Cumhuriyetimizin 100. yılında, 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Türk milletinin bağımsızlığını hazmedemeyenlerin bugünkü bakiyeleri yine Atatürk'e ve Cumhuriyete sataşmaya başladılar. Direkt olarak Atatürk'ü ve Cumhuriyeti hedef alamadıkları için de geçmişte Atatürk ve Cumhuriyete düşmanlık edenlere methiyeler dizerek bunu yapmaya çalışıyorlar.
Öncelikle şunu ifade edelim ki, Atatürk sevgisi ve Cumhuriyete bağlılık Türk milletinin özüne işlemiştir ve dün bunu nasıl söküp atamadılarsa bugün de bunda başarılı olamayacaklardır. Aziz Türk milleti şu gerçeği çok iyi biliyor: Atatürk ve Cumhuriyet kırmızıçizgidir, bunlardan taviz verilmez; turnusoldür, onları eleştirmeye kalkan kendi hainliğini ve ajanlığını açığa çıkartır.
Bu genel değerlendirmeden sonra güncel gelişmeleri ele alalım.
Atatürk'ün Türkiye'sindeki cami kürsüsünde, Atatürk'ün kurduğu Diyanet'ten aldığı yetki ile bir imam, öncesinde Hatay ili ile ilgili sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı terör eylemi gerçekleştiren Şeyh Said hakkında tepki çeken konuşmalar yaptı.
Halil Konakçı, Hatay için "Keşke Fransızlarda kalsaydı" anlamına gelecek ifadeler kullandı. Bu ifadeleri, "Keşke Yunan galip gelseydi" diyen feslilerden hatırlıyoruz. Ya da, "Yunan'a kurşun sıkmak küfürdür" fetvasını verenlerden…
Bu ifadelerden her biri Haçlı Fransız'ı, Haçlı Yunan'ı ya da Haçlı İngiliz'i Müslüman Türk'e tercih etmek anlamına geliyor ki, bunun dindeki hükmü bellidir.
Bildiğiniz gibi kuvayı milliye mücadelesinin ilk düğmesini basanlardan birisi Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam'dır ve Fransızlar Müslüman bir bacımıza el uzattıkları için mücadeleye başlamıştır. Bugünkü sözde imam Hasan Konakçı ise, bu gerçeği gayet iyi bildiği halde, Hatay'ın Fransızlarda kalmasını talep edebilmektedir.
Gelelim, Konakçı'nın son açıklamalarına… "Şeyh Said efendi bir hain değil bir çok vesika ile ispatlandığı üzere sadece yıkılan dini değerlerini korumaya çalışan ve bu uğurda şehid olan bir Müslümandır" diyor sözde imam Konakçı…
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın sosyal medyadan yaptığı şu paylaşım buna cevap niteliğindedir: "Musul ve Kerkük niye alınmadı, diye hayıflananlarla; Musul ve Kerkük'ün alınmasında İngilizlerle iş birliği yapıp en büyük engeli ortaya koyan Sait'i kahramanlaştıranlar aynı kişiler. İkiyüzlülüğün ve İngiliz ajanlığının vücut bulmuş hali."
Evet, Şeyh Said, dini hassasiyetinden dolayı değil, İngilizlerle olan işbirliğinden dolayı ayaklandı. Musul ve Kerkük Misak-ı Milli sınırlarımız içinde olmasına rağmen, Lozan'da bir karara bağlanamadı.
Sonrasında ise, Milletler Cemiyeti Konseyi'nin yerinde incelemeler yapmakla görevlendirdiği üç kişilik İnceleme Komisyonu Musul vilayetinde göreve başladığı 11 Şubat 1925 tarihinden iki gün sonra (13 Şubat 1925'te) Doğu Anadolu'da Şeyh Sait Ayaklanması çıktı. Ve bu sebeple Musul ve Kerkük'ü kaybettik.
Tekrar altını çizelim, Şeyh Said'in isyanı "dini kılıfla" İngiliz çıkarları için yapılmış bir isyandır. Musul ve Kerkük'ün İngiliz kontrolüne geçmesiyle maalesef plan da tutmuştur. Ayrıca Şeyh Said, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Müslüman Türk askerine namlu doğrultmuştur. Bir ülke sınırları içinde o ülkeye karşı yapılan silahlı isyana "terörizm" denir. Bugün FETÖ'nün 15 Temmuz'da yaptığı silahlı eyleme "terör eylemi" diyoruz, peki, Şeyh Said'in yaptığının bundan ne farkı var?
FETÖ de dini kullanarak insanları kandırdı, Şeyh Said de…
Diğer ifadeyle, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı silah doğrultan FETÖ'yu övmek ne kadar suçsa, yine Türkiye Cumhuriyetine karşı namlu doğrultan, Türk askerini şehit eden Şeyh Said'i övmek de en az o kadar suçtur. Ve gereğinin yapılması şarttır.
FETÖ'yü övenler hapisteyse, Şeyh Said'i övenler cami kürsülerinde olamaz.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın konuyla ilgili şu sözleriyle yazımızı bitirelim:
"Türk askerine, Türk Devletine karşı ayaklanan şehit değil haindir. Haine şehit deyip devlete ayaklanmayı teşvik eden de haindir!"
"Bu kadar vatanperver, bu kadar Atatürkçü insanın olduğu, hocanın olduğu, imamın olduğu bir ülkede sizin imam dediğiniz Hatay'ı peşkeş çeken mi, o karaktersiz mi? Bu kadar imamın olduğu, bu kadar güzel hocanın olduğu ülkede sizin hoca dediğiniz, imam dediğiniz, 'Kız çocuklarının okuması haram' diyen şarlatanlar mı?"
"Atatürk'ü seven, O'nun idealinde yürüyen, O'nun ile birlikte Meclis'i dualarla açan imamların, hocaların olduğu ülkede sizin imam dedikleriniz Cumhuriyetle savaş eden şarlatan ahlaksızlar mı?"
"Bunların hiçbiri bu vatanın evladı değildir, bunların hepsinin bağlı olduğu kuklanın ipinin başında bir el vardır. Yüz yıldır bu ülkede bu böyle… Sadece yüz yıldır değil Osmanlı coğrafyasında 300 senedir bu böyle…"
"Bu adamlar yüzünden insanımızı dinden soğuttular, bu adamlar yüzünden insanımızı özünden soğuttular. Bundan büyük hainlik olur mu? Sizin hiçbiriniz hoca değilsiniz, hepiniz şarlatansınız. Bu milletin bu milletin karnı sizin yalanlarınıza tok efendim. Hiçbirinizin hiçbir önemi yok."
"Buradan bir çağrı yapıyorum; başta Diyanet'e... Herkes aklını başına alsın. Bakın bu gittiğiniz yol yol değil. Hizmet ettiğiniz o insanlar, o yapılar var ya önce bizi bu ülkeden sürerler, önce bize bu ülkede yaşama hakkı bırakmazlar sonra sanmayın ki size bırakırlar, sizi de yollarlar. Hani güzel bir laf vardır, 'Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar' diye. İşte gün gelir bunun bedelini siz ödersiniz."
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025