Hafta sonu Ebu Eyyub el-Ensari Hazretlerinin manevi huzurundaydık.
Türkiye'nin dört bir yanından binlerce kişi Haliç kongre merkezinde Ehl-i Beyt için buluştu.
İcmal dergisince düzenlenen ve 3.sü yapılan sempozyumda kapanış konuşmasını Ehl-i Beyt külliyatının sahibi olan Prof.Dr. Haydar Baş yaptı.
Haydar Hocanın konuşması oldukça detaylı ve akademikti.
Dikkat çekici mesajlar verdi, notlar alarak dinledik.
Malum emperyal güçler İslam dünyasında mezhep çatışması çıkarmak istiyor.
Geçmişte Vahhabilik akımını ortaya çıkarıp Osmanlı'yı parçalayan güçler şimdi de Sünni-Şii çatışması çıkararak müslümanları birbirine kırdırmak istiyorlar.
Haydar Hoca uzun zamandır bu sinsi oyuna dikkat çekiyor.
Sempozyum konuşmasında da bu noktaya vurgu yaptı. Oynanan oyunu bir kez daha deşifre etti, deşifre etmekle kalmadı çözümü de anlattı.
Şu ana kadar bir çok yazar arkadaşımız sempozyuma dair gözlemlerini yazdı, bu da benim değerlendirmem olacak.
Bakın Haydar Hoca İslam dünyasında çıkarılmak istenen mezhep çatışmasını nasıl deşifre etti.
"Bugün mezhep ayrılıkları bahane ederek müslümanı kafir ilan edip onunla savaşmak gibi bir büyük bir oyun İslam aleminde sergilenmektedir. İslam coğrafyasında ve yeraltı kaynaklarında gözü olanlar, Şii ve Sünni dünyasını karşı karşıya getirip savaştırmak istiyorlar. Sünni dünyasında Şiilerin bâtıl, Şii dünyasında da Sünnilerin bâtıl olduğu ifade edilerek kışkırtma politikası izleniyor."
Evet... Haydar Hoca sempozyumda ders niteliğinde bir konuşma yaparak, İslam dünyasının bu kritik meselesine dair tarihi nitelikte açıklamalarda bulundu.
Prof. Baş, asırlar önce kurgulanan ve günümüze kadar gelen kirli bir oyunu da şöyle deşifre etti.
"Şia ve Şii gerçek manada sahabe içinde İmam Ali'yi seven, zühd ve takvada ileri olan sahabelere verilen addır. Zaman içinde bu sahabelerle hiç bir alakası olmayan kişilerin bidat ve hurafe uydurmaları Şiilik olarak lanse edilmiştir. Abdullah İbn-i Sebe'nin Şia'nın kurucusu olduğu iddia edilmektedir.
Gerçekte Seb'e hiç yaşamamış hayali bir şahsiyettir. Güya bu adam Hz. Ali'yi sevenlere yön vermiş, onlara baş olmuş yahudi bir kişidir.
Bu olayın (Sebe'nin) İslam dünyasının bütünlüğünü bozmak için hazırlanmış büyük bir ajan faaliyeti olduğunu görüyoruz."
Malum Haydar Hoca bir süredir Ehl-i Beyt yolunu önderlerinin hayatını anlatan kitaplar yazıyor. Gelinen noktada 9 eserlik muazzam bir külliyat çıktı.
Kendileri Haliç'te bir müjde daha verdi: "Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer kitaplarını yazıyorum. İmam Ali kitabım dünyada tek, inşaallah Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer kitapları da tek olacak" dedi.
Haydar Hocanın konuşması için detaylı ve ilgi çekici demiştik.
O konuşmadan dikkatimi çeken bir bölüm de "Nasıl bir Sünniyim?" başlığıyla verebileceğimiz bölümdü.
Malum son zamanlarda şalvarını sarığını din sanan bir grup Ehl-i Beyt'e sahip çıkan sayın Baş'ı hedef alıyor.
Bakın Haydar Hoca bu kesimlere nasıl bir cevap verdi:
"Ben Ehl-i Beyti seven Sünniyim.
Ben İmam Azam gibi Ehli Beyt'i seven bir Sünniyim.
Ben İmam Muhammed gibi Ehl-i Beyt'i seven bir Sünniyim.
Ben İmam Gazali gibi Ehl-i Beyt'i seven bir Sünniyim.
Allah (c.c.) inşaallah Sünni kardeşlerimizin gönlünü Şii, Alevi Caferi kardeşlerimize; Şii, Alevi, Caferi kardeşlerimizin gönlünü de Sünni kardeşlerimize açacak, bir bilek bir yürek olacağız
Sünni ve Şii dünyasını buluşturmamız, barıştırmamız şarttır. Bir Sünni olarak bizim Ehl-i Beyt külliyatıyla yapmak istediğimiz, bu iki dünyayı biraraya getirip barıştırmak, gerçekleri de gizlemeden olduğu gibi ortaya koymaktır."
Türkiye'nin dört bir yanından binlerce kişi Haliç kongre merkezinde Ehl-i Beyt için buluştu.
