Volkan patlaması olmadıkça, lav püskürtmedikçe o da sıradan, sıra dağlar gibi bir dağdır, içinde ne kazanlar kaynadığını ancak yer bilimciler bilir.
Yanar yanar ama dumanı çıkmaz.
Kaynar kaynar ama sesi
duyulmaz.
İçerde fırtınalar kopsa da dışarıda süt-liman bir görüntü vardır.
Şairin; "Odunu yok ateşi var nar ararsan işte ben" dediği tarzda bir görüntü.
Kardeşim Muhlis, yarım asrı biraz aşkın ömrünü tam da böyle bir görüntüde tamamladı.
Çok yakınında, yanında olduğumuz zamanlarda bile içinde kaynamakta olan kazanların fokurtusunu duymadık, duyamadık.
Yaklaşık bir yıl devam eden hastalık süresi boyunca, başkalarına feryad ettiren amansız acılar bile onun vakur, sessiz-sakin havasını değiştirmedi.
Amansız hastalığa yakalanmadan önceki yıllarda daha sık yazdığı şiirlerinden anlıyoruz ki meğer içten içe yanan bir yanardağ imiş, içinde fokur fokur kaynayan kazanlar varmış ve yazdığı şiirler aracılığı ile dışarıya sızdırdığı ıstırapları içindekine göre devede kulak bile değil imiş:
Anlamaz insana nasihat boşa
Zamana yanarım söze yanarım
Tohum ekilirse kara bir taşa
Tohuma yanarım öze yanarım.
Ram etmiş gönlünü yabana yada
Bedeni kaplamış hep haram gıda
Namerdin önüne konan çorbada
Soğana yanarım tuza yanarım.
Muhlis derki Rabbim bizleri affet
Önümüzden engel belayı def et
Bir ömür ki bitmiş tamamı gaflet
Bahara yanarım güze yanarım.
Şiirin hangi kalıbını, hangi ölçüsünü ve hangi tarzını kullanırsa kullansın hemen her şairin işlediği ana temalardan birisi ölüm temasıdır ki canım kardeşimin şiirlerinde de buna sıkça rastlıyoruz:
Tek mükemmel dinin
mensubuyum ben
Sünnetim bellidir farzım bellidir
Geçmişte ne isem yine oyum ben
Sistemim bellidir tarzım bellidir.
Eksik tamamlayıp tamamlı gitmek
Vakte hazırlanıp zamanlı gitmek
İslamca yaşayıp imanlı gitmek
İsteyim bellidir arzum bellidir.
Ömrü olan insanlara
Nice bahar yaz olacak
Şunu derim ben onlara
Son bahar güz tez olacak.
Koyun sandığın kurt olur
Uysal sandığın sert olur
Demesem bana dert olur
Desem belki söz olacak.
Kapılmadan hayel düşe
Kimi yürür şişe şişe
Aldanmayın görünüşe
Bence sağlam öz olacak.
Sel misali çağlar gibi
Her yarayı bağlar gibi
Gururlanma dağlar gibi
Bir gün uçup toz olacak.
Muhlis sadık ıkrarına
Sahip çık edep arına
Güvenme dünya varına
Tek sermayen bez olacak.
Bizler ağlayarak geldik cihana
Dertler ile çevrilirsek şaşmayız
Konuk olduk dünya denilen hana
Bir gün handan savrulursak
şaşmayız.
Bize ömrü veren HAKTIR
HALIKTIR
Bunca konup göçen buna tanıktır
Bu alem bir gurbet ve ayrılıktır
Hasret ile kavrulursak şaşmayız.
Mutlak böyle canlıların ahvali
Bitirince yılı ayı haftayı
Biliriz ki nefes bize sayılı
Sayı biter devrilirsek şaşmayız.
Muhlis derki göçme vakti gelince
Sallanır dal yaprak inceden ince
Bize tanımlanan süre bitince
Ukbaya da devrolursak şaşmayız.
NOT: Canım kardeşim Muhlis Karaca'nın vefatı dolayısıyla bizzat cenazeye iştirak eden, gelerek, arayarak acılarımızı paylaşan tüm dostlara sonsuz teşekkürler?
