Adiy b. Hatim, Tay kabilesinin reisi ve Hıristiyan bir kişiydi. Dinine de sımsıkı bağlıydı. Tay kabilesi, Müslüman olunca bunu kabullenemedi. Uzak diyarlara gitti. Kendini sorguladı ve "Şu zata (Hz. Muhammed'e) niçin gitmiyorum ki? Eğer yalan söylüyorsa, ben onu fark ederim. Yok, eğer doğru söylüyorsa ona tabi olurum." diyerek Medine'ye geldi.
Peygamberimiz ile defalarca görüştü. Hz. Muhammed (s.a.a) onun beyninden geçenleri ona cevapları ile anlatıyordu. Adiy b. Hatem aklı ve kalbi tatmin olmuş bir şekilde iman etti. Ayrıca kendisi (r.a), İmam Ali'nin (a.s) sancaktarlarından birisidir.
Hz. Adiy b. Hatem'im yeni iman ettiği günlerde Tövbe Suresi 31. ayet nazil olmuştu. Ayette Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyordu:
"Onlar, hahamlarını, papazlarını ve Meryemoğlu İsa Mesihi, Allah'tan başka rabler edindiler. Hâlbuki onlar, ancak bir olan ve kendisinden başka ilah olmayan Allah'a ibadet etmekle emr olunmuşlardı. Allah, onların koştukları ortaklardan münezzehtir."
Şimdi Adiy b. Hatim'e (r.a) kulak verelim:
"Ben, Resûlullah'ın yanına gittim. Boynumda altından bir haç vardı. Bana dedi ki: "Ey Adiy, bu putu çıkarıp at."
Ben, O'nun, Tövbe Suresinin; "Onlar, hahamlarını, papazlarını ve Meryemoğlu İsa Mesihi, Allah'tan başka rabler edindiler." ayetini okuduğunu işittim.
Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Biz, onlara ibadet etmiyorduk ki!"
Resûlullah da buyurdu ki: "Dikkat edin! Yahudi ve Hıristiyanlar, din adamlarına tapmıyorlardı. Fakat onlar, hahamlar ve papazlar kendilerine bir şeyi helal kılınca onu, helal sayıyorlardı. Bir şeyi haram kılınca da onu, haram kabul ediyorlardı." (Tirmizi)
Aynı konuda seçkin sahabelerden Huzeyfetül Yeman (r.a) şöyle diyor; "Yahudi ve Hıristiyanlar, Allah'ı bırakıp da hahamlarını ve papazlarını rabler edindiler." buyruluyor. Bunlar, haham ve papazlara tapıyorlar mıydı?" diye sorulunca o şu cevabı vermiştir: "Hayır, Yahudi ve Hıristiyanlar bunlara tapmıyorlardı. Fakat haham ve papazları, kendilerine bir şeyi helal yapınca onlar onu helal görüyorlar bir şeyi haram yapınca da onu haram sayıyorlardı."
Yine büyük hadis ravilerinden Abdullah b. Abbas da demiştir ki: "Hahamlar ve papazlar, Yahudi ve Hıristiyanlara, kendilerine secde etmelerini emretmemişlerdir. Fakat onlar, Allah'ın emirlerine aykırı emirler vermişler, onlar da bu emirleri tutmuşlardır. Bu sebeple Allah, hahamları ve papazları "Rabler" diye isimlendirmiştir."
Konu çok net ve anladınız. Günümüze, ülkemize ve ülkemizde din adına öne çıkanlara bakarsak hiç de farklı olmadığını görürsünüz.
İlahiyatçı vasıflı birçok kişi (artık gerçek görevleri nedir bilmiyorum) İslam'da şu yok, o kabul edilemez, onun hükmü kalktı, öyle değil böyledir vs. söylemleri ile gündeme gelirler.
Daha birkaç yıl öncesine kadar bu ülkede, Allah ve Resulünün açık hükmüne rağmen Yahudi ve Hıristiyanların cennete gideceğini iddia eden (F. Gülen) ve bu iddiaya, iddianın sahibine inanan milyonlarca Müslüman (!) vardı. Şimdi o kişi hain, terör elebaşı vs.
Aslında bu iddia F. Gülen'in değil onun hocasının iddiasıdır. Gülen'i reddederken Hocası Said Nursi'ye sarılmak sadece ateş kazanının birinden çıkıp diğerine girmektir.
Bir başka gerçeğimiz ise seçim dönemlerinde birilerinin rüyalara yatması, kalabalıkların önüne geçip rüyalarını anlatarak milleti kanalize etmeleridir.
Hatırlarsanız! Sapık biri, on binlerce kişinin önüne geçmiş, Kâbe'de kendisine kimin başbakan olması gerektiğinin söylendiğini ifade etmiş ve o on binlerce kişi çılgınca alkışlamıştı. Bunun gibi yüzlerce olay yaşarız her seçim dönemlerinde.
Bir de Hayrettin var. Gülen'in maddi ve fikri sponsor olduğu Abant toplantılarının vazgeçilmez isimlerinden biri olan Hayrettin. Bugün imamların fıkhî konularda referans aldıkları Hayrettin.
Ne yaptı biliyor musunuz? Oy pusulasındaki tercihlerden birine 'farz' dedi. Haliyle diğeri ne oldu?
Eğer, Müslümanım iddiasındaki insanımız, bu ve bunun gibi kişilerin sözlerine bakarak tercihlerine iman boyutunu katarlarsa Tövbe Suresi 31. ayet çok açık.
