İsrail Türkiye'den Kudüs'ten İstanbul’a getirilen Siloam Yazıtı'nı istiyor
1880 yılında Kudüs’te bir su tünelinin duvarında keşfedilen Siloam Yazıtı, bugün yalnızca arkeolojik bir eser değil; iki ülke arasında süregelen diplomatik bir sembol haline geldi
05.10.2025 00:10:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





1880 yılında Kudüs'te bir su tünelinin duvarında keşfedilen Siloam Yazıtı, bugün yalnızca arkeolojik bir eser değil; iki ülke arasında süregelen diplomatik bir sembol haline geldi. Paleo-İbranice yazılmış bu taş kitabe, Yahuda Kralı Hizkiya dönemine ait bir mühendislik başarısını anlatıyor. Tünelin iki uçtan kazılarak ortada birleşmesini betimleyen yazıt, Osmanlı döneminde İstanbul'a getirilmiş ve bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.
İsrail, bu yazıtı "Kudüs'teki Yahudi varlığının en eski somut kanıtı" olarak görüyor. Bu nedenle yıllardır Türkiye'den eserin iadesini talep ediyor. Son olarak İsrail Başbakanı, Kudüs'teki bir törende yazıtı gündeme getirerek, geçmişte Türkiye'ye yaptığı teklifleri hatırlattı: Osmanlı'ya ait eserlerin takası, yüksek meblağlar ve diplomatik jestler… Ancak Türkiye, bu taleplere karşı net bir duruş sergiliyor. Yazıtın Osmanlı topraklarında bulunduğu, ulusal mirasın bir parçası olduğu ve iadesinin mümkün olmadığı vurgulanıyor.
Siloam Yazıtı, tarihsel bir belge olmanın ötesinde, kimlik ve aidiyet tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Kudüs'ün geçmişine dair farklı anlatıların çatıştığı bu sembolik taş, sadece bir arkeolojik kalıntı değil; uluslararası ilişkilerin, kültürel mirasın ve siyasi stratejilerin kesişim noktasında duran sessiz bir tanık.
İsrail, bu yazıtı "Kudüs'teki Yahudi varlığının en eski somut kanıtı" olarak görüyor. Bu nedenle yıllardır Türkiye'den eserin iadesini talep ediyor. Son olarak İsrail Başbakanı, Kudüs'teki bir törende yazıtı gündeme getirerek, geçmişte Türkiye'ye yaptığı teklifleri hatırlattı: Osmanlı'ya ait eserlerin takası, yüksek meblağlar ve diplomatik jestler… Ancak Türkiye, bu taleplere karşı net bir duruş sergiliyor. Yazıtın Osmanlı topraklarında bulunduğu, ulusal mirasın bir parçası olduğu ve iadesinin mümkün olmadığı vurgulanıyor.
Siloam Yazıtı, tarihsel bir belge olmanın ötesinde, kimlik ve aidiyet tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Kudüs'ün geçmişine dair farklı anlatıların çatıştığı bu sembolik taş, sadece bir arkeolojik kalıntı değil; uluslararası ilişkilerin, kültürel mirasın ve siyasi stratejilerin kesişim noktasında duran sessiz bir tanık.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.