Yanar yanar ama dumanı çıkmaz.
Kaynar kaynar ama sesi
duyulmaz.
İçerde fırtınalar kopsa da dışarıda süt-liman bir görüntü vardır.
Şairin; "Odunu yok ateşi var nar ararsan işte ben" dediği tarzda bir görüntü.
Kardeşim Muhlis, yarım asrı biraz aşkın ömrünü tam da böyle bir görüntüde tamamladı.
Çok yakınında, yanında olduğumuz zamanlarda bile içinde kaynamakta olan kazanların fokurtusunu duymadık, duyamadık.
Yaklaşık bir yıl devam eden hastalık süresi boyunca, başkalarına feryad ettiren amansız acılar bile onun vakur, sessiz-sakin havasını değiştirmedi.
Amansız hastalığa yakalanmadan önceki yıllarda daha sık yazdığı şiirlerinden anlıyoruz ki meğer içten içe yanan bir yanardağ imiş, içinde fokur fokur kaynayan kazanlar varmış ve yazdığı şiirler aracılığı ile dışarıya sızdırdığı ıstırapları içindekine göre devede kulak bile değil imiş:
Anlamaz insana nasihat boşa
Zamana yanarım söze yanarım
Tohum ekilirse kara bir taşa
Tohuma yanarım öze yanarım.
Ram etmiş gönlünü yabana yada
Bedeni kaplamış hep haram gıda
Namerdin önüne konan çorbada
Soğana yanarım tuza yanarım.
Muhlis derki Rabbim bizleri affet
Önümüzden engel belayı def et
Bir ömür ki bitmiş tamamı gaflet
Bahara yanarım güze yanarım.
Şiirin hangi kalıbını, hangi ölçüsünü ve hangi tarzını kullanırsa kullansın hemen her şairin işlediği ana temalardan birisi ölüm temasıdır ki canım kardeşimin şiirlerinde de buna sıkça rastlıyoruz:
Tek mükemmel dinin
mensubuyum ben
Sünnetim bellidir farzım bellidir
Geçmişte ne isem yine oyum ben
Sistemim bellidir tarzım bellidir.
Eksik tamamlayıp tamamlı gitmek
Vakte hazırlanıp zamanlı gitmek
İslamca yaşayıp imanlı gitmek
İsteyim bellidir arzum bellidir.
Ömrü olan insanlara
Nice bahar yaz olacak
Şunu derim ben onlara
Son bahar güz tez olacak.
Koyun sandığın kurt olur
Uysal sandığın sert olur
Demesem bana dert olur
Desem belki söz olacak.
Kapılmadan hayel düşe
Kimi yürür şişe şişe
Aldanmayın görünüşe
Bence sağlam öz olacak.
Sel misali çağlar gibi
Her yarayı bağlar gibi
Gururlanma dağlar gibi
Bir gün uçup toz olacak.
Muhlis sadık ıkrarına
Sahip çık edep arına
Güvenme dünya varına
Tek sermayen bez olacak.
Bizler ağlayarak geldik cihana
Dertler ile çevrilirsek şaşmayız
Konuk olduk dünya denilen hana
Bir gün handan savrulursak
şaşmayız.
Bize ömrü veren HAKTIR
HALIKTIR
Bunca konup göçen buna tanıktır
Bu alem bir gurbet ve ayrılıktır
Hasret ile kavrulursak şaşmayız.
Mutlak böyle canlıların ahvali
Bitirince yılı ayı haftayı
Biliriz ki nefes bize sayılı
Sayı biter devrilirsek şaşmayız.
Muhlis derki göçme vakti gelince
Sallanır dal yaprak inceden ince
Bize tanımlanan süre bitince
Ukbaya da devrolursak şaşmayız.
NOT: Canım kardeşim Muhlis Karaca'nın vefatı dolayısıyla bizzat cenazeye iştirak eden, gelerek, arayarak acılarımızı paylaşan tüm dostlara sonsuz teşekkürler?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025