Bugün de emir altına alınmak istenen yargı sisteminden bahsedelim. İktidardaki anlayışın yıllara yaydığı ve iyi ürün elde ettiği bir siyaset mantığı vardır; Devleti millet ile milleti devlet ile milleti din ile mezhebi mezhep ile dünü bugün ile bugünü kötü gün ile karşı karşıya getirmek? İlginçtir! Bu çatıştırmalarda kendileri hep masum ve acıların çocuğudurlar?Mesela? Senelerce meydanlarda "laiklik" eşittir, dinsizlik, dediler. Puan aldılar. Geldiler, "laik" oldular. CHP'yi, millete dövdürdüler. TSK'da aynı saldırılara maruz kaldı. Senelerce MHP'yi "kafatasçı" olarak tarif ettiler. Şia, Alevi, Nusayri'leri kendi itikatlarına göre dışlayıp milletin önüne attılar. Yıllarca milletimize rejim (cumhuriyet) ve yargının, din düşmanı, inancımızdan kaynaklanan gerekleri yapmamıza engel olduğu aşısı yapıldı. Doğru muydu? Doğruydu. Evet, yıllarca sözde demokrasi ve hukuk adına birçok yanlış uygulamalara gidildi. Zaten bugün AKP varsa, geçmişteki asker, iktidar, siyaset ve yargının bu yanlış uygulamaları sonucu var. Eğer ülkemizde kitaplarda yazan hukuk ve demokrasi fiiliyatta da olsaydı bugün ne AKP, ne de Erdoğan olurdu. Ve de huzurumuz tam olurdu? Bahsettiğim zihniyet, iktidar, hem de 12 yıllık. Dün bahsettiğim gibi birçok kurum ve yapılanmaları, kendi istedikleri kıvama getirdiler. Sıra rejim ve yargıya geldi? Sloganlaştırılıp milletimize sevdirilmeye çalışılan "Osmanlıcılık, Birleşik Anadolu Devletleri, Yeni Türkiye" vs. gibi isimler altında yeni bir rejim ve sistem arayışına girişildi. Bu hedefin önündeki en büyük engellerden biri de şüphesiz ki yargıydı. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, demokratikleşme referandumları, paketleri, özerklik, federasyon, başkanlık, yarı başkanlık vs. seçim ve tartışmaları ile üniter yapı anlayışı bayağı bir zedelendi. Yargı sistemini hükümetin dizayn etmeye kalkması, yüksek yargıya atamalarda siyasetin söz sahibi konumuna getirilmesi, HSYK kararnamesi, Adalet bakanının yetki alanın vs. bu hedef içindi. İlginçtir! İktidarın attığı bu adımlar, milletimizin kendine gelmesine sebep oldu. Şimdi hemen hemen herkes dersini almış vaziyette. Ve yine herkes din ve vicdan özgürlüğü, üniter yapı, 36 farklı unsurun (halkın) bir araya gelerek oluşturduğu Türk Milleti ve bu milletin mayasının İslam olduğu paydasını görmüş vaziyette. Ve bu ortak değerlerimizin parçalanmasının devletin, milletin parçalanması demek olduğunu, hepimiz anlamış vaziyetteyiz. İşte bu gibi birçok ortak paydalarımızdan biri de yargı sistemidir. Devletin bir ve iki numarasının gelmediği, haliyle adalet bakanının da gidemeyeceği "adli yıl" açılışında Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın vurguları, Erdoğan ve hükümet açısından "iyi ki gitmemişiz" dedirtecek cinstendi. Çünkü demokrasilerde güçler ayrılığı var. Ama bugünkü irade "ben güçlüyüm" diyor. Normal şartlarda hukuk karşısında herkes eşittir. Ama bugünkü irade "ben her daim haklı ve her türlü suçtan beriyim" mantığında. Normal demokrasilerde yargı sistemi siyasetten uzak ve tarafsızdır. Bizde ise iş başına gelen hükümetlerin açık hedefidir. Ya ele geçirirler, ya da karşılarına alırlar. Delil, hukukun olmazsa olmazıdır. Bizde ise güçlü iradenin sözü mahkumiyet veya serbestiye sebebidir. Bu ve daha birçok duruş ve uygulamayla siyasetin, yargıyı tekeline almak istediği ortada. Ama AYM'nin, Danıştay'ın olduğu gibi Yargıtay'ın da buna itirazı vardı. İşte Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın, hükümet'i meşruiyet, yargı bağımsızlığı, hukuk güvenliği ve erkler ayrılığı konusunda uyarmasının sebebi buydu. Sayın Alkan'ın dikkatimi çeken en önemli vurgusu ise her fırsatta biz gücümüzü, yetkimizi milletten alıyoruz" diyenlere karşı "yargının da yetkisini, yasama gibi milletten aldığını" vurgulamasıydı?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024