logo
19 NİSAN 2024

İnceleme; Oğuz Köroğlu ; "Şark Medeniyeti'nin şifa dağıtan fakülteleri"

07.11.2002 00:00:00
e-mail: oguz_koroglu@hotmail.com

Bugünkü anlamda birer "tıp fakültesi" diyebileceğimiz darüşşifalar, Selçuklu ve Osmanlı döneminde, ruh ve sinir hastalıklarına varıncaya kadar her türlü rahatsızlıkların tedavi edildiği sağlık merkezleri olmuşlardır. Teorik ve pratik tıp eğitiminin de verildiği bu kurumlarda dikkat çeken en önemli özellik, akıl hastalarının müzik ve su sesleriyle iyileştirilmeleriydi. Evliya Çelebi, ziyaret ettiği daruşşifalarda

ruh ve sinir hastalarının müzik ve su sesleriyle nasıl huzura kavuşturulduğuna şahit olmuştur.

Hatırlanacağı üzere, o devrin Avrupa'sında akıl hastaları, "kafasına şeytan girmiş" tanısıyla diri diri ateşe atılırlardı..

Türkİslam kültür varlıklarının en önemli yapıtlarından biri de "darüşşifa" müesseseleridir. Hastaların tedavi edilmesi gayesine yönelik olarak kurulan darüşşifalar, pratik ve gözleme dayalı sağlık bilgilerinin verildiği bir eğitim işlevi de görmüştür aynı zamanda. İslam dünyasının birçok ünlü hekimleri bu ocaklarda yetişmiştir.

Darüşşifalarda her tedavi için farklı bölümler bulunurdu. Bulaşıcı hastalıklar, akıl ve kadın hastalıkları ayrı ayrı odalarda tedavi edilirdi. Genellikle medrese planında ve bir külliyenin parçası olarak inşa edilmişlerdir. Medresenin ortasında bir avlu, avluda bir fıskiyeli havuz bulunurdu. Bu havuzdaki su sesinin, mûsikî ile verilen tedaviye yardımcı olduğu düşünülürdü.

Meşhur Osmanlı darüşşifaları

Osmanlılar ilk yıllarında, Selçuklu ve Memlûk döneminden kalma birçok darüşşifa olduğu için, Anadolu'da bu yapıları kurmak gereksinimini duymadılar. Daha ziyade yeni fethedilen bölgelere yöneldiler. Özelikle Bursa, Edirne ve İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde muazzam darüşşifalar tesis edilmiştir.

İlk Osmanlı darüşşifası Bursa'dadır. Yıldırım Külliyesi'ne ait olan yapı, 15. yüzyılın başında tamamlanmıştı. İstanbul'da Fatih Külliyesi'nin, Edirne'de II. Beyazıt Külliyesi'nin, İstanbul'da Haseki Hürrem Sultan Külliyesi'nin ve Süleymaniye Külliyesi'nin darüşşifaları en meşhur Osmanlı darüşşifalarıdır. Bunların en belirgin özelliği, külliyelerin bünyesinde inşa edilmiş olmalarıydı. Bu külliyeler, halkın toplumsal, kültürel ve sağlık gereksinimlerini karşılayan birer merkezdiler. İlk örneklerinde II. Beyazıt döneminin değişik mimari tasarımları uygulanmış ve darüşşifalar, daha işlevsel ve akılcı biçimde planlanarak bina edilmiştir.

Müziğin etkisi

Müzikle tedavi, banyo tedavisi, tehlikeli akıl hastalarının tedavisi için ayrı bölümler yapılmıştır. Evliya Çelebi, ziyaret ettiği bu darüşşifalarda ruh hastalarının nasıl tedavi edildiklerini şöyle anlatır: "Müziğin insan ruhu üzerindeki olumlu etkisi konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olan darüşşifa'nın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp ya da yavaşladığına bakıyor, yararlandıkları uygun melodiyi belirliyor, şikayetleri ve benzer hastalıkları bir araya getiriyor, darüşşifanın müzik ekibine haftanın belirli günlerinde konserler tertipletiyordu." Hatta, Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde hangi müzik makamının insanda ne tür etkileri olduğuna da örneklerle yer vermektedir. Zihni açma, hafıza ve hatıraları güçlendirmede "isfehan"; aşırı hareketli ve heyecanlı hastaları sakinleştirmede "rehavi"; sıkıntılı, karamsar, durgun ve neşesiz hastalarda "kuçi" makamının fayda sağladığı belirtilmektedir. İslam geleneği doğrultusunda Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde usta hekimlerin nezaretinde teorik ve pratik tıp eğitiminin verildiği darüşşifalar, 19. yüzyılın ortalarına değin birer tıp okulu gibi hekimler yetiştirdiler. Darüşşifada hekim yetiştirilebilmesi için dönemin temel bilimlerini öğreten bir de tıp medresesi kurulmuştur. Teorik ve pratik yönden birbirinin tamamlayıcısı olan bu iki ünitenin günümüzdeki adı "Tıp Fakültesi"dir. Medresede okuyan öğrenciler, darüşşifadaki uzman hekimler yanında yetişmektedirler. Bu, dönemin yetişme anlayışı olan usta çırak sisteminin bir uygulamasıdır.

