Ayasofya'nın ibadete açılması ve 7 ay önce ABD başkan adayı Joe Biden'in açıklamaları ülkemizde son bir ayın en çok konuşulan, yorumlanan, başlık atılan konuları.
Ayasofya başlığında ilk ve en çok konuşan Sayın Erdoğan'dı. Akabinde bakanlar, vekiller, muhalefet, medya ve de mikrofon gören vatandaşlar hatta Bülent Arınç bile konuştu.
Aynı başlık hakkında ABD de konuştu, AB de konuştu. Yunanistan, Rusya hatta Vatikan bile konuştu.
Ama bir tek kişi (ki, bu olayın tam merkezinde olan bir kişi) hiç konuşmadı.
Kim o? Fener Rum Patriği Bartholomeos.
Daha düne kadar her konuda açıklama yapan, iftar sofralarının vazgeçilmezi, gittiği ülkelerde yasalarımıza rağmen kendini, 'ekumenik' sıfatıyla tanıtan Patrik, bu konuda neden hiç konuşmadı? Siz cevabı düşünürken ben ikinci başlığa geçeyim.
Biden başlığında da başta AKP kurmayları ve Devlet Bahçeli başta olmak üzere herkes konuştu. Ülkemiz sınırları içerisinde Biden'i adeta laf manyağına çevirdiler.
Muhalefet partileri, medya günlerce Biden'in açıklamalarını, ABD'nin iç politikaya müdahalesi var mı, başlıklarını tartıştı. Ben bile konu ile ilgili bilgili, belgeli dört yazı yazdım. Ama sonucu kimse net olarak söyleyemedi!
Biden konusunda en çok fikri merak edilen isim ise iki gün öncesine kadar hiç konuşmadı. Kim mi? Sayın Erdoğan.
Bu suskunluğu Bülent Arınç; "Sayın Cumhurbaşkanımızın, Biden'i muhatap alarak açıklama yapmasını yanlış bulurum…
Sayın Cumhurbaşkanı doğru olanı yapıyor. Ola ki Biden seçilecek. Yarın seçilebilecek olan bir adamla bugünden kavga etmek doğru değil." şeklinde yorumlamış ve eklemişti; "Sadece bunları biden konuşmuyor ki, ABD'deki bütün siyasetçiler bunlar gibi konuşuyor. Trump'ın sözlerini nereye koyacağız" itirafıyla ABD'nin, ülkemiz ve ülkemiz siyasetçilerine bakışını özetliyordu.
Trump ne demişti; "Çizilen çerçeveyi aştığını düşünürsem, Türkiye'nin ekonomisini yerle bir ederim. Daha önce bunu yaptım!"
Basına sızdırdıkları o alçakça ifadeler içeren mektup. Halkbank üzerinden hesaplara el koyma, hesapları açıklama adı altında Sayın Erdoğan ve bazı bakanları zan altında bırakmaları vs.
Bunların hepsine ya 'müzik notası' cinsinden yaklaştık, ya da ufak-tefek cevaplar verdik.
Trump'ın mektubuna sadece başlık olarak yer veren medya aynı Trump'ın geçen haftaki açıklamalarını manşete taşıdı.
Ne diyordu Trump?
"Erdoğan sözümü dinliyor, diğer ülkeler onunla konuşmam için yardım istiyor."
"Biz yeniden saygı duyulan bir ülkeyiz. Bir ülkenin lideri, beni arayarak, çok iyi anlaştığım Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramamı istedi.
Dedi ki, 'Lütfen bana bir iyilik yap ve Erdoğan'ı ara'. Ben de 'Niye sen aramıyorsun?' diye sordum. 'Onun saygı duyduğu tek kişi sensin' dedi."
Trump övüyor mu, yeriyor mu?
Ve Sayın Erdoğan, Biden'in sözlerini yorumladı;
"Türkiye'de darbe ile yapamadıklarını, muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmek istediklerini kameralar önünde söylemekten de çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var be. Oturup konuşmuşluğumuz var ya. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın."
Netice itibariyle ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar Bush da dost, Obama da dost, Trump da dost, Biden de dost.
Keşke diyorum, bunlara gösterdiğiniz iyi niyeti, anlayışı ülkemizdeki liderlere, sizin gibi düşünmeyenlere de gösterebilseniz. Daha huzurlu bir toplum olurduk!
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024