Milletimizin her kesimi yediden yetmişe, okumuştan cahile, sanatçısından siyasetçisine kadar hemen her alanda cahillik konusunda bir yarış içerisindeler.
Bu noktaya gelmemiz vahim olduğu kadar bir o kadar da normal. Yaratılış gayesini bilmeyen, dünyalık hedefler peşinde koşan, ideolojilerini kutsallaştıran bir toplumun geleceği nokta budur zaten. Halk arasında yayılmış, bugünlerde ekranlardan çokça tekrarlanan bir kavram var; 'kader kurbanı'.
Ne demek kader kurbanı? Kader nedir? Kaderi yazan kimdir? Başımıza gelen musibetleri, belaları veya ellerimizle işlediğimiz suçları kadere havale edip yani Allah (c.c) öyle yazdığı için oldu, demek İslam itikadına uygun mudur?
Ama bu kavram yayılmış ve o anlamda kullanılmıyor. Ama sonuç o kapıyı çıkıyor ve de imanın şartlarında biri sıradanlaştırılıyor, basitleştiriliyor. Neden bu tabirler kullanılıyor?
Bugün siyasi, sosyal ve manevi alanda toplumun önünde gözüken kişiler maalesef insanı tanımıyor, insan nedir, sorusunun cevabını merak etmiyorlar. İman-insan denklemini göremiyorlar. Haliyle toplumun maddi ve manevi problemlerine çare üretemedikleri için toplum her gün daha kötüye gidiyor.
İnsan nedir?
"İnsan, ne sadece bağımsız ve ne de sebepler önünde esirdir. O, külli irade hudutlarını zorlama gücünü kendinde bulamayan ama cüz'i iradesiyle müspet ve menfi olaylar karşısında tercih hakkı olan bir varlıktır. Ve insanın, Allah'a (c.c) itaati ihtiyaridir?" ( Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:59)
Yani insan robot değil. İnsanda 'ruh' var ve insana akıl verilmiştir. İyiyi, kötüyü seçme kabiliyeti ve iradesi vardır. Sonuç ise Allah'a aittir.
Kader nedir?
Kelime olarak ölçü, miktar bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek anlamlarına geliyor.
Allah'ın (c.c) sıfatları ile ilgili bir kavramdır ve insan aklı bunu idrak edemez. Allah (c.c) sonsuz ve sınırsız bilgi sahibidir. Her şeyi yaratma ve yok etme gücüne sahiptir, bir şey murat ettiğinde ol, der ve o da olur. Diğer taraftan da bütün mahlukatı ve olayları belli bir düzen, sistem ve ölçüye göre düzenleyen ilâhî kanun demektir. Allah (c.c) her şeyi bildiği için yazmıştır.
İnsan kaderin sırrını anlayabilir mi?
"Kader, Cenab-ı Hakk'ın ilmini, kudretini ifade eden ve bütün mahlûkatı kuşatan bir sır, hikmettir. İnsan, kaderi imanıyla yaşar, ahlakıyla tasdik eder ancak mahiyetini çözemez.
Bir şeyin gerçek olması başka şeydir, o şeyin hakikatine ermek ise başka şey. Kader sırrı yaşanır ancak izah edilemez. Bu sebeple kaderin mahiyeti hakkında düşünmek men edilmiştir ki, bu tam bir isabet, tam bir hikmettir?
Kader gerçeği insanın yerini tayin eder, ona haddini bildirir. Ve ihtar ederek der ki; 'Ey insan, sen her istediğini yapabilecek muhtar, bağımsız, nev'i şahsına münhasır bir varlık değilsin. Her şeyi ezeli ilminde planlayan ve seni de her an kontrol ve murakabe eden ilahi kudreti düşün.
O'na teslim ol, tevekkül et. Tedbirini al, takdire rıza göster. Bunu yaparsan lüzumsuz gam ve kederden kurtulursun. Anlamsız yüklerin hamalı olmazsın. Onlar seni etki altına alamaz. Her şeyin bir hesabı, bir perde arkası olduğuna inanırsın?" (Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:57?58)
"Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işledikleriniz yüzündendir?" (Şura 30)
"Şüphesiz ki, bir topluluk kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Ra'd:11)
"Sana gelen her iyilik Allah'tandır. Başına gelen her fenalık ise senin kendi nefsindendir."(Nisa, 79)
"Hala akletmez misiniz?" (Yasin 62)
Bu noktaya gelmemiz vahim olduğu kadar bir o kadar da normal. Yaratılış gayesini bilmeyen, dünyalık hedefler peşinde koşan, ideolojilerini kutsallaştıran bir toplumun geleceği nokta budur zaten. Halk arasında yayılmış, bugünlerde ekranlardan çokça tekrarlanan bir kavram var; 'kader kurbanı'.