İktidar ve Diyanet'e sesleniyorum; bu iman hırsızlarını içimizden temizleyin de bari insanımızın imanını çalmasınlar.
Peygamberimiz ile defalarca görüştü. Hz. Muhammed (s.a.a) onun beyninden geçenleri ona cevapları ile anlatıyordu. Adiy b. Hatem aklı ve kalbi tatmin olmuş bir şekilde iman etti. Ayrıca kendisi (r.a), İmam Ali'nin (a.s) sancaktarlarından birisidir.
Hz. Adiy b. Hatem'im yeni iman ettiği günlerde Tövbe Suresi 31. ayet nazil olmuştu. Ayette Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyordu:
"Onlar, hahamlarını, papazlarını ve Meryemoğlu İsa Mesihi, Allah'tan başka rabler edindiler. Hâlbuki onlar, ancak bir olan ve kendisinden başka ilah olmayan Allah'a ibadet etmekle emr olunmuşlardı. Allah, onların koştukları ortaklardan münezzehtir."
Şimdi Adiy b. Hatim'e (r.a) kulak verelim:
"Ben, Resûlullah'ın yanına gittim. Boynumda altından bir haç vardı. Bana dedi ki: "Ey Adiy, bu putu çıkarıp at."
Ben, O'nun, Tövbe Suresinin; "Onlar, hahamlarını, papazlarını ve Meryemoğlu İsa Mesihi, Allah'tan başka rabler edindiler." ayetini okuduğunu işittim.
Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Biz, onlara ibadet etmiyorduk ki!"
Resûlullah da buyurdu ki: "Dikkat edin! Yahudi ve Hıristiyanlar, din adamlarına tapmıyorlardı. Fakat onlar, hahamlar ve papazlar kendilerine bir şeyi helal kılınca onu, helal sayıyorlardı. Bir şeyi haram kılınca da onu, haram kabul ediyorlardı." (Tirmizi)
Aynı konuda seçkin sahabelerden Huzeyfetül Yeman (r.a) şöyle diyor; "Yahudi ve Hıristiyanlar, Allah'ı bırakıp da hahamlarını ve papazlarını rabler edindiler." buyruluyor. Bunlar, haham ve papazlara tapıyorlar mıydı?" diye sorulunca o şu cevabı vermiştir: "Hayır, Yahudi ve Hıristiyanlar bunlara tapmıyorlardı. Fakat haham ve papazları, kendilerine bir şeyi helal yapınca onlar onu helal görüyorlar bir şeyi haram yapınca da onu haram sayıyorlardı."
Yine büyük hadis ravilerinden Abdullah b. Abbas da demiştir ki: "Hahamlar ve papazlar, Yahudi ve Hıristiyanlara, kendilerine secde etmelerini emretmemişlerdir. Fakat onlar, Allah'ın emirlerine aykırı emirler vermişler, onlar da bu emirleri tutmuşlardır. Bu sebeple Allah, hahamları ve papazları "Rabler" diye isimlendirmiştir."
Konu çok net ve anladınız. Günümüze, ülkemize ve ülkemizde din adına öne çıkanlara bakarsak hiç de farklı olmadığını görürsünüz.
İlahiyatçı vasıflı birçok kişi (artık gerçek görevleri nedir bilmiyorum) İslam'da şu yok, o kabul edilemez, onun hükmü kalktı, öyle değil böyledir vs. söylemleri ile gündeme gelirler.
Daha birkaç yıl öncesine kadar bu ülkede, Allah ve Resulünün açık hükmüne rağmen Yahudi ve Hıristiyanların cennete gideceğini iddia eden (F. Gülen) ve bu iddiaya, iddianın sahibine inanan milyonlarca Müslüman (!) vardı. Şimdi o kişi hain, terör elebaşı vs.
Aslında bu iddia F. Gülen'in değil onun hocasının iddiasıdır. Gülen'i reddederken Hocası Said Nursi'ye sarılmak sadece ateş kazanının birinden çıkıp diğerine girmektir.
Bir başka gerçeğimiz ise seçim dönemlerinde birilerinin rüyalara yatması, kalabalıkların önüne geçip rüyalarını anlatarak milleti kanalize etmeleridir.
Hatırlarsanız! Sapık biri, on binlerce kişinin önüne geçmiş, Kâbe'de kendisine kimin başbakan olması gerektiğinin söylendiğini ifade etmiş ve o on binlerce kişi çılgınca alkışlamıştı. Bunun gibi yüzlerce olay yaşarız her seçim dönemlerinde.
Bir de Hayrettin var. Gülen'in maddi ve fikri sponsor olduğu Abant toplantılarının vazgeçilmez isimlerinden biri olan Hayrettin. Bugün imamların fıkhî konularda referans aldıkları Hayrettin.
Ne yaptı biliyor musunuz? Oy pusulasındaki tercihlerden birine 'farz' dedi. Haliyle diğeri ne oldu?
Eğer, Müslümanım iddiasındaki insanımız, bu ve bunun gibi kişilerin sözlerine bakarak tercihlerine iman boyutunu katarlarsa Tövbe Suresi 31. ayet çok açık.
İktidar ve Diyanet'e sesleniyorum; bu iman hırsızlarını içimizden temizleyin de bari insanımızın imanını çalmasınlar.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024