Hz. Ali ve Fatıma (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) cenaze ve defin işlerini bitirdikten sonra Ebu Bekir'in, NAS'a rağmen halife seçildiğini ve Müslümanlardan bir grubun da ona biat ettiğini öğrendiler.
Hz. Fatıma ve İmam Ali Hasan ve Hüseyin'in elinden tutarak Medine'nin ileri gelen kişilerinin evlerine gidip onlara Gadir Hum'da Resulullah'ın huzurunda, Allah adına verdikleri sözü hatırlattılar.
Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyuruyordu: "Ey insanlar! Acaba babam, Hz. Ali'yi hilafete tayin etmedi mi? Onun fedakarlıklarını unuttunuz mu?
Babam; "Aranızda iki emanet bırakıyorum, onlara sarıldığınız müddetçe asla sapmazsınız; biri Allah'ın kitabı, diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir" diye buyurmadı mı?
Bizi yalnız bırakmanız, yardımınızı bizden esirgemeniz sizlere yakışır mı hiç?"
İmam Ali (a.s) ise orada bulunan muhacirleri muhatap alarak şöyle dedi
"Allah aşkına ey muhacirler! Muhammed'in (s.a.a.v) verdiği hilafeti, onun Ehl-i Beyt'inden almayın. Ehl-i Beyt'i, hakkı olan bu makamdan uzak tutmaya çalışmayın.
Ey muhacirler! Allah'a yemin ederim ki biz, insanlar içinde hilafete en lâyık olanlarız!
Çünkü biz "Ehl-i Beyt"iz! Siz de bilirsiniz ki 'Kur'an-ı Okuyan', 'Allah'ın dininde fakih olan', 'Allah Resulünün (s.a.a) sünnet ve yöntemini en iyi bilen', 'halkın işlerine vâkıf', 'bütün zulüm ve haksızlıklara karşı halkın haklarını müdafaa eden' ve "beytülmali eşit şekilde dağıtan'; bu Ehl-i Beyt'in arasındadır.
İşte bundan dolayıdır ki liyakat ve hak sahibi biziz! Ve yine Allah'a andolsun ki böyle biri, biz Ehl-i Beyt'in arasındadır şu anda.
Hevâ ve heveslerinize, nefsani arzularınıza kapılmayın; yoksa Allah'tan uzaklaşır, Hak'tan kopup gidersiniz..."
Hakk'a çağrıda ısrar ettiler
Bazı eserlerde Hz. Ali'nin (a.s) Hz. Fatıma'yı (a.s) bir bineğe bindirerek akşamları teker teker sahabenin kapısını çaldığını ve onlardan yardım istediğini, onlarınsa şu cevabı verdiklerini yazar:
"Ey Resulullah'ın (s.a.a) kızı! Biz, Ebubekir ile biat etmiş bulunmaktayız. Eğer Ali, ondan önce gelip biat isteseydi elbette ki Ali'ye biat ederdik!"
Bu cevap üzerine Hz. Ali "Ben Hz. Resulullah'ın(s.a.a) cenazesini ortada bırakıp hilafet için biat toplama derdine düşemezdim!" cevabını vermişti.
O mübarek ev kuşatılıyor
Birkaç gün sonra Ömer, Ebu Bekir'e; "Ali ve yakınlarının dışında herkes sana biat etti. Onlar biat etmezlerse, senin hükümetin sağlam bir temele oturmuş sayılmaz. Ali'yi çağır, onu biat etmeye zorla" dedi.
Ebu Bekir bunun üzerine bir adamına: "Git Ali'ye de ki; Resulullah'ın halifesi (!) biat etmen için mescide gelmeni istiyor" demesini emretti.
O şahıs, İmam Ali'ye gitti ama İmam Ali bu teklifi, kabul etmedi. Ömer b. Hattab çok sinirlendi. Yanına yeğeni Kunfuz, Halid bin Velid ve bir çok kişiyi alarak Hz. Fatıma'nın evine gitti.
Kapıyı çaldı ve 'Ya Ali! Kapıyı aç' diye bağırdı.
Hz. Fatıma (a.s) çok rahatsız olduğu halde kapının arkasına gelerek; 'Ey Ömer! Bizimle işin olmasın. Bırak kendi işimizle uğraşalım' dedi.
Ömer; 'Kapıyı aç! Yoksa evi yakarım' dedi.
Fatıma (a.s); 'Ey Ömer! Allah'tan korkmuyor musun? İzinsiz olarak evime mi girmek istiyorsun' dedi.
