Bugün iki önemli günü bir arada idrak ediyoruz. Biri maddi esaretten kurtuluşumuzun ilk adımının atıldığı gün olan 19 Mayıs, diğeri de manevi kurtuluşumuz için nefis kelepçelerini kırdığımız Kadir Gecesi. Mübarek olsun, kutlu olsun…
Ramazan geldi ve gidiyor. Belki de son şansımız. Neden? Burnumuzun sürtülmesini kurtarmaktan.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) minbere çıkarken bir adım çıktı, 'âmin' dedi. Bir adım daha çıktı 'âmin' dedi. Bir adım daha çıktı 'âmin' dedi.
Hutbeden sonra "Ya Resulallah! Minbere çıktığınız zaman 'âmin' dediniz, her adımınızda bunu neden söylediniz?" diyerek sebebini sordular.
Buyurdu ki: Cebrail (a.s.) üç dua etti, ben de onlara âmin, dedim.
1- Cebrail (a.s.); 'Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun/burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de âmin dedim."
2- Cebrail (a.s); 'Sen peygamber olarak bir insanın yanında anıldığın zaman, sana salat-ü selâm getirmezse; ona yazıklar olsun!.. Onun burnu yere sürünsün!' dedi. Ben de ona, âmin dedim."
3- Ramazana eriştiği halde bir insan, Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula!.. Burnu yerde sürtsün!' diye dua etti. Ben de ona âmin, dedim."
Evet, hem bu ay, hem de bu ayın bu özel gecesi hepimiz için kurtuluşa açılan bir kapı olabilir.
(Allah'ın selamı üzerine olsun) Prof. Dr. Haydar Baş her Ramazan'da, her kandil ve özellikle Kadir gecesi için yaptığı değerlendirmelerde bu ay, gün ve gecelerin önemine dikkat çekerek azami oranda dikkat ve gayretle faydalanmamızı her daim tavsiye etmiştir.
Şöyle diyordu Muhterem Hocam; "Bu mübarek gece ve günlerde öncelikle Cenab-ı Hakk'tan af dilemeliyiz.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) "Ben günde yetmiş defa istiğfar ediyorum. Sahabem, siz de istiğfar ediniz" buyurmaktadır.
Hz. Peygamber, Kadir Gecesi'ne kavuşan müminin "Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet" diye dua etmesini tavsiye etmiştir. Allah'ın ve meleklerinin salâvat getirecek kadar kıymet verdiği Resulullah (s.a.v.) Efendimize ve âline, biz de çokça salâvat getirmeliyiz.
Aynı şekilde bu gece, Yüce Allah'ı çokça anmalıyız. Kelime-i Tevhid ile Allah'ın güzel isimleri ile onu zikredelim, analım. Kur'an okuyarak ve namaz kılarak bu gecemizi ihya edelim; böylece gönüllerimiz yeşersin, ihya olsun.
Nafile bir ibadet olarak bu gecede, iki rekâtta bir selam vererek namaz kılmak da çok sevaptır. Her rekâtta bir Kadir Suresi ve 3 İhlâs Suresi okuyarak kılınan bu namaz, on iki rekâtta tamamlanır.
Bu mübarek gecede İslam dünyasında yaşanan kaos, ayrışma ve çatışmaları gözümüzün önüne getirerek, ahir zaman fitnelerinden korunmak hususunda Cenab-ı Hakk'tan kudret, basiret ve istikamet niyaz etmeliyiz. Allah, bu şuur ve idrak ile Kadir Gecesi'nin faziletinden istifade etmeyi hepimize ve İslam âlemine nasip eylesin, gecemiz mübarek kılsın!"
Allah razı olsun Hocam…
19 Mayıs 1919
İlk adım çok önemli deriz ya! İşte bu çok önemli ilk adımlardan biri de 19 Mayıs 1919'da atıldı.
Nereye? Madde olarak Samsun'a. Mana olarak ise tam bağımsızlığa, malın, canın, namusun, dinin korunmasına atıldı.
200 yıldır sürekli toprak kaybının sonuna gelindiğinin adımıdır bu adım. Yeniden ayağı kalkışın adımıdır bu adım.
Tarih okumaktan çok tarih yazan bir milletin, yeniden kalemi eline almasıdır 19 Mayıs 1919.
Bu kutlu adımı ve nihayetinde Haçlıları dize getiren ve bu topraklardan kovam, Türk Milletine yurdunu ve bağımsızlığını diğer ifadeyle şerefini teslim eden Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak bastığı gündür bugün.
İşte bu şereften nasibi olmayanlar, Atatürk'ün emperyalistlerden kurtardığı bu topraklarda Osmanlıcık şovları yapmaya kalkıyorlar.
Bu şovmenlere tavsiyem şöhret olmak istiyorlarsa Viyana, Atina, Kosova, Prag, Kanuninin mezarının olduğu yerde, Mekke, Medine, Kudüs gibi kutsal topraklarda bu Osmanlıcık şovlarını yapsınlar. Hem getirisi çok olur! Hem de boy ölçüleri ortaya çıkar!
Bu adımı atan, tam bağımsızlıkla nihayete erdiren ve Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal'dir.
Bu vesile ile başta Atatürk olmak üzere bu ülkenin tam bağımsızlığı için bütün varlığını ortaya koyanlara Allah'tan rahmet diliyor, saygı ve hürmetle anıyorum.
Diğer taraftan bu ülkede Atatürk, büyüklüğü, dâhiliği konuşulacak yerde birileri tarafından inancı sorgulanmaya kalkıldı.
Prof. Dr. Haydar Baş bütün şüpheleri gideren o muhteşem eseri 'Hoş Geldin Atatürk'ü' ortaya koydu.
Ama ya aklı kıt, ya da imandan nasipsiz kişiler anlamamakta ısrar etti.
Hem sokakta, hem sosyal medyada birileri; Haydar Baş neden ısrarla Atatürk, Müslüman göstermeye çalışıyor, diye sorma cüretinde bulundular.
Değerli dava arkadaşım Yusuf Kırtorun abimiz muhteşem bir cevap verdi; Haydar Baş, Atatürk'ü Müslüman göstermeye çalışmıyor. Çünkü Atatürk zaten Müslüman'dı.
Haydar Baş, senin imanını kurtarmaya çalışıyor, diyordu.
Bu dini hakikattir. Peygamberimiz buyurdu ki; "Herhangi bir Müslüman diğer bir Müslüman'ı tekfir ettiğinde o kâfirse kâfirdir, değilse kendisi kâfir olur."(Ebu Davûd, Sünnet 15)
Evet, kardeşim! Malum odakların iftiralarına aldanıp, imanını tehlikeye atma. Akıllı ol.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024