"Filistin davası" denince, aklıma iki sınıf geliyor; Bir, cefasını çekenler. İki, sefasını sürenler. Cefasını çekenler başta Filistin halkı ve rahmetli Yaser Arafat'tır. Sefasını sürenler mi? Az sonra?Yahudi zulmü bitmedi, bitmek bilmiyor. Vakti gelinceye kadar da bitmeyecek. Kutsal aymış, kutsal mekânmış, kutsal kitapmış, yaşlıymış, çocukmuş, hamileymiş vs. hiç önemli değil. Yakıyorlar, yıkıyorlar, katlediyorlar. (Bu arada şahsen, ben, İsrail ile Yahudileri ve Yahudiliği ayrıştıracak kadar cahilde değilim) 2004 yılıydı. Eski İsrail başbakanı Ehud Barak bir plan hazırlamış ve dünya kamuoyuna yansıtmıştı. Daha önce onlarca kez sözde barış adına, bu bölgedeki Müslümanları tasfiye etme planları yapan ABD ve İsrail devlet adamları bir kez Arafat'la bir araya gelmişlerdi. Yaser Arafat, bu planı ve planlayıcıları çok iyi tanıyor ve hedeflerini de çok iyi biliyordu. Eee birde İslam'ın gerçeklerini ortaya koyunca tablo apaçık önüne çıkıyordu. O yıllarda aldığı madalyadan ötürümüdür, bilemem ama dün dediklerinin tam aksini söyleyen bir kişi vardı; R.T Erdoğan. Gerek gömlekliyken ve gerek gömleksizken dillerinden düşürmedikleri Filistin davasında Erdoğan, Yaser Arafat'ı bunaklıkla suçluyordu. Yıl 2004 ve Haziran ayıydı. Erdoğan şöyle diyordu; "Ortadoğu sorunu konusunda, Filistin ve İsrail halklarının, her ikisinin de barıştan yana olduğu inancındayım? 80 yaşına merdiven dayamış olan Arafat barışın önünde bir engel olamaz"Davos'un bir şov olduğunu her daim dile getirdik. Erdoğan'ın özellikle iktidar koltuğuna oturduktan sonra hep Yahudilerden yana siyaset izlediğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Bakın 2007'de CFR'de yaptığı konuşmaya. 2010 yılındaki açıklamalarına. Daha birkaç ay önce ABD'deki konuşmalarına? Ama halkımız bunları duymadı. Seçim meydanlarındaki, özel röportajlardaki süslü cümlelere kandı. Hatta Erdoğan, Mescidi Aksa'ya yapılan saldırıyı, Türkiye'ye yapılmış saydı. Ama kimse, "neden gereğini yapmıyorsun" diye sormadı, soramadı. Geçen hafta ise İsrail askerleri bir kez daha Mescidi Aksa'yı yerle bir etmekten daha büyük bir cinayet işledi. Filistinli bir bakanı vurdular. Filistin başbakanı, dünyayı göreve çağırırken, Devlet başkanı "bu barbarlıktır" diyordu. Öte yandan Esad'a karşı "adamlık şovu" yapan Ortadoğu devlet yöneticileri nerde, diye sorarsanız, haber alınamıyor? Bakın! Yukarıda "sefa sürmekten" bahsettim. Aslında bu siyasi sefa sadece Filistin'le sınırlı değil. Tüm İslam coğrafyasıyla bütündür. Papa, ülkemize gelmişti. Gördüğümüz kadarıyla kimsenin baskısı altında kalmadan Sayın Erdoğan, Papa'ya atfen; "Farklı düşündüğümüz konu hemen hemen hiç yok" demişti. Aynı Papa, geçtiğimiz Haziran ayında da İsrail Cumhurbaşkanını, şimdi İsrail'e "barbar" diyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı ve Fener Rum Patriğini Vatikan'da bir araya getirmişti. Neden mi? Ortadoğu barışı için. Hatta bu buluşmada 4 dilde dua edilip, Kuran okunmuştu. O tarihten bugüne Ortadoğu'da akan kan doruk noktaya çıktı. Neden acaba! Bir başka şeye dikkat çekeyim! Suriye devletine karşı isyan eden teröristlerin önemli bir bölümü ülkemizde barınıyor, eğitiliyor, tedavi ediliyor. Hatta Erdoğan başbakanken, ÖSO militanları için "Suriye'nin öz evlatları" demiş ve her türlü desteği vereceklerini açıklamıştı. (Bu sözünü yerine getirdi ve getiriyor) Sözde Suriye'nin bu öz evlatlarına, başka kim sahip çıkıyor? Yediriyor, içiriyor, barındırıyor, tedavi edip, silahlandırıyor? Evet, kim? İsrail? Böyle bir problemi hangi iman formülü ile çözebilirsiniz? Böyle bir formül yok. Tek formül ve sonuç var; "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o, onlardan olur." (Maide 51)Filistin denince bir de akla Hamas, diye bir örgüt gelir. Kurucuları kimdir? Neden kuruldu? Yine o bölgedeki El-Fetih örgütüyle senelerce neden savaştılar? Birbirlerinin (Müslüman Müslüman'ın) kanını neden döktüler? Gibi soruların cevabını bulamazsınız? İsrail'e karşı Filistin halkının mücadelesini veriyorlarmış. Elinde Müslüman kanı olanlar, Müslümanlar için mücadele eder mi? Sanırım! Filistin'in sefasını kimler sürüyor, anladınız? * * *Ağlayan bakan kim?Evet, Filistin'de bakanlar öldürülüyor. Ülkemizde ise bakanların (eski) ağladığını öğreniyoruz. Koalisyon hükümetlerinde görev yapan MHP milletvekili Koray Aydın bütçe görüşmelerinde mecliste şöyle bir açıklama yaptı?"? (ilk AKP iktidarında) Dokunulmazlığa bile sahip değilken Meclis Genel Kurulu'nda, "Beni Yüce Divan'a sevk edin, benim verilemeyecek hesabım yok. Oraya gideceğim, hesabını vereceğim' dedim? Meclis çoğunluğu sizde, devlete hâkimsiniz, benim bütün duruşmalarıma Maliye, Bayındırlık Bakanlığı müdahil oldu. Gittik, yargılandık ve 11 hakimin ittifakıyla beraat ettim. Anayasa Mahkemesi tarihine geçtim.? Daha 3 gün önce bakanınız Soruşturma Komisyonu'nda "Beni Yüce Divan'a göndermeyin" diye yalvarıyordu. Niye? Çünkü hırsızlık yaparken yakalanana hırsız, denir. Bunun başka bir şeyi yoktur?" Koray Aydın'ın bahsettiği yalvaran (eski) bakan, Muammer Güler'miş.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024