Teknik direktörlerin, futbolcularına verdikleri ilk taktik; Basit oynayın, taktiğidir. Sen basit oynadığın zaman, hem top sende kalır hem de rakip hırslanır, topu senden almak için alan boşaltır, üzerine gelir, sen de boş alanı kullanarak kaleye gider, golü atarsın.
Bu taktiği futbol takımlarımız pek uygulayamasa da, hükümetimiz çok iyi uyguluyor. Basit siyaset yapıyor, karşılığını fazlasıyla alıyor. Çünkü karşısındaki rakipler (muhalefet partileri, yazar, çizer, sosyal örgütlenmeler vs.) 11 yıldır bu taktiği çözmüş değiller ve her seferinde bol gol yiyorlar. Ama yenilginin faturasını hep vatandaş ödüyor.
Hükümet şimdilerde içki ve hostes elbiseleri üzerinde atağa geçti. Aynı basit taktik ve yenen bir sürü gol.
Bazı iç hatlarda içki servisi kaldırılmış. Hemen birileri ayağa kalktı. Karışma benim keyfime, sana ne benim içkimden, hangi çağda yaşıyoruz, eyvah! Şeriat geliyor, çığlıkları yükselmeye başladı. Yani cahili, cahilliği tarif et, deseler bu zihniyeti ve sözcülerini tarif ederim.
AKP iktidarlarının içki diye bir dertleri yoktur. Hatta içki ile araları çok iyidir, diyebilirim. Toplum ve rakamlar ortada. Bu tablo ortadayken “AKP’yi içkiye karşı” olarak nitelemek, icraatlarını eleştirmek ancak cahilliğin belirtisidir.
Bakın! 2002-2010 yılları arasındaki rakamları Numan Kurtulmuş’un değerlendirmesi ile aktarayım… (2010 yılında yine bir içki tartışması yaşanmış ve Erdoğan yine basit bir taktikle öne çıkmıştı)
Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen günlerde (2010) söylediği, “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar” sözlerine değindi.
“… 15 gün bu tartışmayı izledik. Bu tartışmayı Türkiye’yi bilmeyen bir insan izlese, AKP’nin içki satışlarını çok aşağıya indirdiğini zannedecek. 2002 yılında AKP iktidara gelmeden önce Türkiye’de 583 milyon litre içki tüketiliyordu. Devletin resmi kayıtlarına göre 2010 yılı itibariyle Türkiye’deki içki tüketimi 2 milyar litreye çıkmış. Yani AKP yönetimi zamanında 4 katına çıkmış. O zamanlar 15- 16 olan içkiye başlama yaşı, bugün 11’e düşmüş.”
Bu rakamlar 2012 itibariyle daha da yükselmiş durumda. O halde bazı hatlarda uygulanan bu içki yasağının adı ne olur? Sazan avı. Başka görüşü olan…
Havalanmışken birde hosteslere değinelim. THY hosteslerinin kılık kıyafeti ile ilgili yeni bir düzenleme yapıyor. Aynı zihniyet yine AKP’nin hizmetinde… Ülkeyi ortaçağa mı götüreceksiniz vs. söylemleri diz boyu. Sanki milletin, devletin her derdi halledilmişte hosteslerin etek boyu ile medeniyeti ıskalamışız. Ayıptır ya hu! Bu kadar sazanlık, bu kadar AKP’nin değirmenine su taşımak olmaz.
Bu kılık kıyafet tartışmaları sanki bir senaryo gereği gibi bir anda kamuya taşındı. Erdoğan’a; neden Afganistan’dasınız, ABD’nin, Irak işgalinde neden ABD safında durdunuz? Libya’da ne işiniz vardı? Esad’a kimin adına düşmanlık besliyorsunuz? gibi sorularını soramayan zihniyetler kalkıp, soruyorlar ki; Kamuda başörtüsü ne zaman serbest olacak?
