logo
12 HAZİRAN 2025

İtalyan Epoka gazetesi muhabirinin yazılı sorusuna verdiği cevap

Sizin Meclis-i Mebusan’da Erzurum’u temsil etmekten istinkâf ettiğiniz doğru mudur?

19.05.2025 00:10:00
Haber Merkezi
İtalyan Epoka gazetesi muhabirinin yazılı sorusuna verdiği cevap
İtalyan Epoka gazetesi muhabirinin yazılı sorusuna verdiği cevap
30 Kânun-ı Evvel 1335 (30 Aralık 1919)

-Sulh Konferansı, Türkiye meselesiyle meşgul olmaya koyulduğu şu zamanda sizin bu hususta mütalaat-ı şahsiyenizi öğrenmek ve Meclis-i Mebusan açılır açılmaz Kuvâ-yı Milliye'nin dağılıp, dağılmayacağını bilmek gazetemizi pek müstefit edecektir.

Sizin Meclis-i Mebusan'da Erzurum'u temsil etmekten istinkâf ettiğiniz doğru mudur?

-Bu vesile ile size efkâr-ı şahsiyemi söylemek isterim: Milletin bu husustaki arzuları Sivas Kongresi'nin resmî beyannamesinde musarrahtır.

Teşkilat bu arzusu yerine gelinceye kadar ifayı vazifede, hatta tevessüde devam edecektir. Benim, Meclis-i Mebusan'da Erzurum'u temsilden istinkâf ettiğim hakkındaki haber yanlıştır.

Büyük Millet Meclisi'nin hangi üyelerden teşekkül ettiği hakkında yaptığı açıklama

23 Nisan 1336 (23 Nisan 1920)

Meclis-i Âliniz, malum-ı âlileri salahiyet-i fevkaladeyi haiz olarak yeniden intihap edilen mebusan-ı kiram ile duçar-ı taarruz olan makarr-ı saltanattan tahlis-i nefis ile buraya gelen mebusan-ı kiramdan mürekkeptir.

Tahlis-i nefis edip gelebilecek olan mebusan ile birlikte bir Meclis-i Âli vücuda getirilmesi ancak yeni intihap edilen tarz-ı intihapta mevzubahis olmuştur.

Bu anda meclisimiz münakittir. Evvelce intihap edilen mebusanın dahi aynı derece-i salahiyette ifayı vazife etmesinin mebusanın tarz-ı intihabından daha ziyade şümullü olduğu için bunun muvafık olacağı kanaatindeyim. Bu hususu teyit etmek isterim.

Büyük Millet Meclisi'nde ülkenin durumu hakkında yaptığı konuşma

24 Nisan 1336 (24 Nisan 1920)

Muhterem Milletvekilleri! Bugün içinde bulunduğumuz vaziyeti, Meclis-i Âlinizin nazarında tamamıyla tecelli ettirebilmek için bazı beyanatta bulunmak istiyorum. Vuku bulacak maruzatım birkaç devreye ayrılabilir. Birincisi; mütarekeden Erzurum Kongresi'ne kadar geçen zaman zarfındaki ahvale dairdir.

2'ncisi; Erzurum Kongresi'nden on altı Mart tarihine kadar yani İstanbul'un düşmanlar tarafından işgal edildiği güne kadar, 3'üncü safhası da 16 Mart'tan bu dakikaya kadar olan ahvale dair olacaktır.

Maruzatım birtakım vesaika müstenittir ki müsaade buyurulursa o vesaiki icap ettikçe burada okuyacağım. Yalnız 1'inci safhaya ait olacak maruzatım belki biraz şahsi olacaktır. Fakat vaziyeti tamamıyla tenvir edebilmek için ondan bahsetmeğe lüzum görüyorum.

Malum-ı âlileridir ki Ahmet İzzet Paşa Hükûmeti milliyetler esasına müstenit adilâne bir sulha nail olmak emeliyle mütarekeye talip oldu. İstiklal uğrunda namus ve şehametle dövüşen milletimiz 30 Teşrîn-i Evvel 1334 tarihinde imza olunan mütarekename ile silahını elinden bıraktı.

İtilaf donanmaları İstanbul'a girdikten sonra mütarekename ahkâmı bir tarafa bırakıldı. Gün geçtikçe artan bir şiddetle, hukuk-ı saltanat, haysiyet-i hükûmet, izzet-i nefs-i millîmiz taaddiyata uğradı. Heyet-i İtilafiye'den gördükleri teşvik ve fiilî himaye sayesinde tebaa-i Osmaniye'den olan anasır-ı gayr-ı müslime her yerde küstahâne tecavüze başladılar.

Meclis-i Mebusan'ın feshi, kuvvetini milletten almayan hükûmet-i merkeziyenin sık sık değişmesi ve halkın vicdanından doğan millî birlik uğrundaki teşebbüsatın maalesef ihtirasat-ı siyasiyeye kurban edilmesi yüzünden âleme karşı mevcudiyet-i milliyemiz ihsas edilemedi.

