Hz. Ebu Talib'in oğlu, İmam Ali Efendimizin abisi Hz. Cafer'i biliyorsunuz. İlk Müslüman olanlardandı. Peygamberimiz ordusunu Mute Savaşı'na gönderirken ordu komutanı olarak Hz. Zeyd'i, o şehit olursa Hz. Cafer'i, o da şehit olursa Hz. Abdullah b. Revaha'yı tayin etmişti. Yani şahadetleri haber verilmişti.
Savaşta Hz. Zeyd şehit edilince Hz. Cafer, şanlı sancağı aldı. Düşman, Hz. Cafer'in bir kolunu kesti. O, sancağı diğer eline aldı. O kolunu da kestiler. Sancağı göğüs kafesi arasında tutarak düşürmedi ve sancağı Abdullah b. Revaha alınca şehit oldu.
Peygamberimiz o anda ashabına; "Cafer'i, cennette uçları kana boyanmış iki kanatlı bir halde gördüm" buyurdu. 'Tayyar' (uçan) lakabını aldı.
Kerbela'da da bir 'Tayyar' vardır. İmam Ali'nin oğlu Hz. Abbas. İmam Ali'nin, Hz. Fatıma Annemizin vefatından sonra evlendiği Ümmü'l Banu Fatıma annemizden olan oğlu.
Hz. Abbas (a.s) ahlaki faziletlerinden ötürü "Ebu'l Fazl" künyesi ile anılırdı. Daha birçok künyesi vardır. Kerbela'daki şehadetiyle de 'Tayyar' künyesini almıştır. Hz. Ali (a.s.)'ın oğullarından, (Ebu'l Fazl'ın ana bir kardeşleri Abdullah b. Ali (a.s.), Osman bin Ali (a.s.) Cafer b. Ali (a.s.) de Kerbela'da şehit olmuştur.)
Hz. Abbas, babası İmam Ali ve ağabeyleri İmam Hasan ve İmam Hüseyin gibi ahlak, takva, zühd, ilim, kahramanlık gibi her alanda üstün vasıflara sahipti. Sıffın Savaşı'nda İmam Ali Efendimizin sancaktarlarından biri de oğlu Hz. Abbas'tı.
Hz. Abbas, Peygamber Efendimizin, babası ve ağabeylerinin yolunu asla terk etmedi, ne pahasına olursa olsun bütün varlığıyla bu yola baş koydu. Kerbela'da da abisi İmam Hüseyin Efendimizle beraberdi.
Kerbela Ashabının tavizsiz duruşu karşısında çaresiz kalan melun Yezid'in komutanı Ubeydullah, Kerbela Ashabının su ile bağlantısının kesilmesini emretti.
Bu emir üzerine melun Ömer b. Sa'd, Amr b. el-Haccac'ı 500 kişilik bir süvari birliği ile Fırat'ın kıyısına göndererek su ile bağlantılarını kesti.
Tam üç gün Peygamber nesline damla su vermediler. İmam Hüseyin (a.s.) ve ashabı bu kuşatma altında ümitlerini, cesaretlerini ve kararlı tavırlarını hiç değiştirmediler.
Ebu'l Fazl, İmam Hüseyin için de son derece önemli idi. Ehl-i Beyt'inden şehitler arttıkça, savaş meydanına gitmek için defalarca izin istemiş ancak İmam'dan her defasında şu cevabı almıştı: "Sen, benim sancaktarımsın, senin şahadetin, Cundullah'ın hezimeti, şeytan askerlerinin ise galibiyeti demektir."
En son teklifinde İmam Hüseyin (a.s.) ona şöyle buyurdu: "Mademki savaş meydanına gitmek istiyorsun, önce Fırat'tan biraz su getir."
Hz. Abbas hareket edip düşmanın safını yardı ve Fırat nehrine ulaştı, tulumunu suyla doldurduktan sonra kendisi de su içmek isteyip avucunu suyla doldurup susuzluktan kurumuş dudaklarına yaklaştırdı. Fakat hemen onu Fırat'a döktü ve kendisine hitap ederek şöyle dedi:
"Ey can! Hüseyin'den sonra hakir olasın
Ve ondan sonra sakın hayatta kalmayasın
Şimdi Hüseyin ölüm meydanına atılmıştır
Sense akan ırmağın soğuk suyunu mu içiyorsun?
Allah'a and olsun ki, bu dinimin müsaade etmediği bir şeydir."
Hz. Ebu'l Fazl büyük bir gayretle su dolu kırbasını çadırlara doğru götürdüğünü gören melunlar hurma ağaçlarının arkasına saklanıp kalleşçe saldırdılar ve Hz. Ebu'l Fazl'ın (a.s.) sağ kolunu bedeninden ayırdılar.
Ebu'l Fazl, sağ kolunun kesilmesine rağmen büyük bir gayretle çadırlara suyu ulaştırmaya çalışıyordu. Bu sefer melunlardan bir başkası Ebu'l Fazl'ın sol kolunu kesti.
Ebu'l Fazl su kırbasını boynuna asarak çadırlara gitmeye çalışıyordu. Bu sefer melunlar, Hz. Abbas'ı ok yağmuruna tuttular. Hz. Abbas çaresizce yere yığıldı. Melunlar bir çadır direği ile mübareğin başını yardılar.