Hz. Fatıma'nın (a.s) hiçbir sözü Ömer b. Hattab'ı etkilemedi. Kapı açılmayınca Ömer, 'odun getirin de kapıyı yakayım' dedi ve kapıyı açmak için harekete geçtiler.
Fatıma (a.s) 'Ey Allah'ın düşmanı! Ey Peygamber'in düşmanı, ey Emir'ül - mü'minin Ali'nin düşmanı!' diyerek elleriyle kapıyı açmalarına engel olmak istiyordu.
O mübarek elleri kırbaçladılar, kapı arkasına sıkıştırdılar ve iterek yere düşürdüler. Hamile olan Fatıma Annemizin ahı arşı titretti ama melunların kalbi tınmadı bile.
Kapıyı açtılar. Ömer içeri girmeye kalkınca Hz. Fatıma bütün acılarını bir kenara bırakıp Ömer'in karşısında durdu.
Hz. Fatıma ağlıyordu. Gözyaşları ile yardım istiyordu. Ama Medineliler yardıma gelmediği gibi oradaki taş kalpli kişiler daha da ileri giderek Annemize, kılıç kabzasıyla kaburgasına, kamçıyla da kolunu vurdular.
Mahremiyeti ve dokunulmazlığı NAS ile tescilli o eve zorla girmiştiler.
İmam Ali'yi (a.s) tutup, biat için götürmek istediler. O haliyle Fatıma Anamız yine şahlanarak Ali'nin elbisesine yapıştı ve 'kocamı götüremezsiniz' diye bağırdı.
Ömer b. Hattab'ın yeğeni Kunfuz kamçıyla, Hz. Fatıma'nın koluna o kadar vurdu ki, pazısı şişti!
Fatıma (a.s), halkın izdihamı neticesinde kapı ile duvar arasında sıkıştı. Kaburga kemikleri kırıldı ve rahminde olan çocuk düştü.
Bayılmıştı. Kendine geldiğinde baktı ki, Ali'yi mescide doğru götürmüşler. Kaburgası kırılmış olduğu halde evden dışarı çıktı ve Beni Haşim kadınlarından bir grupla birlikte mescide gitti.
Ali'yi tuttuklarını görünce halka yüz çevirerek; "Amcam oğlunu serbest bırakın, yoksa Allah'a and olsun ki, saçlarımı dağıtır, Peygamber'in gömleğini başımın üzerine atar, sizi Allah'a şikayet ederim!" diye seslendi.
Sonra Ebu Bekir'e dönerek: "Kocamı öldürüp, çocuklarımı yetim bırakmak mı istiyorsun? Onu bırakmazsan saçlarımı dağıtır ve babamın kabrinin üstünde Allah'ı imdada çağırırım" dedi.
Bu sözü söyledikten sonra Hasan ve Hüseyin'in ellerinden tutarak Resulullah (s.a.a.v)'in kabrine doğru hareket etti...
İmam Hz. Ali (a.s) durumun çok tehlikeli olduğunu görünce, Selman'a, gidip Fatıma'yı bu işten vazgeçirmesini söyledi...
Fatıma (a.s) Hz. Ali'nin emrini duyunca; "O emrettiği için itaat ediyorum ve sabredeceğim" dedi.
Peygamberin mirasına da el konuldu
Sakife'de oldu, bitti ile hilafeti gasp edenler bizzat Allah Resulü tarafından kızına miras bıraktığı 'Fedek' arazisine de el koydular.
Bunu öğrenen Hz. Fatıma Annemiz, Ebu Bekr'e giderek oradakilerin huzurunda uzun bir konuşma yapmış ve adeta ilahi bir ültimatom vermişti.
Sözlerinin bir kısmı şöyleydi: "Allah Teala, Resulünü Berrin cennetlerinde peygamberlerin bulunduğu yere götürüp onu, sizden ayırınca, sizde nifak kinleri görünmeye başladı ve Hz. Peygamber (s.a.a)'in zamanında konuşmaya cesaret edemeyen 'sapmışların sözcüsünün' dili söyler oldu, cahillerle, yalancılar belli oldu.
Şeytan sizi çağırdı, ona icabet ettiniz; başkasına ait deveye binip, başkalarına ait bir pınara yöneldiniz" dedi.
O günden sonra Ebu Bekir ve Ömer ile konuşmadı. Onlara hakkını helal etmedi. Kısa bir zaman sonra 'Bana kavuşacak olan ilk kişi sensin' Hadisi tecelli etti ve babasına kavuştu. (Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Ali ve Hz. Fatıma eserlerinden derlenmiştir),
Rabbim, Onlara layık ve sadık olmayı cümlemize nasip eylesin.
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025