Prof. Dr. Haydar Baş ve Kadrosu, Ehl-i Beyt gerçeğiyle milletimizi buluşturdu. Ehl-i Beyt hakkında yüzlerce ayet ve hadisi ortaya koydu. Sünni, Alevi, Cafer, Şii adı ne olursa olsun Kelime-i Şahadet getiren herkesin Müslüman olduğu, kardeş olduğu ilahi gerçeğini bir kez daha hatırlatıp, Ehl-i Beyt çatısı altında bir ve beraber olma gerekliliğini vurguladı.
İmam Rabbani, Bahaeddin Nakşibend, Halidi Bağdadi gibi kişilerin kim olduklarını, İslam itikadına rağmen oluşturdukları akımların hem tarihini ortaya çıkardılar hem de Kur'an'nın bu kişi ve zihniyete bakışını ortaya koydular.
Diğer taraftan bu kadro, resmi olarak deli raporu olan iki ayaklı bir mahlûkun kahvede otururken İngilizlerin, eline tutuşturduğu bilgilerle Atatürk'e attığı iftiraları yırttılar, attılar ve gerçek Atatürk'ü, Milletimiz ile tanıştırdılar, buluşturdular.
Aynı zihniyetin, Milletimize dini şahsiyet olarak yutturdukları Said Nursi ve İskilipli Atıf gibi Milli Mücadele düşmanı, İngiliz dostu kişilerin gerçek kimliklerini yine Sayın Baş ve önderliğindeki bu kadro tarihi ve dini delillerle ortaya koydular.
Yine Sayın Baş, dün sözde İsrail düşmanı gözüken ve bu duruşlarıyla iktidara kadar yükselen anlayışın gerçek kimliğini ortaya koyması, İsrail ile yaptıkları askeri ve ekonomik anlaşmaları deşifre etmesini, bunlar dosttur, demesini hazmedemediler.
Bir başka hazımsızlıkları ise ekonomi alanında idi. Bugün dünyanın kabul ettiği ve uyguladığı Sayın Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet tezlerini bu zihniyet ısrarla gizlemeye, inkar etmeye, başaramazlarsa iftira etmeye kalktılar, kalkıyorlar. Neden? Çünkü kapitalizm biter, emperyalistler kaybederse aynen Kurtuluş Mücadelesi yıllarındaki gibi bu dincilerde kaybedecek.
İşte bu noktada dün kardeş, bugün birbirlerine kalleş olanlar, din adına atıp, tutanlar söz konusu Haydar Baş olunca tekrar kardeş olup, saldırıyorlar.
Özellikle medya ve gayri resmi vaiz, hoca takımına sesleniyorum. Kudurmayın!
Halinize bakın!
Geride bıraktığımız Ramazan ayında bu zihniyet yine fitneyi, hakkı batıl göstermeyi bırakmadı. Muhterem Hocam Sayın Baş, Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir ölçüsü, Cübbeli, denen zevatı dinmeyen bir telaşa sokmuş gözüküyor. Muhterem Hocama bir sürü iftiralarda bulundu. Açıkçası münafıklık yaptı. Ama bu Cübbeli'nin şahsi telaşı değildir. Yüz yıllardır İslam toplumlarına dini kılık-kıyafet olarak aktaran, Müslüman kanına fetva veren zihniyetin telaşıdır.
Cübbeli zevatı ve zihniyeti, "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" ilahi gerçeğini neden kabullenemiyorlar, biliyor musunuz?
En baştan beri ifade etmeye çalışıyorum; Bunların derdi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer veya Hz. Osman değil. Gücdüvani'nin, Bahaeddin Nakşibend'in, Muhammed Parisa'nın, Sirhindi'nin (Rabbani), Halidi Bağdadinin vs. oluşturdukları inanç sisteminin çökmesinden korkuyorlar.
Bu millet, "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" dediği anda bahsettiğim sonradan oluşturulmuş bu zihniyetin, inanç sistemi anında çökecektir ve yıllardır imanlarını sömürdükleri insanların tükürükleriyle boğulacaklarını çok iyi bildikleri için Ehl-i Beyt'in günümüz sancaktarı Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'a saldırıyorlar.