Hz. Abbas şehit olmuştu. İmam Hüseyin (a.s.) Abbas öldürüldüğü zaman şöyle buyurdu: "Belim şimdi kırıldı, çarem kalmadı ve düşmanlarım sevinmeye başladılar." (geniş bilgi ve kaynaklar için bkz; Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eseri)
Rabbim, bizleri bu seçilmiş ve sevilmiş insanların yolundan ayırmasın.
Savaşta Hz. Zeyd şehit edilince Hz. Cafer, şanlı sancağı aldı. Düşman, Hz. Cafer'in bir kolunu kesti. O, sancağı diğer eline aldı. O kolunu da kestiler. Sancağı göğüs kafesi arasında tutarak düşürmedi ve sancağı Abdullah b. Revaha alınca şehit oldu.
Peygamberimiz o anda ashabına; "Cafer'i, cennette uçları kana boyanmış iki kanatlı bir halde gördüm" buyurdu. 'Tayyar' (uçan) lakabını aldı.
Kerbela'da da bir 'Tayyar' vardır. İmam Ali'nin oğlu Hz. Abbas. İmam Ali'nin, Hz. Fatıma Annemizin vefatından sonra evlendiği Ümmü'l Banu Fatıma annemizden olan oğlu.
Hz. Abbas (a.s) ahlaki faziletlerinden ötürü "Ebu'l Fazl" künyesi ile anılırdı. Daha birçok künyesi vardır. Kerbela'daki şehadetiyle de 'Tayyar' künyesini almıştır. Hz. Ali (a.s.)'ın oğullarından, (Ebu'l Fazl'ın ana bir kardeşleri Abdullah b. Ali (a.s.), Osman bin Ali (a.s.) Cafer b. Ali (a.s.) de Kerbela'da şehit olmuştur.)
Hz. Abbas, babası İmam Ali ve ağabeyleri İmam Hasan ve İmam Hüseyin gibi ahlak, takva, zühd, ilim, kahramanlık gibi her alanda üstün vasıflara sahipti. Sıffın Savaşı'nda İmam Ali Efendimizin sancaktarlarından biri de oğlu Hz. Abbas'tı.
Hz. Abbas, Peygamber Efendimizin, babası ve ağabeylerinin yolunu asla terk etmedi, ne pahasına olursa olsun bütün varlığıyla bu yola baş koydu. Kerbela'da da abisi İmam Hüseyin Efendimizle beraberdi.
Kerbela Ashabının tavizsiz duruşu karşısında çaresiz kalan melun Yezid'in komutanı Ubeydullah, Kerbela Ashabının su ile bağlantısının kesilmesini emretti.
Bu emir üzerine melun Ömer b. Sa'd, Amr b. el-Haccac'ı 500 kişilik bir süvari birliği ile Fırat'ın kıyısına göndererek su ile bağlantılarını kesti.
Tam üç gün Peygamber nesline damla su vermediler. İmam Hüseyin (a.s.) ve ashabı bu kuşatma altında ümitlerini, cesaretlerini ve kararlı tavırlarını hiç değiştirmediler.
Ebu'l Fazl, İmam Hüseyin için de son derece önemli idi. Ehl-i Beyt'inden şehitler arttıkça, savaş meydanına gitmek için defalarca izin istemiş ancak İmam'dan her defasında şu cevabı almıştı: "Sen, benim sancaktarımsın, senin şahadetin, Cundullah'ın hezimeti, şeytan askerlerinin ise galibiyeti demektir."
En son teklifinde İmam Hüseyin (a.s.) ona şöyle buyurdu: "Mademki savaş meydanına gitmek istiyorsun, önce Fırat'tan biraz su getir."
Hz. Abbas hareket edip düşmanın safını yardı ve Fırat nehrine ulaştı, tulumunu suyla doldurduktan sonra kendisi de su içmek isteyip avucunu suyla doldurup susuzluktan kurumuş dudaklarına yaklaştırdı. Fakat hemen onu Fırat'a döktü ve kendisine hitap ederek şöyle dedi:
"Ey can! Hüseyin'den sonra hakir olasın
Ve ondan sonra sakın hayatta kalmayasın
Şimdi Hüseyin ölüm meydanına atılmıştır
Sense akan ırmağın soğuk suyunu mu içiyorsun?
Allah'a and olsun ki, bu dinimin müsaade etmediği bir şeydir."
Hz. Ebu'l Fazl büyük bir gayretle su dolu kırbasını çadırlara doğru götürdüğünü gören melunlar hurma ağaçlarının arkasına saklanıp kalleşçe saldırdılar ve Hz. Ebu'l Fazl'ın (a.s.) sağ kolunu bedeninden ayırdılar.
Ebu'l Fazl, sağ kolunun kesilmesine rağmen büyük bir gayretle çadırlara suyu ulaştırmaya çalışıyordu. Bu sefer melunlardan bir başkası Ebu'l Fazl'ın sol kolunu kesti.
Ebu'l Fazl su kırbasını boynuna asarak çadırlara gitmeye çalışıyordu. Bu sefer melunlar, Hz. Abbas'ı ok yağmuruna tuttular. Hz. Abbas çaresizce yere yığıldı. Melunlar bir çadır direği ile mübareğin başını yardılar.
Hz. Abbas şehit olmuştu. İmam Hüseyin (a.s.) Abbas öldürüldüğü zaman şöyle buyurdu: "Belim şimdi kırıldı, çarem kalmadı ve düşmanlarım sevinmeye başladılar." (geniş bilgi ve kaynaklar için bkz; Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eseri)
Rabbim, bizleri bu seçilmiş ve sevilmiş insanların yolundan ayırmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025