha fazla bilgi elde etmek için, bu noktada hazırlanmış en kapsamlı eser olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın yeni çıkan "HAC" eserini mutlaka temin edin ve dikkatlice okuyun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025