İç siyasette rakiplerine, muhalif medyaya ve kendilerini desteklemeyen insanımıza karşı en sert cümleleri kuran, susturmak, bastırmak için her yolu mubah gören anlayış dış siyasette adeta 'süt dökmüş kedi' gibi hareket ediyor.
Daha bir yıl öncesine kadar, 'sabrımızı test etmeyin, bir gece ansızın gelebiliriz' sözlerini bile kullanmıyorlar.
İşte Kıbrıs, işte Ege, işte Ab, işte Suriye, işte YPG/PKK, işte Gazze, işte Filistin. 'Hak, hukuk, adalet' diyerek yürüyenleri 'vatan haini' ilan edenler nerede?
Ama neden? Çünkü ABD'de başkan değişti. Bu gerçeği BTP Lideri Hüseyin Baş, ABD'de başkanlık seçimi yapılmadan önce dile getirmiş ve 'ABD'de her başkan değiştiğinde ülkemizde de siyaset anlayışı' değişiyor' vurgusu yapmıştı.
ABD eski başkanlarından Franklin D. Roosevelt'in; "Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz' sözleri gerçeği bir diğer ifadesidir.
1 aylık gelişmelere bakalım
16 Mart'ta Erdoğan, Trump ile telefonda görüştü; Terör ve bölgesel istikrar vurgusu yapıldığı ve ABD ile Türkiye arasındaki strateji ortaklığının bir kez daha teyit edildiği, açıklandı.
Trump ilk başkanlığı döneminde 'harika adamsın' dediği Erdoğan'a bu kez 'bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız" dedi.
'Erdoğan'ın hamlesiyle dengeler değişti: Baas bitti, Şii hilali çöktü, Rusların sıcak denizlere inme rüyası sona erdi" vurgusu yapıldı. (20 yıldır bu açıklama ve teyitler ile 5 milyondan fazla Müslüman öldü bu coğrafyada)
Türkiye'ye yönelmek
ABD, derin devletinin düşünce kuruluşu Rand'ın, Avrupa analisti Rebecca Lucas da 18 Mart 2025 tarihli "Türkiye'ye yönelmek" başlıklı yazısında AB ülkelerine özetle "Siz, Türkiye'de demokrasinin rafa kaldırılmasına bakmayın. Türkiye ile askeri işbirliği kurun, Türkiye'nin sayısal olarak üstün olan askeri gücünü kullanın... Bu, Rusya'ya karşı ABD ve NATO'nun çıkarlarına da uygundur." Derken Sayın Erdoğan, AB'ye, 'güvenliğiniz bizim sınırlarımızdan başlar' vurgusu ile aranıza alın, diyordu.
Bir gün sonra 19 Mart'ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah 06.00'da onlarca polis ile evinden gözaltına alındı.
Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff'un 21 Mart'ta bir röportajcıya söylediği "Bence Başkan'ın Erdoğan ile bir ilişkisi var ve bu önemli olacak. Bence iyi şeyler geliyor. Şu anda o görüşmenin sonucu olarak Türkiye'den çok fazla olumlu haber geliyor. Bence önümüzdeki günlerde bunu haberlerde göreceksiniz" diyordu.
21 Mart'ta Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Suriye'ye gitti. 'Mevcut unsurların kendini feshetmesi, merkezi hükümetin kontrolüne girmesi çok önemli bir şart… Kürtlere, Esad döneminde verilmeyen hakların verilmesi gerekiyor' dedi.
23 Mart'ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklandı. İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu'nun geçici tedbir olarak görevinden uzaklaştırıldığını bildirdi.
Aynı gün ABD Büyükelçiliği: "Trump, Suriye sahalarındaki ortaklarına yapacakları askeri yardımlar hakkında Erdoğan'ı bilgilendirdi" notunu paylaştı.
Aynı günlerde Suriye'de Şara kabineyi açıkladı. Kabine' de, Dürzi var, Kürt var, Nusayri var, Hıristiyan var Türk yoktu!
Yani Suriye'de bana karışma, Türkiye'de bende sana karışmayayım, siyaseti ortaya konmuştu.