Ne demek kader kurbanı? Kader nedir? Kaderi yazan kimdir? Başımıza gelen musibetleri, belaları veya ellerimizle işlediğimiz suçları kadere havale edip yani Allah (c.c) öyle yazdığı için oldu, demek İslam itikadına uygun mudur?
Ama bu kavram yayılmış ve o anlamda kullanılmıyor. Ama sonuç o kapıyı çıkıyor ve de imanın şartlarında biri sıradanlaştırılıyor, basitleştiriliyor. Neden bu tabirler kullanılıyor?
Bugün siyasi, sosyal ve manevi alanda toplumun önünde gözüken kişiler maalesef insanı tanımıyor, insan nedir, sorusunun cevabını merak etmiyorlar. İman-insan denklemini göremiyorlar. Haliyle toplumun maddi ve manevi problemlerine çare üretemedikleri için toplum her gün daha kötüye gidiyor.
İnsan nedir?
"İnsan, ne sadece bağımsız ve ne de sebepler önünde esirdir. O, külli irade hudutlarını zorlama gücünü kendinde bulamayan ama cüz'i iradesiyle müspet ve menfi olaylar karşısında tercih hakkı olan bir varlıktır. Ve insanın, Allah'a (c.c) itaati ihtiyaridir?" ( Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:59)
Yani insan robot değil. İnsanda 'ruh' var ve insana akıl verilmiştir. İyiyi, kötüyü seçme kabiliyeti ve iradesi vardır. Sonuç ise Allah'a aittir.
Kader nedir?
Kelime olarak ölçü, miktar bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek anlamlarına geliyor.
Allah'ın (c.c) sıfatları ile ilgili bir kavramdır ve insan aklı bunu idrak edemez. Allah (c.c) sonsuz ve sınırsız bilgi sahibidir. Her şeyi yaratma ve yok etme gücüne sahiptir, bir şey murat ettiğinde ol, der ve o da olur. Diğer taraftan da bütün mahlukatı ve olayları belli bir düzen, sistem ve ölçüye göre düzenleyen ilâhî kanun demektir. Allah (c.c) her şeyi bildiği için yazmıştır.
İnsan kaderin sırrını anlayabilir mi?
"Kader, Cenab-ı Hakk'ın ilmini, kudretini ifade eden ve bütün mahlûkatı kuşatan bir sır, hikmettir. İnsan, kaderi imanıyla yaşar, ahlakıyla tasdik eder ancak mahiyetini çözemez.
Bir şeyin gerçek olması başka şeydir, o şeyin hakikatine ermek ise başka şey. Kader sırrı yaşanır ancak izah edilemez. Bu sebeple kaderin mahiyeti hakkında düşünmek men edilmiştir ki, bu tam bir isabet, tam bir hikmettir?
Kader gerçeği insanın yerini tayin eder, ona haddini bildirir. Ve ihtar ederek der ki; 'Ey insan, sen her istediğini yapabilecek muhtar, bağımsız, nev'i şahsına münhasır bir varlık değilsin. Her şeyi ezeli ilminde planlayan ve seni de her an kontrol ve murakabe eden ilahi kudreti düşün.
O'na teslim ol, tevekkül et. Tedbirini al, takdire rıza göster. Bunu yaparsan lüzumsuz gam ve kederden kurtulursun. Anlamsız yüklerin hamalı olmazsın. Onlar seni etki altına alamaz. Her şeyin bir hesabı, bir perde arkası olduğuna inanırsın?" (Prof. Dr. Haydar Baş Veda Hut. İnsan Hak. sh:57?58)
"Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işledikleriniz yüzündendir?" (Şura 30)
"Şüphesiz ki, bir topluluk kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Ra'd:11)
"Sana gelen her iyilik Allah'tandır. Başına gelen her fenalık ise senin kendi nefsindendir."(Nisa, 79)
"Hala akletmez misiniz?" (Yasin 62)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinler arası diyalog gömleği -1 / 07.04.2024