Hz. Muhammed'e de (sav), İmam Ali'ye de, sırati müstakim üzere olan bütünAllah dostlarına da saldırmıştılar. Kim galip geldi? Hak yolda olan. Onun için ne kadar çileli olursa olsun galip gelecek olan Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Çünkü O, eğilmedi, bükülmedi, dünyalık menfaatlere göre duruş almadı, imanını az bir dünyalık karşılığı satmadı. Satanlar korksun. Çünkü Haydar Baş geliyor, Haydar Baş.
İmam Rabbani, Bahaeddin Nakşibend, Halidi Bağdadi gibi kişilerin kim olduklarını, İslam itikadına rağmen oluşturdukları akımların hem tarihini ortaya çıkardılar hem de Kur'an'nın bu kişi ve zihniyete bakışını ortaya koydular.
Diğer taraftan bu kadro, resmi olarak deli raporu olan iki ayaklı bir mahlûkun kahvede otururken İngilizlerin, eline tutuşturduğu bilgilerle Atatürk'e attığı iftiraları yırttılar, attılar ve gerçek Atatürk'ü, Milletimiz ile tanıştırdılar, buluşturdular.
Aynı zihniyetin, Milletimize dini şahsiyet olarak yutturdukları Said Nursi ve İskilipli Atıf gibi Milli Mücadele düşmanı, İngiliz dostu kişilerin gerçek kimliklerini yine Sayın Baş ve önderliğindeki bu kadro tarihi ve dini delillerle ortaya koydular.
Yine Sayın Baş, dün sözde İsrail düşmanı gözüken ve bu duruşlarıyla iktidara kadar yükselen anlayışın gerçek kimliğini ortaya koyması, İsrail ile yaptıkları askeri ve ekonomik anlaşmaları deşifre etmesini, bunlar dosttur, demesini hazmedemediler.
Bir başka hazımsızlıkları ise ekonomi alanında idi. Bugün dünyanın kabul ettiği ve uyguladığı Sayın Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet tezlerini bu zihniyet ısrarla gizlemeye, inkar etmeye, başaramazlarsa iftira etmeye kalktılar, kalkıyorlar. Neden? Çünkü kapitalizm biter, emperyalistler kaybederse aynen Kurtuluş Mücadelesi yıllarındaki gibi bu dincilerde kaybedecek.
İşte bu noktada dün kardeş, bugün birbirlerine kalleş olanlar, din adına atıp, tutanlar söz konusu Haydar Baş olunca tekrar kardeş olup, saldırıyorlar.
Özellikle medya ve gayri resmi vaiz, hoca takımına sesleniyorum. Kudurmayın!
Halinize bakın!
Geride bıraktığımız Ramazan ayında bu zihniyet yine fitneyi, hakkı batıl göstermeyi bırakmadı. Muhterem Hocam Sayın Baş, Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir ölçüsü, Cübbeli, denen zevatı dinmeyen bir telaşa sokmuş gözüküyor. Muhterem Hocama bir sürü iftiralarda bulundu. Açıkçası münafıklık yaptı. Ama bu Cübbeli'nin şahsi telaşı değildir. Yüz yıllardır İslam toplumlarına dini kılık-kıyafet olarak aktaran, Müslüman kanına fetva veren zihniyetin telaşıdır.
Cübbeli zevatı ve zihniyeti, "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" ilahi gerçeğini neden kabullenemiyorlar, biliyor musunuz?
En baştan beri ifade etmeye çalışıyorum; Bunların derdi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer veya Hz. Osman değil. Gücdüvani'nin, Bahaeddin Nakşibend'in, Muhammed Parisa'nın, Sirhindi'nin (Rabbani), Halidi Bağdadinin vs. oluşturdukları inanç sisteminin çökmesinden korkuyorlar.
Bu millet, "Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir" dediği anda bahsettiğim sonradan oluşturulmuş bu zihniyetin, inanç sistemi anında çökecektir ve yıllardır imanlarını sömürdükleri insanların tükürükleriyle boğulacaklarını çok iyi bildikleri için Ehl-i Beyt'in günümüz sancaktarı Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'a saldırıyorlar.
Hz. Muhammed'e de (sav), İmam Ali'ye de, sırati müstakim üzere olan bütünAllah dostlarına da saldırmıştılar. Kim galip geldi? Hak yolda olan. Onun için ne kadar çileli olursa olsun galip gelecek olan Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Çünkü O, eğilmedi, bükülmedi, dünyalık menfaatlere göre duruş almadı, imanını az bir dünyalık karşılığı satmadı. Satanlar korksun. Çünkü Haydar Baş geliyor, Haydar Baş.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024