Erdoğan ise başörtülü vatandaşları üç, beş ağaca benzettiği, başörtüsü konusunda hiç kimseye bir söz vermediğini, belirten konuşmalarını unutmuşçasına; “Bekleyin! Her şeyin zamanı var. Kur’an bile 23 senede indi” diyerek hem tabanına mesaj atıyor, hem gündemi idare ediyor. Hülasa Erdoğan basit oynuyor ve gole çok rahat gidiyor. Artık Türkiye için, Türk Milleti için defansı sağlama alıp, hücuma geçme zamanı…
Bu taktiği futbol takımlarımız pek uygulayamasa da, hükümetimiz çok iyi uyguluyor. Basit siyaset yapıyor, karşılığını fazlasıyla alıyor. Çünkü karşısındaki rakipler (muhalefet partileri, yazar, çizer, sosyal örgütlenmeler vs.) 11 yıldır bu taktiği çözmüş değiller ve her seferinde bol gol yiyorlar. Ama yenilginin faturasını hep vatandaş ödüyor.
Hükümet şimdilerde içki ve hostes elbiseleri üzerinde atağa geçti. Aynı basit taktik ve yenen bir sürü gol.
Bazı iç hatlarda içki servisi kaldırılmış. Hemen birileri ayağa kalktı. Karışma benim keyfime, sana ne benim içkimden, hangi çağda yaşıyoruz, eyvah! Şeriat geliyor, çığlıkları yükselmeye başladı. Yani cahili, cahilliği tarif et, deseler bu zihniyeti ve sözcülerini tarif ederim.
AKP iktidarlarının içki diye bir dertleri yoktur. Hatta içki ile araları çok iyidir, diyebilirim. Toplum ve rakamlar ortada. Bu tablo ortadayken “AKP’yi içkiye karşı” olarak nitelemek, icraatlarını eleştirmek ancak cahilliğin belirtisidir.
Bakın! 2002-2010 yılları arasındaki rakamları Numan Kurtulmuş’un değerlendirmesi ile aktarayım… (2010 yılında yine bir içki tartışması yaşanmış ve Erdoğan yine basit bir taktikle öne çıkmıştı)
Numan Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen günlerde (2010) söylediği, “Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar” sözlerine değindi.
“… 15 gün bu tartışmayı izledik. Bu tartışmayı Türkiye’yi bilmeyen bir insan izlese, AKP’nin içki satışlarını çok aşağıya indirdiğini zannedecek. 2002 yılında AKP iktidara gelmeden önce Türkiye’de 583 milyon litre içki tüketiliyordu. Devletin resmi kayıtlarına göre 2010 yılı itibariyle Türkiye’deki içki tüketimi 2 milyar litreye çıkmış. Yani AKP yönetimi zamanında 4 katına çıkmış. O zamanlar 15- 16 olan içkiye başlama yaşı, bugün 11’e düşmüş.”
Bu rakamlar 2012 itibariyle daha da yükselmiş durumda. O halde bazı hatlarda uygulanan bu içki yasağının adı ne olur? Sazan avı. Başka görüşü olan…
Havalanmışken birde hosteslere değinelim. THY hosteslerinin kılık kıyafeti ile ilgili yeni bir düzenleme yapıyor. Aynı zihniyet yine AKP’nin hizmetinde… Ülkeyi ortaçağa mı götüreceksiniz vs. söylemleri diz boyu. Sanki milletin, devletin her derdi halledilmişte hosteslerin etek boyu ile medeniyeti ıskalamışız. Ayıptır ya hu! Bu kadar sazanlık, bu kadar AKP’nin değirmenine su taşımak olmaz.
Bu kılık kıyafet tartışmaları sanki bir senaryo gereği gibi bir anda kamuya taşındı. Erdoğan’a; neden Afganistan’dasınız, ABD’nin, Irak işgalinde neden ABD safında durdunuz? Libya’da ne işiniz vardı? Esad’a kimin adına düşmanlık besliyorsunuz? gibi sorularını soramayan zihniyetler kalkıp, soruyorlar ki; Kamuda başörtüsü ne zaman serbest olacak?
Erdoğan ise başörtülü vatandaşları üç, beş ağaca benzettiği, başörtüsü konusunda hiç kimseye bir söz vermediğini, belirten konuşmalarını unutmuşçasına; “Bekleyin! Her şeyin zamanı var. Kur’an bile 23 senede indi” diyerek hem tabanına mesaj atıyor, hem gündemi idare ediyor. Hülasa Erdoğan basit oynuyor ve gole çok rahat gidiyor. Artık Türkiye için, Türk Milleti için defansı sağlama alıp, hücuma geçme zamanı…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025