Gençlik yıllarımızın meşhur şarkılarındandı 'kul feryadı' şarkısı.
Vatandaş feryat ediyor. 'Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, bize yaptıran Allah'tır' diyen Süleyman Soylu bile duymuyor.
Ekonomiyi 'gözlerdeki ışıltı' olarak tarif eden son ekonomi bakanı göreve atandığında enflasyon % 30 civarlarındaydı. Nasıl bir ışıltı ortaya saçtıysa TÜİK bile ancak % 73,5'te tutabildi enflasyonu. Ya TÜİK olmasaydı?
Ama şu da 20 yılın bir gerçeği ki, hangi bakan, vekil veya kurum ne yaparsa yapsın, ne açıklarsa açıklasın bir kesim insanımız, Erdoğan'a yani 'tek adama' bakıyor, onu ölçü alıyor.
Biz de oraya bakalım!
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son bir yıldaki birkaç açıklamasını hatırlayalım:
'Bugüne kadar milletimize yalan söylemedik…
Artık emir alan değil hem masada hem alanda olan bir Türkiye var…
Türkiye, siyasi ve ekonomik istikbalini bir daha asla küresel ekonomik vesayet kurumlarının reçetelerine teslim etmeyecektir…
Türk ekonomisinin dinamizmini, üretim gücünü ve dayanıklılığını bir kez daha ispat etmiştir…
Dünya ekonomisinin yüzde 3 küçüldüğü, küresel ticaretin yüzde 10 daraldığı ortamda biz büyüme kaydettik…
2022 en parlak yılımız olacak…"
Son iki güne bakalım
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu kardeşinize ve Cumhur İttifakı'na saldıranlar aslında büyük ve güçlü Türkiye idealimiz ve Türkiye'nin bizzat kendisine düşmanlık ediyor…
Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğalgaz fiyatlarının 7-8 katına, kömür fiyatlarının 10 katına yükselmesinin müsebbibi biz değiliz" diyor.
Bir taraftan söz, fiil, icraatlarıyla dünya lideri pozu veren, kimseden korkmayan, siyasi, askeri, ekonomik vs. her türlü engeli aşabilecek kudrette olduğunu ilan eden bir Erdoğan var.
Diğer tarafta ise ekonomide mazeret dalını bırakmayan, dış politikada sadece yüksek sesli söylem sahibi, iç politikada ise şahsı ve partisine yapılan her eleştiriyi, devlet ve millete yapılmış gibi lanse eden hatta beka meselesi olarak milletin önüne atan bir lider.
Hangisine inanalım?
Hiç birine. Sayın Erdoğan: 'Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğalgaz fiyatlarının 7-8 katına, kömür fiyatlarının 10 katına yükselmesinin müsebbibi biz değiliz' diyor.
Kim o zaman?
Bağımsız Türkiye Partisi Lideri Hüseyin Baş kaynak vererek: 'TPAO verisine göre tespit edilmiş petrol rezervimiz 370 milyon varil ( yaklaşık 40 milyar dolar). Tahmini rezervimiz 8 milyar varil (yaklaşık 9 trilyon dolar). Dubai'den daha zengin olabiliriz" açıklamasını yapmıştı.
Yine Sayın Baş MTA'yı kaynak göstererek: 'Tespit edilmiş kömür rezervimiz 20 milyar ton Bu rezervin değeri 8 trilyon dolar' dedi.
Şimdi biz soralım: Elde kaynağın, bunu ekonomiye kazandıracak teknolojin ve yetişmiş insanların olmasına rağmen petrol, doğalgaz, kömür fiyatlarının artışına bahane aramak kimin suçudur?
Dediğim gibi iktidarın kulakları kapalı gözleri de görmüyor. Artı hesap bile yapamıyorlar.
Gezi tartışmaları ve Sayın Erdoğan'ın 'sürtük' ifadesi günlerdir konuşuluyor. Sokaktaki insanlara fikri soruldu.
Bir vatandaşımız, mal, makam, mevki, olay ve konuyu geçti ve adeta inanç ve kültürümüzün bakışını ortaya koyarak, 'o yaştaki bir kişi bu tip cümleler kurmamalıdır' dedi.
Ama Sayın Erdoğan adeta 'ben, dediysem doğrudur' babında o kavramı savundu.
Diğer taraftan 'sürtük' kavramı 1,5 trilyon doların önüne geçti.
Sayın Erdoğan, 'boğuştuğumuz pek çok sorunun başlangıç noktası Gezi olaylarıdır' dedikten sonra bu olayların yol açtığı maddi tahribatı 1 trilyon 500 milyar dolar olarak açıkladı.
Merak ettim ve baktım. Gezi olayları başladığı günlerde 1 dolar 1,88 TL civarındaymış. Bittiğinde ise 1, 93 TL seviyelerinde.
Şimdi hesaba bakın!
Sayın Erdoğan 2015 yılında 'Başkanlık sistemi gelmiş olsaydı ülke olarak şuan geldiğimiz noktanın çok daha ilerisinde olurduk' mesajıyla yetkiyi isteyeceği günleri haber veriyordu.
Ve o gün geldi; 'Verin yetkiyi' dedi. Halkımızda verdi.
Peki, yetkiyi aldığı gün 1 dolar kaç TL idi? 5,34. Bugün 1 dolar kaç TL? 16,42.
2013'teki Gezi olaylarında 4 ile 10 kuruş oynayan doların ekonomiye maliyetini 1 trilyon 500 milyar dolar olarak açıklayan iktidar partisi, başkanlık sitemindeki dolar kurunun % 300'lük artışını neden hesaplamıyor?
Hatayı kabul etmek erdemdir. Hatadan dönmek ise imandandır.
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025