İcmal dergisince düzenlenen ve 3.sü yapılan sempozyumda kapanış konuşmasını Ehl-i Beyt külliyatının sahibi olan Prof.Dr. Haydar Baş yaptı.
Haydar Hocanın konuşması oldukça detaylı ve akademikti.
Dikkat çekici mesajlar verdi, notlar alarak dinledik.
Malum emperyal güçler İslam dünyasında mezhep çatışması çıkarmak istiyor.
Geçmişte Vahhabilik akımını ortaya çıkarıp Osmanlı'yı parçalayan güçler şimdi de Sünni-Şii çatışması çıkararak müslümanları birbirine kırdırmak istiyorlar.
Haydar Hoca uzun zamandır bu sinsi oyuna dikkat çekiyor.
Sempozyum konuşmasında da bu noktaya vurgu yaptı. Oynanan oyunu bir kez daha deşifre etti, deşifre etmekle kalmadı çözümü de anlattı.
Şu ana kadar bir çok yazar arkadaşımız sempozyuma dair gözlemlerini yazdı, bu da benim değerlendirmem olacak.
Bakın Haydar Hoca İslam dünyasında çıkarılmak istenen mezhep çatışmasını nasıl deşifre etti.
"Bugün mezhep ayrılıkları bahane ederek müslümanı kafir ilan edip onunla savaşmak gibi bir büyük bir oyun İslam aleminde sergilenmektedir. İslam coğrafyasında ve yeraltı kaynaklarında gözü olanlar, Şii ve Sünni dünyasını karşı karşıya getirip savaştırmak istiyorlar. Sünni dünyasında Şiilerin bâtıl, Şii dünyasında da Sünnilerin bâtıl olduğu ifade edilerek kışkırtma politikası izleniyor."
Evet... Haydar Hoca sempozyumda ders niteliğinde bir konuşma yaparak, İslam dünyasının bu kritik meselesine dair tarihi nitelikte açıklamalarda bulundu.
Prof. Baş, asırlar önce kurgulanan ve günümüze kadar gelen kirli bir oyunu da şöyle deşifre etti.
"Şia ve Şii gerçek manada sahabe içinde İmam Ali'yi seven, zühd ve takvada ileri olan sahabelere verilen addır. Zaman içinde bu sahabelerle hiç bir alakası olmayan kişilerin bidat ve hurafe uydurmaları Şiilik olarak lanse edilmiştir. Abdullah İbn-i Sebe'nin Şia'nın kurucusu olduğu iddia edilmektedir.
Gerçekte Seb'e hiç yaşamamış hayali bir şahsiyettir. Güya bu adam Hz. Ali'yi sevenlere yön vermiş, onlara baş olmuş yahudi bir kişidir.
Bu olayın (Sebe'nin) İslam dünyasının bütünlüğünü bozmak için hazırlanmış büyük bir ajan faaliyeti olduğunu görüyoruz."
Malum Haydar Hoca bir süredir Ehl-i Beyt yolunu önderlerinin hayatını anlatan kitaplar yazıyor. Gelinen noktada 9 eserlik muazzam bir külliyat çıktı.
Kendileri Haliç'te bir müjde daha verdi: "Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer kitaplarını yazıyorum. İmam Ali kitabım dünyada tek, inşaallah Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer kitapları da tek olacak" dedi.
Haydar Hocanın konuşması için detaylı ve ilgi çekici demiştik.
O konuşmadan dikkatimi çeken bir bölüm de "Nasıl bir Sünniyim?" başlığıyla verebileceğimiz bölümdü.
Malum son zamanlarda şalvarını sarığını din sanan bir grup Ehl-i Beyt'e sahip çıkan sayın Baş'ı hedef alıyor.
Bakın Haydar Hoca bu kesimlere nasıl bir cevap verdi:
"Ben Ehl-i Beyti seven Sünniyim.
Ben İmam Azam gibi Ehli Beyt'i seven bir Sünniyim.
Ben İmam Muhammed gibi Ehl-i Beyt'i seven bir Sünniyim.
Ben İmam Gazali gibi Ehl-i Beyt'i seven bir Sünniyim.
Allah (c.c.) inşaallah Sünni kardeşlerimizin gönlünü Şii, Alevi Caferi kardeşlerimize; Şii, Alevi, Caferi kardeşlerimizin gönlünü de Sünni kardeşlerimize açacak, bir bilek bir yürek olacağız
Sünni ve Şii dünyasını buluşturmamız, barıştırmamız şarttır. Bir Sünni olarak bizim Ehl-i Beyt külliyatıyla yapmak istediğimiz, bu iki dünyayı biraraya getirip barıştırmak, gerçekleri de gizlemeden olduğu gibi ortaya koymaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024



































































































