Terörle mücadelenin propagandası olur mu? Terörle mücadele siyasi amaçlar için kullanılır mı?
Kime sorarsanız sorun bu iki sorunun cevabı 'hayırdır'. Dün Tansu Çiller bugün AKP hükümetleri terörle mücadeleyi siyasi propaganda haline getirdiler.
Başta Sayın Erdoğan ve Soylu olmak üzere hemen her gün terör üzerine vatandaşa, 'inlerine girdik, yerle bir ettik, kökünü kazıdık, dağda şu kadar terörist kaldı, bitti, bitireceğiz, bitiyor' gibi açıklamalar yapılıyor ve geçmiş hükümetlerle diğer siyasi partiler suçlanıyor.
En son TBMM'de AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye'nin son 20 yılına baktığımızda sorun alanlarını birer birer geride bıraktığımızı görüyoruz. Terör örgütlerinin saldırının yol açtığı huzur ve güven endişesiydi. Operasyonlar, tedbirler, diplomasiyle terör örgütlerini sınırlarımız içinde bitirirken, sınırlarımız dışında felç ederek yeni güvenlik ve huzur iklimi oluşturduk' dedi.
Öyle bir tabloyu istemeyen alçaktır. Keşke tablo anlatılan gibi olsa. Ama öyle değil maalesef. Öyle olmadığını bizzat İçişleri Bakanı itiraf ediyor.
Sayın Erdoğan ne diyordu: 'Operasyonlar, tedbirler, diplomasiyle terör örgütlerini sınırlarımız içinde bitirdik'.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ne diyor? "Bu eylem (Mersin'deki) Amerika merkezli bir eylemdir'.
Başka? 'Bu eylemi gerçekleştirenler Mümbiç'ten hareket ettiler. Eylemden önceki akşam saat 20.00 itibarıyla tam 12-13 saat paraşütlü motorla beraber Tarsus'a geldiler.'
Kuş uçurtulmayan yerden 12-13 saat paraşütlü motorla uçarak gelmişler. Hani operasyon, hani diplomasi, hani tedbir?
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın dediği gibi: "13 saat havada bir şey uçuyor, devletin bundan haberi yok! Ulan hayırdır? Bir gece ansızın mı geldi? Bir de bizim hemşerimiz olacak. Utandım ya!". Gerçekten utandık.
Unutmayın! Terör örgütleriyle mücadeleyi şanlı ordumuz, emniyet birimlerimiz gerçekleştiriyor.
İktidarların terörle mücadelesi başta ekonomik kalkınmışlık, eğitim, sağlık ve sosyal hayatta sağlaması gereken adımlarla olur.
Bu mealde iktidarın terörle mücadele ettiğine ben inanmıyorum. Nasıl inanayım ki! 'Darbeyi şu şu devletler finanse etti, şu şu devletler PKK'ya destek veriyor, şu şu devletler, Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurmak istiyor' deyip de, gidip o devletlerle el sıkışıp, dostluk mesajı verip sonra millete 'terörü ülke gündeminden çıkardık' diyenlere ben inanmıyorum.
Nasıl inanayım ki! Bu ülkede bir darbe girişimi oluyor ve ülkenin cumhurbaşkanı, 'darbeyi eniştemden öğrendim' diyor.
'Ayakkabı numaralarını bile biliyoruz' diyen İçişleri Bakanı, canlı bomba eyleminin ardından teröristin teşhisini bir taksicinin yaptığını açıklıyor. Nasıl inanalım?
Akıl yürütün! Abdullah Öcalan'ın yakalanması üzerinden 23 yıl geçmiş ve Öcalan hala siyasilerin dilinden düşmüyorsa, terörle mücadele edildiğine ben inanmıyorum?
Kanunlar net ve hükümet bir taraftan hukukun üstünlüğünden bahsederken diğer taraftan da bir siyasi partinin, terör örgütünün siyasi ayağı olduğunu iddia ediyorsa ben, terörle mücadele edildiğine inanmıyorum.
15 Temmuz'un üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen 'kırmızı bültenli' kaçak enişteler, kardeşler, savcılar, hakimler hala yakalanamadıysa ve her gün yurt içinde 5-10-15-20 FETÖ'cü yakalandı haberleri yayımlanıyorsa ben, terörle mücadele edildiğine inanmıyorum.
Bir başka soru: Terör sadece dağda ve peşmerge kıyafetleriyle mi olur?
Başta büyükşehirler olmak üzere hemen her gün medyaya kırmızı ışıkta silahlar çekildi, işyeri tarandı, hareket halindeki araçta ateş açıldı, cami çıkışı kurşunlandı, kahvede oyun oynarken vuruldu, arazi anlaşmazlığında kan aktı, miras için katliam yaptı, eski eşini, boşanmak isteyen eşini, çocuklarını katletti gibi 50'den fazla haber düşüyor, 20'den fazla ölüm gerçekleşiyor.
Bu terör değil midir?
Üç bürokrat 'Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm' türküsünü bilmediğini söyleyen sanatçıyı öldürüyor.
Yolsuzluk, usulsüzlük, kamuyu zarar uğrama, rüşvet, torpil vs. başlıkları artarak devam ediyor. Bu başlıklar bir sosyal ve ekonomik yağma terörü değil midir?
Bazı yurtlarda, kurslarda, Zonguldak Milli Eğitimi'nde, Ağrı İŞKUR'da, sokakta, cadde de, parklarda yaşanan rezaletler, pudra şekerleri ahlak terörü değil midir?
Yargı, medya, mafya ve finans sektörlerinde yaşanan olaylara isim dahi bulamıyorum.
Ortada ağır yaralı bir sistem var ve bu sistemin acilen fabrika ayarlarına döndürülmesi lazımdır.
Devletin devamı için ortak payda Atatürk'tür.
Bireysel ve toplumsal ahlak, birlik, beraberlik ve huzur için ortak payda 'Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir'.
Bireysel kalkınmışlık, toplumsal kalkınmışlık, ekonomik kalkınmışlık ve tam bağımsızlık için ortak payda Milli Ekonomi Modeli'dir.
Milletimize bu ortak paydalarda buluşmayı, bir ve beraber olmayı teklif eden tek siyasi parti Bağımsız Türkiye Partisidir. Artık karar milletindir.
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025