Amasya Darüşşifası ve

Sabuncuoğlu Şerefeddin

Akıl hastalarının sistemli bir şekilde, müzik ve su sesiyle iyileştirildiği ilk darüşşifa, 1308 yılında Amasya'da kurulmuştur. İlhanlı hükümdarı Sultan Muhammed Olcaytuğ'un hanımı Yıldız Hatun adına yapılan darüşşifa'nın inşaatına 1308 yılında başlanmış ve bina 1309 yılında tamamlanmıştır.

Günümüzdeki tıp fakültelerine benzeyen darüşşifada, bir yandan öğrencilere tıp bilgileri veriliyor, diğer yandan da hastalar tedavi ediliyordu. 1386 yılında doğan ve Amasyalı bir hekim olan Sabuncuoğlu Şerefeddin, bu darüşşifada 14 yıl hekimlik yapmıştır. "Cerrahiyei al Haniye" adlı, minyatürlerle süslü bir kitap yazmış, bu kitabı bizzat Fatih Sultan Mehmet'e sunmuştur.

Bina, klasik Selçuklu eserlerinin özelliklerini taşımaktadır. Zengin süslemeli bir ana girişi vardır. Kapı kemerlerinin kilit taşında, ilk defa rastlanan bir motif olarak, bağdaş kurmuş bir insan figürü işlenmiştir. Ana girişin sağ ve solunda birbirinin aynı iki pencere bulunur.

Şifahane, Tanzimat'la beraber önemini yitirmiş, önce ipekböceği kozacılarının yeri, sonra da Amasya esnafının deposu olarak kullanılmıştır. 1939 depreminde harap duruma gelmiş, 1945 yılında dış cephesi kısmen onarım görmüştür. Son olarak da 1992 yılında restorasyon çalışmalarına başlanmış, bu çalışmalar 1997'de sona ermiştir. 1999 yılından itibaren de Belediye Konservatuarı'na devredilmiştir. Halen Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Tasavvuf Müziği alanlarında çalışmalar yapılmakta, çeşitli enstrümanlar için kurslar düzenlenmektedir.

Fatih döneminin en ünlü

hekimi: Sabuncuoğlu Şerefeddin

Fatih Sultan Mehmet döneminin en ünlü hekim ve cerrahlarından olan Sabuncuoğlu Şerefeddin 1386 yılında Amasya'da doğmuştur. Amasya'daki darüşşifada Burhaneddin Ahmet'ten tıp eğitimi aldıktan sonra yine burada 17 yaşında hekimlik yapmaya başlamıştır. Sabuncuoğlu Şereffeddin 14 yıl boyunca da burada çalışmalarını sürdürmüştür. Yaptığı çalışmalar sonucunda zamanla adı bütün Anadolu'da duyulmuştur.

Sabuncuoğlu Şerefeddin, cerrahlık konusunda üç önemli eser yazmıştır. En önemli eseri, "Kitabı Cerrahiyei al Haniye"dir. Konularını minyatürlerle anlatan ve Fatih Sultan Mehmet'e ithaf edilen bu kitap, İslam tıbbına büyük bir yenilik getirmiştir. Uzun yıllar hekimlik yaptıktan sonra, 1468 yılında "Mücerrabname" adlı eserini kaleme almıştır. Bu sırada 85 yaşındadır.

Sabuncuoğlu Şerefddin'in en önemli özelliklerinden biri değişik deneyleri çeşitli hayvanlar üzerinde yaparak bilimsel sonuçlar elde etmesidir. Bazı deneyleri kendi üzerinde de yapmış ve bu deneyimleri de yazmıştır. Örneğin bir panzehirin etkisini denemek için önce o panzehiri içmiş, ardından kendini bir yılana ısırtmıştır. Kendi deyimiyle, "Ne parmağı şişmiş ne de vücudunda bir belirti gözlenmiştir."

