Bizi yaratan Yüce Rabbimizin bizi bu dünyaya göndermesindeki gaye; bize verdiği akıl ve kalp ile Kendisine tam iman edip etmediğimiz yönünde verdiğimiz sınavdır. Hayat baştan sona imtihandır. Buna kulluk imtihanı diyoruz. Allah-u Teâlâ en ağır imtihanları peygamberlere, dolayısı ile peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.) Efendimize vermiştir.Fakirlik-zenginlik, hastalık-sağlık, evlat, makam, şöhret, emirler ve yasaklar? İlk insan ve ilk peygamber Adem (a.s)'dan bugüne kadar gelmiş tüm peygamberler ve topluluklar bu yönde küçük veya büyük imtihanlardan geçmiş, bu zorlu sınavları başaran veya başaramayan kavimler olmuştur. Tüm bu sınavların neticesindeki başarının sırrı da gösterilen sabırdır.İlk olarak Hz. Adem (a.s)'ın verdiği imtihan ve gösterdiği sabır ve neticesine bakarsak, kendisine ve eşine yasak olan bir ağacın -şeytanın vesvesesi ile- meyvesinden yemeleri ve bunun üzerine Allah-u Teala'nın emrine itaat etmemenin sonucu olarak dünyaya gönderilmeleri ve burada çektikleri çile ile başlamıştır. Buradan evlatları Kabil'in şeytana uyup kardeşi Habil'i kıskançlık yüzünden katletmesi gibi?Hz. İbrahim (a.s) Azer'le, Kral Nemrut'la, Babillilerle imtihan edildi. Putperestlere karşı verdiği mücadelenin neticesinde ateşe atıldı ve Mevla'nın emri ile ateşten kurtuldu. Fakat Hz. İbrahimin, oğlu İsmail'i, gördüğü rüya üzerine kurban etmekle imtihanı daha da zordu. Hz. Yusuf (a.s) farklı bir çile ile karşı karşıya kalmıştır. Babalarının onu çok sevmesini kıskanan kardeşlerin Yusuf (a.s)'ı kuyuya atmaları, Allah'ın emri ile oradan kurtulması ve tam kurtuldum derken Züleyha'nın kendisine meyletmesi ve Yusuf (a.s)'ın '"Ben Allah'tan korkarım" deyip mal, mülk ve makam sahibi güzel bir kadının teklifini teklifini reddetmesi, bu nedenle iftiraya uğraması, yıllar boyu zindanda tutulması, türlü çile ve sıkıntılara maruz kalması sabrın en güzel örneklerindendir.Hz. Eyyub (a.s)'ın imtihan şekli de evlat ve hastalık üzerinedir. On kadar evladını yıkılan evinin altında kalması ile kaybetmesi ve uzun yıllar süren (13 veya 18 sene) hastalıkla mücadele etmesi? Rivayete göre eşi, "Ya Eyyub, dua etsen Cenab-ı Hak duanı kabul eder ve sıhhatine kavuşursun" der, ancak Eyyub (a.s) eşine, "Benim bolluk ile geçim genişliği ile yaşadığım süre seksen senedir. Bu darlık hastalık müddeti ise o genişlik müddetine kavuşmuş değildir" der. Resûlullah Efendimizin (s.a.a) imtihanı ise hepsinden ağırdır. Çocuk yaşta yetim-öksüz kalması ile başlayıp cehaletin ve şirkin zirvesindeki bir topluma peygamber olarak gönderilmesi ile devam eden bu zorlu dönemde, gerek yakınları, gerekse diğer müşrikler O'nun peygamberliğini örtmek ve O'na engel olmak için çok çeşitli zorluklar çıkarmışlardır. Yollarına dikenler atılması, O'nun sihirbaz olduğunu söylemeleri ve O'na karşı ordular kurup savaşarak engel olmaya çalışmaları çektiği sıkıntıların bazılarıdır.Efendimizin ahirete rıhletinden sonra en büyük eziyet maalesef Ehl-i Beyt'ine yapılmıştır. Gadir-i Hum'da mü'minlerin halifesi olarak ilan edilen Hz. Ali'nin (r.a) halifeliği tanınmamış, Efendimizin ciğerparesi Hz. Fâtıma (r.a) incitilmiş ve cennet kadınlarının efendisi darül bekaya kırgın olarak irtihal etmiştir. Cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hüseyin (r.a) Kerbela'da zalimce şehit edilmiştir.İşte Rabbimiz, insanı, imtihana karşı gösterdiği bu üstün sabrı, dirayeti ve iradesi nedeniyle üstün kılmıştır. İnsan, dünyadaki tüm zorluklara, çetin hastalıklara ve nefsinin bencil tutkularına rağmen bu iradeyi Allah için kullandığından, her birine güzel bir sabır ve ahlak ile karşılık verdiğinden ve asla Allah'ın rahmetinden umut kesmediğinden Rabbimizin katında değerlidir.Günümüzde de Ehl-i Beyt'in yolundan giden Allah dostları çeşitli imtihanlarla sınanmaktadır. Kurtuluşun tek adresi olan Nuh'un gemisi Ehl-i Beyt'e inanan tüm mü'minleri davet eden bu güzel insanların, gerek dedikodu, gerek olmadık iftiralar, gerekse maddi ve manevi engellemelerle önleri kesilmek istenmektedir. Tüm bu zorlukların karşısında yılmadan, usanmadan mücadele eden Allah dostları ve yarenlerine, Cenab-ı Allah'tan muvaffakiyetler diliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018