Ecnebi kuvvetlerinin işgali altında inleyen payitahtımızda kan ağlayan bilumum erbab-ı hamiyet, münevveran-ı millet ve din ve devlete hizmetleri mesbuk zevat-ı âliye makam-ı hilafet ve saltanatın, istiklal-i millînin bu hatarnâk vaziyetten kurtarılması ancak vicdan-ı millîden doğan birliğin azim ve iradesine müftekır bulunduğuna iman getirdiler. Fakat İstanbul'un taht-ı tazyik ve muhasarada bulunan muhitinde icabat-ı hamiyeti ifaya maddeten imkân kalmamıştır.

İşte bu sırada idi ki Anadolu'ya mülki ve askerî hususatla muvazzaf olmak üze re ordu müfettişliğine tayin edildim; bu teveccühü, din ve millete hizmet etmek için en büyük bir mazhariyet-i ilahiye addeyledim.

Vicdan-ı millînin irade-i aliyyesine tâbi olarak milleti müstakil, vatanımızı masun görünceye kadar çalışmak ahdiyle 16 Mayıs 335 günü Dersaadet'i terkeyledim. Samsun'da işe başladım. İlk düşündüğüm, memleketimizde asayişin istikrarına kendi vesaitimiz ile muktedir bulunduğumuzu göstermek oldu. Esasen Canik Livası'nın vaziyet-i hususiyesi de bu bapta en seri davranmayı müstelzim bulunmakta idi.

Filhakika Rumların hâkimiyetini ve İslâm unsurunun esaretini istihdaf eden ve Atina ve Dersaadet komitaları tarafından idare olunan Pontus Hükûmeti âmâli, Karadeniz sahiliyle kısmen Amasya ve Tokat'ın şimal kazalarında mukim Osmanlı Rumlarının hayalhanelerini çılgınca bürümüştü. İttihaz olunan tedabir sayesinde muvaffakiyetli netayiç istihsal edildi.

Fakat ittihaz olunan tedabir ve muvaffakiyet yalnız Pontus havalisine ait ve mevzii idi. Hâlbuki her gün haksızlıklarını artıran İtilaf Devletleri'ne, mevcudiyet-i milliyemizi siyaseten ispat etmek ve fiilî tecavüzler karşısında milletin namus ve istiklalini bilfiil müdafaa etmek pek mühim idi. Esasen Şark'ta ve Garp'ta, hemen memleketimizin her tarafında müdafaa ve muhafaza-i hukuk-ı millet ve memleket için cemiyetler teşkil edilmişti.

Bu cemiyetler düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek kastıyla millî vicdanın azim ve iradesinden doğmuş yegâne teşkilat idi.

Bu sıralarda idi ki umum belediye riyasetlerine Dersaadet'te İngiliz Muhipleri Cemiyeti teşekkül ettiği ve her tarafta bu cemiyete iştirak ile İngiltere müzaheretinin talep edilmesi lüzumu hakkında "Sait Molla" imzasıyla bir telgraf geldi. Bu meselede Hükûmet'in alakasının derecesini anlamak için Sadrazam olan Ferit Paşa'dan keyfiyeti istilam ettim, hiçbir cevap alamadım.

Kendisinin eşhas-ı meçhule tarafından böyle gayr-ı muttarit ve muhtelif siyasi maceralara teveccühündeki teşebbüsatın azîm felaketlere sebep olacağını takdir eden millet, Sait Molla'nın tebliğine havale-i sem-i itibar etmedi.

Binlerce tecavüz ve haksızlıklar altında inleyen ve İzmir vaka-i feciası karşısında kan ağlayan millet, hükûmet-i merkeziye ve İtilaf Devletleri mümessillerinden ağlayarak istimdat ve istida-yı hak ederken, müteaddit belediye riyasetleri ve birçok Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetleri marifetiyle aldığım telgrafnamelerde hakkımda itimat beyan olunarak benden de bu hususta hizmet ve fedakârlık talep ediliyordu.

Hayat ve şahsiyetim, kendi malı olan necip ve mazlum milletimizin bu haklı talebi üzerine artık benim için en mukaddes vazife irade-i milliyeye mutavaatı her şeyin fevkinde görmekti.

Bunun üzerine yaptığım bir tamimle millete kati sözümü verdim. İşbu tami min son cümleleri şu idi:

"Geçirdiğimiz şu hayat ve memat günlerinde umum milletçe her taraftaki âmâl ve tezahürat ile temine azmedilen istiklal-i millîmiz uğrunda bütün mevcudiyetimle çalıştığımı temin eylerim.

Bu emel-i mukaddes uğrunda milletle beraber nihayete kadar çalışacağıma da mukaddesatım namına söz veririm".

27 Mayıs sene 335 "Türkiye Havas-Royter" namında İtilaf Devletleri'nin tesis ettikleri ajans malum olduğu veçhile inikat eden Şûrâ-yı Saltanat hakkındaki tafsilatta "Heyet-i Umumiye'nin fikri Türkiye'nin Düvel-i Muazzama'dan birinin müzaheretini temin merkezindedir" kaydını neşr ve tamim eylemişti.

