logo
23 NİSAN 2024

İstiklalci ve teslimiyetçinin sahiplik davası

30.10.2013 00:00:00
Bugün vatan toprakları üzerinde değişik şekillerde; siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal, askerî manada devam eden kavga, Türk vatanına sahiplik kavgasıdır. Bir tarafta bu vatanın öz evlatları, yerli çocukları, demokrasiyle değil, atalarının kanlarıyla kendilerine miras kalan asıl ev sahipleri yer alıyor. Diğer tarafta varlıklarını Allah'a, kendilerine ve milletlerine güvenerek değil, ancak Haçlı-Siyonist odakların velayetinde, vesayetinde ve himayesinde devam ettirebileceklerine inanmış, bir türlü Türk ve Müslüman olamamış ya da Türklüğünü inkâr etmiş taşeron teslimiyetçiler yer alıyor.İstiklâlci, yerli ve millî Müslüman Türkler, dedelerinin canları ve kanları pahasına emanet ettikleri kutsal vatan topraklarını, Türk-İslam kültür ve medeniyet varlığını, bağımsız Türk devletini kendi torunlarına yüz akıyla, şerefle, utanç duymadan gönül huzuruyla nasıl devredebilecekleri kaygısındadırlar. Taşeron teslimiyetçiler ise, bu vatanı kendileri adına değil; efendileri olan gâvurlar koalisyonu adına sahiplik mücadelesi veriyorlar. Tek hedefleri, Türk vatanını, maddi ve manevî tüm değerlerini Türklerden alıp gâvura teslim etmek. Bekledikleri tek ödül, efendilerinin kendilerine aferin demesi ve gâvurun vatanımızın nimetlerinden kurduğu mükellef ziyafet sofralarından arta kalan yemek kırıntılarını bu zavallı taşeronlara lutfetmesi.Siyaset meydanlarında, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, akademi kürsülerinde, eğitim kurumlarında, sivil toplum kuruluşlarında devam eden mücadele, bu iki kesim arasındaki sahiplik mücadelesidir. Müslüman Türkler, analarının ak südü kadar helâl kendi öz mallarını koruma derdindedir. Öbür tarafta ise Türk'ün merhamet ve şefkat kucağında, hoşgörü kanatları altında semirip, şımaran ve hatta azgınlaşan taşeron teslimiyetçiler de kendilerini öz evlâdı bilmiş Türk'ün malını çalıp gaspederek efendi edindiği gâvura teslim etmek derdinde. Bu durumda kim haklı? Kimin haklı olduğunu belirginleştirmek için iki örnek verelim. Zaman Millî Mücadele dönemidir. Türk vatanı Batılı Haçlı orduları tarafından işgal edilmiştir. Bir tarafta vatanı Haçlı Batıya teslim edelim diyenler var, öbür tarafta da "ya istiklal ya ölüm" diyenler var. Taraflar şöyle:"Amerikalılar bizim öğretmen ve yol göstericimiz olmalıdır. Bu kararımızı Milletler Cemiyetine de bildirelim. Dünya karşısında eksiğimizi itiraf etmek ayıp değildir." (Ahmet Emin Yalman, 7 Haziran 1919, Vakit gazetesi) "İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak. İngiliz mandası için İstanbul'da 24 saat içinde 40 bin imza toplandı." (Refii Cevat (Ulunay), 21 Nisan 1919, Alemdar gazetesi)"Biz bu müthiş yangından bir şey koparabilmek, hiç olmazsa millî birliğimizi temin eylemek için İngiltere'ye dayanmamız, İngiliz mandaterliğini talep eylememiz elzemdir." (Ali Kemal, 7 Ağustos 1919, Sabah gazetesi) İstiklalci Türk Beyi Mustafa Kemal Atatürk'ün tavrı da şuydu:Genç bir Tıp Fakültesi öğrencisi olan Hikmet Boran, tıp okulu delegesi olarak katıldığı Sivas Kongresi'nde, Mustafa Kemal Paşa'ya hitaben yaptığı konuşmada manda fikrine şiddetle karşı çıkarak:"Paşam! Delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsun, şiddetle red ve takbih ederiz (ayıplarız). Farz-ı muhal manda fikrini siz dahi kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel'in ederiz (lanetleriz)..." demiş ve Mustafa Kemal Paşa da Tıbbıyeli Hikmet'e şu cevabı vermiştir: "Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk Milleti bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin. Evlât, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz ekalliyette (azınlıkta) kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!" Teslimiyetçi taşeronların Amerikalıları ve İngilizleri veli, dost, himayeci, efendi edinmelerine karşı Atatürk, "Ya istiklâl ya ölüm" ilkesiyle şu ayetin içeriğine uygun olarak sadece Allah'ı dost, veli ve efendi ediniyordu:"Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez." (Maide, 51)Bizim safımız ve tavrımız belli.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.