1470 yılında Amasya'da vefat eden Sabuncuoğlu Şerefeddin, darüşşifadaki çalışmaları, yazdığı eserleri ve hayranlık uyandıran bilim adamı kişiliği ile bugünlere uzanmıştır.

Cerrahat'ül Haniye'den bir bölüm

"Ben zayıfların zayıfı ve en muhtaç kul olan elHac İlyas oğlu, Ali oğlu, Sabuncuoğlu lakaplı Şerefeddin. Allah belalardan korusun, Amasya Darüşşifasında tabibim. Bu şehirde geçimim kıtlık rüzgarında ve zamanın kalp kıran ellerinde düşkündü. Kendisi Zuhal yıldızının basamağı olan ve katında ilimden daha değerli bir şey bulunmayan ve makamında tıp ilminin tüm ilimlerin yarısı olduğu söylenilen sultana derdimi bildirmek ve zamanın sıkıntı rüzgarlarından kendimi korumak için tıp ilminden bir cerrahi kitap yazdım.

Bu geçen ömür ve uzun süren istekler içerisinde, ilmiyle gördüğüm ve yaptığımla tecrübe ettiğim birçok acayip ve garip işleri bu kısaltılmış kitap içerisinde topladım. Şimdiki zamanın cerrahlarının çoğunluğu bu kitapta bahsedilen şeylerin çoğunu ne görmüşlerdir ne de duymuşlardır. Bu tip cerrahlar sadece bu dönemin revaçtaki kitaplarını incelemekte ve bunların içerisinde yazan şaibeli tedavileri uygulamaktadırlar ve bazen tecrübeleri olmadığı halde kendileri de hatalı şeyler ekleyip doğru yolu bulamamaktadırlar.

Bu kitabı Türkçe yazmamın nedeni şudur; bu devirde Anadolu kavimleri Türk dilini kullanmaktadırlar. Ayrıca bu dönemin cerrahlarının çoğu okuma yazma bilmemektedir ve okuma yazma bilseler bile hepsi Türkçe kitap okumaktadırlar. Böylece, bu kitabı Türkçe yazmakla bundan daha fazla kişi faydalanabilecektir ve bu sayede işin aslını öğrenip,birçok sorunlarını çözerek kendilerini hatadan ve beladan koruyabileceklerdir.

Bu kitabın 3 babı vardır. 1. Bab uzuvların ve hastalıkların dağlanması, 2.Bab cerahatlerin yarılması,dikilmesi ve tedavisi, 3.Bab ise kırık ve çıkıların tedavisi hakkındadır. Bu kitaba Cerrahiyyei İlhaniyye adını verdim. Tedavileri anlatırken önemli olanlarında üstadı, hastayı kullanılan aleti ve tedavi yöntemini tasvir ettim."

RAST MAKAMI: Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Felç illetine devadır, epilepsiye iyi gelir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır.

IRAK MAKAMI: Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korkuyu giderici ve saldırganlığı önleyicidir. Nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır.

İSFAHAN MAKAMI: Zihni açar, zekayı arttırır, gönül tazeleyicidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, hatıraları tazeleme özelliği vardır.

ZİREFKEND MAKAMI: Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Çocukların dimağından kaynaklanan beyinle ilgili ağız çarpılmasına, felç ve sırt ağrısı, eklem ağrıları, kulunç hastalıklarında faydalıdır.

REHAVİ MAKAMI: Baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. BÜZÜRG MAKAMI: Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Güç kazandırır.

ZENGULE MAKAMI: Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder.

HİCAZ MAKAMI: Ürogenital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. İdrar zorluğuna etkilidir. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır.

BUSELİK MAKAMI: Buselik makamı, kulunç ve kalça ağrısı, soğuk baş ağrısı ve çeşitli göz hastalıklarında faydalı. Nihavent makamı ile benzer özelliği gösterir.

UŞŞAK MAKAMI: Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir.

HÜSEYNİ MAKAMI: Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Çocukların beden ısısını düşürmede ve ergin erkeklerde gizli humma ağrılarına faydalı. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. Kendine güven ve kararlılık duygusu verir. Otistik ve spastik hastalara faydalıdır.

NİHAVEND MAKAMI: Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır.

NEVA MAKAMI: Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovar, cesaret ve yiğitlik verir, gönül sevinci oluşturur. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Buluğ çağındaki kız çocuklarının hastalıklarına tedavi etkisi vardır.

ACEMAŞİRAN MAKAMI: Kemiklere ve beyne etkilidir. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur.

SEGÂH MAKAMI: Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Manevi duygular oluşturur.

SABA MAKAMI : Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir.

Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.