Bu tamimin derece-i mevsukiyeti hakkında bütün millette büyük bir şüphe ve tereddüt uyandı. Ajans ihbaratının tamamen bir sania olduğu ve Şûrâ-yı Saltanat'ın hiçbir şeye karar vermediği ve ekseriyetin hükûmete adem-i itimadı ve mukadderat meselesinin bir Şûrâ-yı Millî'ye tevdiini mutazammın ifadatta bulunduğu ve binaenaleyh herkesin istiklal-i millî taraftarı olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine makam-ı sadarete bervechi ati maruzatta bulundum ve keyfiyetten umumu haberdar eyledim.

"Makâm-ı Celil-i Sadaret-i Uzmâ'ya: 27 Mayıs, Sene 335 tarihli (Türkiye, Havas-Royter) ajansı Şûrâ-yı Saltanat'ta Heyet-i Umumiye'nin fikri Türkiye'nin tamamiyet-i mülkiyesini muhafaza şartıyla Düvel-i Muazzama'dan birinin müzaheretini temin merkezinde olduğunu kayıt ve ihbar ediyordu.

Şûrâ-yı Saltanat müzakeratını aynen neşreden 27 Mayıs, Sene 335 tarihli İstanbul gazetelerinin tavzihatına nazaran yalnız Sadık Bey'in ifade-i tahririyesinde İngiltere himayesinin teklif olunduğu ve bunun Heyet-i Umumiye'nin fikri bulunmadığı anlaşılıyor.

Ajans ile gazetelerin neşriyatı arasındaki tezat, bazı taraflarca nazar-ı dikkati calip ve ajansın tahrif-i hakikat salahiyetine cüreti cây-i sual görülmüştür. İçinde bulunduğumuz bu hassas devirde artık her hakikati kemaliyle müdrik ve bütün avakıb-ı meşûmeye karşı en son fedakârlığı göze aldırarak muhafaza-i istiklaliyet-i milliyeye âzim olan milletin mazhar-ı sükûnet ve teselliyet olması merkez-i hilafet ve saltanattan vasıl olacak işârat-ı sahiha ve samimiyeye vâbeste olduğu kanaatindeyim. Vicdan-ı millîyi temsil etmeyen ihbarat, şayan-ı endişe akisler tevlit edebileceği cihetle bu bapta tenvir ve irşat buyurmaklığımı hassaten istirham eylerim." 3'üncü Ordu Müfettişi Fahr-i Yaver-i Hazret-i Şehriyarî Mustafa Kemal"
(Atatürk söylem ve demeçler eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Yardım etmek istediği kişi öldürdü
Konya'da öğretmen katliamı
Sinan Ateş davasında yeni gelişme
İstinaf cezaları uygun buldu
Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ
'Kene artışı biyolojik savaş olabilir'
Vahşet
52 şehit daha
İçinde 244 kişi vardı
Hindistan'da yolcu uçağı düştü
Bin 30 çalışan işten çıkartılıyor
Grev sonrası neşter
ABD medyası iddia etti
İsrail, İran'a saldırmayı planlıyor
Trump malumu bir daha ilan etti
'Orta Doğu, tehlikeli bir yer haline gelebilir'
Ulusal muhafızlar Los Angeles'ta sivilleri gözaltına aldı
Gerilimin tırmanması bekleniyor
İsrail Gazze'de 80 kişiyi daha öldürdü
Yardım dağıtımı ölüm tuzağı!
Marmara'da 3.5 büyüklüğünde deprem
Büyükçekmece açıklarında oldu
Trump'tan yeni 'tarife' açıklaması
Ülkelere mektuplar gönderilecek
5 yıldızlı otelde yangın paniği
622 turist tahliye edildi
Amasya'da asker eğlencesi kabusa dönüştü
39 kişi gıdadan zehirlendi
Ferdi Zeyrek soruşturmasında
2 şüpheli serbest bırakıldı
Yardım etmek istediği kişi öldürdü
Konya'da öğretmen katliamı
Sinan Ateş davasında yeni gelişme
İstinaf cezaları uygun buldu
Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ
'Kene artışı biyolojik savaş olabilir'
Vahşet
52 şehit daha
İçinde 244 kişi vardı
Hindistan'da yolcu uçağı düştü
Bin 30 çalışan işten çıkartılıyor
Grev sonrası neşter
ABD medyası iddia etti
İsrail, İran'a saldırmayı planlıyor
Trump malumu bir daha ilan etti
'Orta Doğu, tehlikeli bir yer haline gelebilir'
Ulusal muhafızlar Los Angeles'ta sivilleri gözaltına aldı
Gerilimin tırmanması bekleniyor
İsrail Gazze'de 80 kişiyi daha öldürdü
Yardım dağıtımı ölüm tuzağı!
Marmara'da 3.5 büyüklüğünde deprem
Büyükçekmece açıklarında oldu
Trump'tan yeni 'tarife' açıklaması
Ülkelere mektuplar gönderilecek
5 yıldızlı otelde yangın paniği
622 turist tahliye edildi
Amasya'da asker eğlencesi kabusa dönüştü
39 kişi gıdadan zehirlendi
Ferdi Zeyrek soruşturmasında
2 şüpheli serbest bırakıldı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.