Nasıl olsun ki! İslam iktisadının temelinde, 'baba devlet' mantığı vardır. Devlet, vatandaşının yeme, içme, giyinme, barınma, sağlık, eğitim hizmetlerini karşılamak zorundadır.
"Müminler kardeştir", "komşusu açken tok yatan bizden değildir", "Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir" gibi daha nice ayet ve hadislerde bu hakikatler beyan edilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) aynı zamanda bir devlet başkanıdır. Siyeri ve sireti ortadadır. Onca ambargo, komplo, savaş ve yokluğa rağmen her alanda adaletten asla taviz vermemiştir.
Vatandaşının yediğini yemiş, giydiğini giymiş, onun hali ile hallenmiş, derdi ile dertlenmiş, sorunlarına birinci elden çare arama yoluna gitmiştir.
Hz. Fatıma (a.s) annemiz, devlet başkanı olan babasından, kendisine bir yardımcı tayin etmesini istemiş. Devlet başkanı (Peygamberimiz) Ashab-ı Suffa'yı göstererek bu isteği reddetmiştir.
Pazarların kontrolünü hiç elinden bırakmamıştır. Alışverişin hükümlerini, şartlarını her daim uygulamalı olarak ortaya koymuştur.
Dönemin sermaye sahiplerine her daim devlet ve millete karşı olan yükümlülüklerini hatırlatmış ve bu yükümlülükleri yerine getirmelerini bizzat takip etmiştir.
Hazine'den (Beyt-ül Maldan) her vatandaşa eşit mal (bugünkü tabirle maaş) dağıtırdı.
Devlet malına, miktarı ne olursa olsun, kim kastederse etsin asla affetmezdi ki, onların cenaze namazlarını dahi kılmamıştır.
İslam iktisadının temeli helal üzerine kurulmuştur. Faizin ismi, miktarı, cismi ne olursa olsun yasaklanmış hatta lanetlenmiştir.
İslam iktisadında varlıkta ve yoklukta birbirini seven, paylaşan insan ve o insanları sevgi, şefkat ve adaletle kucaklayan bir devlet yönetim anlayışı vardır.
Onun için İslam iktisadında kriz olmaz ki, çıkış olsun.
Kriz kimin iktisadında olur?
Muaviye'nin iktisadında, Papaz Multus'un, Keynes'in ortaya koyduğu iktisat model ve uygulamalarında kriz vardır.
Muaviye'nin, Papaz Maltus'un, Keynes'in ortaya koyduğu iktisada sarılan ve zerre taviz vermeyenlerin yüzünden hem ülkemiz, hem de dünya iktisat krizleriyle boğuşmaktadır.
Fazla açılmadan şu pandemi sürecine bir bakalım! Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi'nin Nisan ayı raporu açıklandı.
Rapora göre bir yılda vatandaşın kullandığı bireysel kredi hacmi 122 milyar (katrilyon) artarak 642 milyar TL'ye ulaşmış.
Bu Nisan ayında 920 bin kişi ilk kez ihtiyaç kredisi kullanarak hem faize batmış, hem de yarınki emeğine, alın terine ipotek koydurmuş. Nisan ayında kredi kartı başvuruları Mart'a göre %110 artmış.
Yani millet, temel ihtiyaçlarını bile bankalardan aldıkları faizli para ile karşılama yoluna gidiyor.
18 yıldır ülkemizi yöneten Sayın Cumhurbaşkanımız, "İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır. Aşırı finanslaşma toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. Uzun vadeli büyük altyapı yatırımlarının finansmanı için sukuk (İslami bankacılıkta borç senedi) gibi ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor" diyor.
Her fırsatta yabancı sermayeyi ülkemize davet eden, ülkemiz bankacılığının %70'ten fazlasını yabancı sermaye tekeline terk eden sizlerdiniz.
Maliyetli (faizli) parayı borç olarak alıp, merkez bankasına koyup, karşılığında TL basan da sizlersiniz.
Nerede İslam? Nerede iktisat?
İslami bankacılık ve borç senedine gelirsek! Bir ev alacaksınız. Atıyorum evin fiyatı 300 bin TL olsun. Bankaya gidiyor ve 300 TL'lik evi kredi ile 450 bin TL'ye alıyorsun.
Hadi o bankalara gitmedin de İslami denilen bankalara gittin, diyelim. Faiz yok. 300 bin TL'lik evi direkt 450 bin TL olarak önüne koyuyorlar. Bu mu İslam? Bu mu iktisat?
Netice olarak! İslam iktisadı mı arıyorsunuz? Milli Ekonomi Modeli'ne bakacaksınız. Faizsiz, sömürüsüz, insan emeğinin karşılığını veren, insanın temel ihtiyaçlarını karşılayan, devletlerin sömürülmesine engel olan bir ekonomi modeli mi arıyorsunuz? Milli Ekonomi Modeli'ne bakacaksınız.
Dünya ve ahrette huzur ve kurtuluş mu arıyorsunuz? Milli Ekonomi Modeli'ne sarılacaksınız.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024