Ama ABD, Türkiye'ye hep karışır
25 Mart, ABD Başkanı Trump, 25 Mart'ı yani sadece Mora'da 40 bin olmak üzere 100 binden fazla Türkün Yunanlılarca katledildiği günü 'Yunan ve Amerikan Demokrasisinin Ulusal Kutlama Günü" olarak ilân etti.
2019'da Bartholomeos tarafından, ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak görevlendirilen İstanbul doğumlu Papaz Elpidophoros, "Yunan ihtilalcilerin 1821'de 'Ya özgürlük ya ölüm' sloganıyla Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bağımsızlık savaşı başlattık' sözleri ile halkı bugünü uygun törenler ve faaliyetlerle kutlamaya çağırdı.
Ülkemiz hedef gösterildi
O gün Beyaz Saray'da resepsiyon verildi. Baş konuk Başpiskopos Elpidophoros konuşmasında: 'Ekümenik' yani devlet başkanı tabiri ile Patrik Bartholomeos kutsadı.
Trump'a, "Yunanistan'a ve Kıbrıs'ta adalet davasına verdiği destek için minnettarlığını" iletti.
şunları söyledi:
"Bu haç, büyük Roma İmparatoru Konstantin'i zafere götüren sembolün ta kendisidir, çünkü İsa ona bir rüyasında bu işareti göstermiştir ve şöyle demiştir: 'Bununla git ve zafer kazan'.
Bu haç, sonsuz bir barışın sembolü ve yenilmez bir ödül, ilahi güç ve rehberliğin bir işaretidir. Bu haç ile dünyaya barış getirmeniz ve Amerika'yı yenilmez yapmanız için dua ediyorum… Yaşasın Amerika! Yaşasın Yunan halkı!" dedi.
Ne Sayın Erdoğan'dan, ne Bahçeli'den, ne Özgür Özel'de ve Müsavat Bey'den tek satır açıklama gelmedi.
Sadece İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye artık vesayet odaklarının, küresel güçlerin arka bahçesi değildir. Gücünü milli iradeden alan bir liderliğin öncülüğünde yoluna kararlılıkla devam etmektedir" dedi.
Yok, yok. ABD'ye karşı demedi. Boykot çağrısı yapanlara dedi.
Daha bir yıl öncesine kadar, 'sabrımızı test etmeyin, bir gece ansızın gelebiliriz' sözlerini bile kullanmıyorlar.
İşte Kıbrıs, işte Ege, işte Ab, işte Suriye, işte YPG/PKK, işte Gazze, işte Filistin. 'Hak, hukuk, adalet' diyerek yürüyenleri 'vatan haini' ilan edenler nerede?
Ama neden? Çünkü ABD'de başkan değişti. Bu gerçeği BTP Lideri Hüseyin Baş, ABD'de başkanlık seçimi yapılmadan önce dile getirmiş ve 'ABD'de her başkan değiştiğinde ülkemizde de siyaset anlayışı' değişiyor' vurgusu yapmıştı.
ABD eski başkanlarından Franklin D. Roosevelt'in; "Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa, o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz' sözleri gerçeği bir diğer ifadesidir.
1 aylık gelişmelere bakalım
16 Mart'ta Erdoğan, Trump ile telefonda görüştü; Terör ve bölgesel istikrar vurgusu yapıldığı ve ABD ile Türkiye arasındaki strateji ortaklığının bir kez daha teyit edildiği, açıklandı.
Trump ilk başkanlığı döneminde 'harika adamsın' dediği Erdoğan'a bu kez 'bölgesel politikalarımızda sizinle çalışacağız" dedi.
'Erdoğan'ın hamlesiyle dengeler değişti: Baas bitti, Şii hilali çöktü, Rusların sıcak denizlere inme rüyası sona erdi" vurgusu yapıldı. (20 yıldır bu açıklama ve teyitler ile 5 milyondan fazla Müslüman öldü bu coğrafyada)
Türkiye'ye yönelmek
ABD, derin devletinin düşünce kuruluşu Rand'ın, Avrupa analisti Rebecca Lucas da 18 Mart 2025 tarihli "Türkiye'ye yönelmek" başlıklı yazısında AB ülkelerine özetle "Siz, Türkiye'de demokrasinin rafa kaldırılmasına bakmayın. Türkiye ile askeri işbirliği kurun, Türkiye'nin sayısal olarak üstün olan askeri gücünü kullanın... Bu, Rusya'ya karşı ABD ve NATO'nun çıkarlarına da uygundur." Derken Sayın Erdoğan, AB'ye, 'güvenliğiniz bizim sınırlarımızdan başlar' vurgusu ile aranıza alın, diyordu.
