İran Sineması: Sessiz Hikâyelerle Dünyayı Sarsan Filmler
İran sineması, kültürel olarak çok yerel görünen hikâyeleri insana dair evrensel duygularla anlatır: suçluluk, merhamet, adalet, umut ve çaresizlik
13.12.2025 15:56:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





İran sineması, büyük bütçelerden ve görkemli efektlerden uzak durur; ama tam da bu sadeliği sayesinde dünya çapında güçlü bir etki yaratır. Bu sinemanın en ayırt edici yanı, gündelik hayatın içinden küçük hikâyeleri evrensel bir dile dönüştürmesidir. Bir çocuğun ayakkabısı, bir yolculuk, bir vicdan muhasebesi… İran sinemasında büyük dramlar, küçük ayrıntıların içine gizlenir.
Abbas Kiarostami: Sadelikten Doğan Derinlik
İran sinemasının dünyaya açılan en önemli kapılarından biri Abbas Kiarostami'dir.
Kirazın Tadı filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazanması, İran sinemasını uluslararası sahnede görünür kılmıştır. Kiarostami'nin filmleri genellikle sorular sorar ama cevap vermez. İzleyiciyi düşünmeye, kendi vicdanıyla baş başa bırakır. Uzun planlar, doğal oyunculuk ve sade diyaloglar onun imzasıdır.
Majid Majidi: Çocukların Gözünden Hayat
İran sinemasında çocuk karakterler çok önemlidir ve bunun en güçlü örneklerinden biri Majid Majidi'dir.
Cennetin Çocukları filmi, kaybolan bir ayakkabı üzerinden yoksulluk, kardeşlik ve umut duygusunu anlatır. Film, Oscar'a aday gösterilerek dünya çapında büyük ilgi görmüştür. Majidi'nin sineması duygusal ama abartısızdır; izleyicinin kalbine sessizce dokunur.
Asghar Farhadi: Ahlaki Çatışmaların Ustası
Daha modern ve şehirli bir İran anlatısı denince akla Asghar Farhadi gelir.
Bir Ayrılık ve Satıcı filmleriyle iki kez Oscar kazanması, İran sinemasının evrensel gücünü kanıtlamıştır. Farhadi'nin filmleri, doğru ve yanlış arasındaki gri alanlara odaklanır. Hiç kimse tamamen suçlu ya da masum değildir. Bu yönüyle onun sineması, izleyiciyi taraf tutmaya zorlayan ama hiçbir tarafı rahatlatmayan bir yapı kurar.
Sansürle Gelen Yaratıcılık
İran sinemasının dünya çapında özgün olmasının bir nedeni de kısıtlamalarla şekillenmiş olmasıdır. Sansür, yönetmenleri dolaylı anlatıma yöneltmiş; semboller, metaforlar ve ima dili gelişmiştir. Söylenemeyen sözler, görüntülerle anlatılır. Bu durum, İran filmlerini daha şiirsel ve katmanlı hâle getirir.
Neden Dünyada Bu Kadar Etkili?
Çünkü İran sineması, kültürel olarak çok yerel görünen hikâyeleri insana dair evrensel duygularla anlatır: suçluluk, merhamet, adalet, umut ve çaresizlik. Bu filmleri izleyen bir kişi, İran'ı tanımayabilir ama kendini mutlaka tanır.
Abbas Kiarostami: Sadelikten Doğan Derinlik
İran sinemasının dünyaya açılan en önemli kapılarından biri Abbas Kiarostami'dir.
Kirazın Tadı filmiyle Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazanması, İran sinemasını uluslararası sahnede görünür kılmıştır. Kiarostami'nin filmleri genellikle sorular sorar ama cevap vermez. İzleyiciyi düşünmeye, kendi vicdanıyla baş başa bırakır. Uzun planlar, doğal oyunculuk ve sade diyaloglar onun imzasıdır.
Majid Majidi: Çocukların Gözünden Hayat
İran sinemasında çocuk karakterler çok önemlidir ve bunun en güçlü örneklerinden biri Majid Majidi'dir.
Cennetin Çocukları filmi, kaybolan bir ayakkabı üzerinden yoksulluk, kardeşlik ve umut duygusunu anlatır. Film, Oscar'a aday gösterilerek dünya çapında büyük ilgi görmüştür. Majidi'nin sineması duygusal ama abartısızdır; izleyicinin kalbine sessizce dokunur.
Asghar Farhadi: Ahlaki Çatışmaların Ustası
Daha modern ve şehirli bir İran anlatısı denince akla Asghar Farhadi gelir.
Bir Ayrılık ve Satıcı filmleriyle iki kez Oscar kazanması, İran sinemasının evrensel gücünü kanıtlamıştır. Farhadi'nin filmleri, doğru ve yanlış arasındaki gri alanlara odaklanır. Hiç kimse tamamen suçlu ya da masum değildir. Bu yönüyle onun sineması, izleyiciyi taraf tutmaya zorlayan ama hiçbir tarafı rahatlatmayan bir yapı kurar.
Sansürle Gelen Yaratıcılık
İran sinemasının dünya çapında özgün olmasının bir nedeni de kısıtlamalarla şekillenmiş olmasıdır. Sansür, yönetmenleri dolaylı anlatıma yöneltmiş; semboller, metaforlar ve ima dili gelişmiştir. Söylenemeyen sözler, görüntülerle anlatılır. Bu durum, İran filmlerini daha şiirsel ve katmanlı hâle getirir.
Neden Dünyada Bu Kadar Etkili?
Çünkü İran sineması, kültürel olarak çok yerel görünen hikâyeleri insana dair evrensel duygularla anlatır: suçluluk, merhamet, adalet, umut ve çaresizlik. Bu filmleri izleyen bir kişi, İran'ı tanımayabilir ama kendini mutlaka tanır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




















































































