Korona ülkemiz siyasetini yerle bir etti. Ekonomik tablo karanlık. İktidar sıyrılmak için gündem bulamıyor, muhalefette çözüm üretemiyor.
Örneğin Esad artık gündeminde değil. İdlib'i kimse konuşmuyor. Mültecileri bile unuttuk.
İsrail yine saldırıyor, yine katlediyor ama laf atamıyoruz. Çünkü maskelerini, oksijen tüplerini biz gönderdik.
PKK'da öyle. Biz, Barzani'ye kit gönderdik. O'da teröristlerin sağlığı için kullandı.
Soykırım iftiralarını, Ermenistan'ı zaten gündeme almıyoruz. Çünkü bırak iftiraları, Tövbe Suresi 113. ayete rağmen Ermenilere rahmet dileyen bir yönetim anlayışımız var.
S-400'leri konuşulmuyor, F-35'lerin parası geri alındı mı, alınmadı mı açıklanmıyor!
Rusya ve ABD'ye ayar da veremiyorlar! Macron, Merkel ve Miço'ya da laf atamıyorlar.
Sağlık sektöründe şunu yaptık, bunu yaptık söylemleri de toplumda pek karşılık bulmuyor. En son İsveç'ten mi bir yerden hasta bir vatandaşımıza ambulans uçak gönderildi ve bu vatandaş üzerinden kısa bir devlet şovu gerçekleştirildi.
Oysa daha birkaç hafta evvel TS'li Alexander Sørloth ailesini, arkadaşını özlediğini Norveç makamlarına iletmiş anında uçak göndermişlerdi. Yani o gösteri de tutmadı.
Haliyle elde iki gündem kaldı; Biri CHP, diğeri din.
Konu sağlık, laf CHP'ye uzanıyor. Konu şehir hastanesi, laf CHP'ye uzanıyor. Konu sosyal yardımlar, laf CHP'ye uzanıyor.
Sıktı bu CHP gündemi. Örneğin hangi kanunu CHP'ye rağmen çıkaramadınız? İmar kanunu mu? Vergi, affını mı? Hangi ihalenizin önüne CHP geçti?
Ürettiniz de CHP'mi dur, dedi. Fabrika açtınız da CHP'mi kapattırdı?
Her istediğinizi yaptınız. Bırak kanunu devleti kararnamelerle istediğiniz bigi yönettiniz, yönetiyorsunuz.
Bu CHP'yi neden gündem ediyorsunuz? Vatandaşın bilinçaltını harekete geçirip iflas eden ekonomiyi, biten tarımı, 8-10 milyona ulaşan işsizliği, duran üretimi mi saklamaya çalışıyorsunuz?
Gerçi haklısınız! Sizin çareniz yok. Muhalefetin de ülkenin sorunlarına çare olacak plan, projeleri yok. Haliyle ortada karşılıklı oynanan siyasetçilik oyunu var.
Ya Diyanet!
Diyanet İşleri Balkanı çıktı zina ve lutilik üzerine hutbe verdi, ayet ve hadisler okudu. Ayet ve hadisler doğrudur.
Ama okuyanın niyetinin doğru olduğuna, tek gayesinin İslam'ın emirlerini anlatmak olduğuna ben inanmıyorum ki, bunun bir gündem yaratmak olduğu kendiliğinden ortaya çıktı.
Tabi laf sosyal medyaya çoktan düşmüştü. Bir kesim, #diyanetkapatılsın tagı açarken diğer bir kesim de #Diyanetisleribaskaımızyalnızdeğildir, tagından cevap veriyordu.
Zina ve eşcinsellik başlıkları bir kenara atıldı. Diyanet üzerinden, din üzerinden siyaset yapılıyordu ve birkaç saat geçmeden bakanlar, iktidarın öne çıkan isimleri peş peşe açıklama yapmaya başladılar.
Ve ulusa sesleniş konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı konuyu gündeme alarak bayağı bir cümle kurdu. Birileri mutlu olmuş, diğerlerinin ise öfkesi artmıştı.
Ama kimse gerçeği sormadı, merak da etmedi. Neydi gerçek?
Diyanet İşleri Başkanlığı, Allah'ın hükümlerini hiç kimseden korkmadan ortaya koyabilir mi?
Asla! Koyamadı, koyamaz da. Yüzlerce örnek yazabilirim. Bir kaçını aktarayım; Avrupa Birliğine girmek için bu ülkede zina suç olmaktan çıkarıldı mı? Çıkarıldı. Besmele ile kilise açıldı mı? Açıldı. Papa ile dua edildi mi? Edildi.
Peki, Diyanet işleri Allah'ın emirlerini ortaya koyabildi mi? Hayır. Ya! Devlet malını yiyenler için, bile bile zarar uğratanlar için, devlet imkânlarıyla sefa sürenler için, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenler için, Allah'ın hükümleri karşısına hüküm koyanlar için, adaletten sapanlar için, milleti kindarlaştıranlar, fitne tohumları atanlar için Kuran'ın ne dediğini Diyanetten hiç dinlediniz mi?
Hayır, dinlemedik. Ya ne dinledik? Evi TOKİ'den, parayı da devlet bankasından alırsan aradaki fark faiz değildir, fetvasını.
Rabbim adalet sahibidir. Bak! Hükmünün karşısına hüküm koyanlara kimleri musallat etti!
Yapılan açıklamalara bakıyorum da! Gülsek mi, ağlasak mı? Düşünsenize! Zinayı serbest bıraktıklarını itiraf eden hükümetin sözcüsü İbrahim Kalın sosyal medyadan;
"Zamanı ve mekânı yaratan Allah'ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır. İlahi hükmü dile getiren #AliErbasyanlızdeğildir" yazdı. Allah ayırmasın sizi…
Son ve zor soru; Türkiye'de resmi olarak ilk eşcinsel oteli ne zaman açıldı? Açıldığı dönemde hangi parti iktidardaydı? O ruhsatı kim verdi?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024