Bir gün sonra 19 Mart'ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sabah 06.00'da onlarca polis ile evinden gözaltına alındı.
Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff'un 21 Mart'ta bir röportajcıya söylediği "Bence Başkan'ın Erdoğan ile bir ilişkisi var ve bu önemli olacak. Bence iyi şeyler geliyor. Şu anda o görüşmenin sonucu olarak Türkiye'den çok fazla olumlu haber geliyor. Bence önümüzdeki günlerde bunu haberlerde göreceksiniz" diyordu.
21 Mart'ta Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Suriye'ye gitti. 'Mevcut unsurların kendini feshetmesi, merkezi hükümetin kontrolüne girmesi çok önemli bir şart… Kürtlere, Esad döneminde verilmeyen hakların verilmesi gerekiyor' dedi.
23 Mart'ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklandı. İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu'nun geçici tedbir olarak görevinden uzaklaştırıldığını bildirdi.
Aynı gün ABD Büyükelçiliği: "Trump, Suriye sahalarındaki ortaklarına yapacakları askeri yardımlar hakkında Erdoğan'ı bilgilendirdi" notunu paylaştı.
Aynı günlerde Suriye'de Şara kabineyi açıkladı. Kabine' de, Dürzi var, Kürt var, Nusayri var, Hıristiyan var Türk yoktu!
Yani Suriye'de bana karışma, Türkiye'de bende sana karışmayayım, siyaseti ortaya konmuştu.
Ama ABD, Türkiye'ye hep karışır
25 Mart, ABD Başkanı Trump, 25 Mart'ı yani sadece Mora'da 40 bin olmak üzere 100 binden fazla Türkün Yunanlılarca katledildiği günü 'Yunan ve Amerikan Demokrasisinin Ulusal Kutlama Günü" olarak ilân etti.
2019'da Bartholomeos tarafından, ABD Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olarak görevlendirilen İstanbul doğumlu Papaz Elpidophoros, "Yunan ihtilalcilerin 1821'de 'Ya özgürlük ya ölüm' sloganıyla Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bağımsızlık savaşı başlattık' sözleri ile halkı bugünü uygun törenler ve faaliyetlerle kutlamaya çağırdı.
Ülkemiz hedef gösterildi
O gün Beyaz Saray'da resepsiyon verildi. Baş konuk Başpiskopos Elpidophoros konuşmasında: 'Ekümenik' yani devlet başkanı tabiri ile Patrik Bartholomeos kutsadı.
Trump'a, "Yunanistan'a ve Kıbrıs'ta adalet davasına verdiği destek için minnettarlığını" iletti.
şunları söyledi:
"Bu haç, büyük Roma İmparatoru Konstantin'i zafere götüren sembolün ta kendisidir, çünkü İsa ona bir rüyasında bu işareti göstermiştir ve şöyle demiştir: 'Bununla git ve zafer kazan'.
Bu haç, sonsuz bir barışın sembolü ve yenilmez bir ödül, ilahi güç ve rehberliğin bir işaretidir. Bu haç ile dünyaya barış getirmeniz ve Amerika'yı yenilmez yapmanız için dua ediyorum… Yaşasın Amerika! Yaşasın Yunan halkı!" dedi.
Ne Sayın Erdoğan'dan, ne Bahçeli'den, ne Özgür Özel'de ve Müsavat Bey'den tek satır açıklama gelmedi.
Sadece İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye artık vesayet odaklarının, küresel güçlerin arka bahçesi değildir. Gücünü milli iradeden alan bir liderliğin öncülüğünde yoluna kararlılıkla devam etmektedir" dedi.
Yok, yok. ABD'ye karşı demedi. Boykot çağrısı yapanlara dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025