Biri devlet ismi diğeri bir hastalık. Ama ne alakası var, diyeceksiniz. Alaka tam. Anlatayım. Katarakt, göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır, diye tarif ediyor doktorlar. Başka bir deyişle görüşün, buğulanmış bir camın arkasından bakıyormuşçasına bozulmasıdır.
İşte İslam Dünyası ve Müslümanlar bu hastalığa yakalanmış vaziyetteler. Her tarafı buğulu görüyorlar. Net gören yok.
Ortadoğu'daki son gündem Katar. Bir anda 7+2 ülke Katar ile ilişkilerini sıfırlıyor. Ortadoğu'da sözde bir şaşkınlık, karmaşık bir hava gözüküyor. Birileri itham, birileri tehdit, birileri sakin olun derken Sayın Erdoğan'da, 'Katar'a haksızlık etmeyin' diyor.
Ama tablo çok net ve bu tabloyu Müslüman'ım, diyenler değil Ortadoğu'nun terörist devleti İsrail okuyor.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon, "6 gün savaşı sırasında bize karşı koalisyon kurup bizi yok etmek isteyen Araplar, bugün kendilerini bizimle aynı gemide görüyorlar. Bugün Katar dışındaki Sünni Arap ülkeleriyle aynı gemide hareket ediyoruz. Bunun sonucu olarak da İran'ı bir numaralı düşmanımız olarak görüyoruz." (k. Yakın Doğu haber) Sözleri bu tablonun kataraktsız okunuşudur.
İsrail Savunma Bakanı Liberman'da; "Arap ülkeleriyle radikal İslami teröre karşı iş birliği yapmak için büyük fırsat sunduğunu" vurguluyor.
Diğer boyuta geçersek, Suriye'nin ayakta kalması yani BOP'un tehlikeye girmesi ve de özellikle Avrupa'da artan terör eylemleri ve dünyadaki para kontrolünün ABD tekelinden çıkması nedeniyle ABD, yeni arayışlara girdi. Hedef parası çok olan Katar oldu.
Yoksa ABD, 12 bin askerinin ve 150'ye yakın savaş uçağının bulunduğu, savaş gemilerinin sahillerinde gezdiği, Afganistan, Irak ve Suriye katliamlarında üs olarak kullandığı, bugüne kadar açıktan kimsenin etlisine, butlusuna karışmamış bir devleti neden hedefe alsın?
Katar'ın dünya haritasındaki yerini çoğumuz bilmeyiz. Ama 7 yıldızlı otellerini, yapay adasını, caddelerdeki milyonluk (trilyonluk) lüks araçlarını, ülkemizde çok az bulunan araçların, Katar'da polislerin devriye aracı olarak kullandığı hepimiz biliriz.
2022 dünya kupasının Katar'da düzenlenecek olmasını ve bu kupa için Katar'ın 170 milyar dolarlık yatırım yaptığını da gazetelerden okuyoruz.
Katar şeyhlerini lüks yaşamlarını, Trabzon gezilerini vs. zaten biliyorsunuz. Hele Katar Emirinin, eşinin beğendiği bir elbiseyi almak yerine o markayı aldığını magazin sayfalarında okumuşsunuzdur.
Katar'ın dünyadaki yatırım tutarı 335 milyar dolar. Enerji, medya, bankacılık, tekstil, hava taşımacılığı gibi sektörlerde dünya devi şirketlerin ortağı. Barselona'nın sponsoru, Paris Saint German'nin sahibi.
Türkiye, Katar'ın en çok yatırım yaptığı 7'inci ülke.
Katar Emiri Şeyh Temim Hamad el-Tani Trabzon'a 2 uçak, 55 lüks VIP araç ve 100 kisilik heyetle gelişini, bölgenin turizm alanlarını havadan izleyişini, bölgeyi çok beğendiğini hemen ardından Karadeniz'de ilk kez hem de kış mevsiminde orman yangını çıkmasını, tesadüf buya orman yangınının tamda şeyhin beğendiği alanda olmasını zaten gördünüz.
Neyse!
Prof. Dr. Haydar Baş ne demişti; "ABD'yi ayakta tutan parasıdır." ABD karşılıksız bastığı paranın kontrolünü artık sağlayamıyor. Kendi eliyle yarattığı terör örgütleri şimdi dolar ile beslenip, babasına kafa tutuyor.
ABD, Katar operasyonu ile hem parasını, hem Ortadoğu'daki siyasi otoritesini, hem de hamisi olduğu terör örgütlerini tekrar kontrolü altına almaya çalışıyor. Neden? Kendi açısından BOP'u hayatta tutmak ve BOP yoluna gitmemek için.
İşte İslam Dünyası ve Müslümanlar bu hastalığa yakalanmış vaziyetteler. Her tarafı buğulu görüyorlar. Net gören yok.
Ortadoğu'daki son gündem Katar. Bir anda 7+2 ülke Katar ile ilişkilerini sıfırlıyor. Ortadoğu'da sözde bir şaşkınlık, karmaşık bir hava gözüküyor. Birileri itham, birileri tehdit, birileri sakin olun derken Sayın Erdoğan'da, 'Katar'a haksızlık etmeyin' diyor.
Ama tablo çok net ve bu tabloyu Müslüman'ım, diyenler değil Ortadoğu'nun terörist devleti İsrail okuyor.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon, "6 gün savaşı sırasında bize karşı koalisyon kurup bizi yok etmek isteyen Araplar, bugün kendilerini bizimle aynı gemide görüyorlar. Bugün Katar dışındaki Sünni Arap ülkeleriyle aynı gemide hareket ediyoruz. Bunun sonucu olarak da İran'ı bir numaralı düşmanımız olarak görüyoruz." (k. Yakın Doğu haber) Sözleri bu tablonun kataraktsız okunuşudur.
İsrail Savunma Bakanı Liberman'da; "Arap ülkeleriyle radikal İslami teröre karşı iş birliği yapmak için büyük fırsat sunduğunu" vurguluyor.
Diğer boyuta geçersek, Suriye'nin ayakta kalması yani BOP'un tehlikeye girmesi ve de özellikle Avrupa'da artan terör eylemleri ve dünyadaki para kontrolünün ABD tekelinden çıkması nedeniyle ABD, yeni arayışlara girdi. Hedef parası çok olan Katar oldu.
Yoksa ABD, 12 bin askerinin ve 150'ye yakın savaş uçağının bulunduğu, savaş gemilerinin sahillerinde gezdiği, Afganistan, Irak ve Suriye katliamlarında üs olarak kullandığı, bugüne kadar açıktan kimsenin etlisine, butlusuna karışmamış bir devleti neden hedefe alsın?
Katar'ın dünya haritasındaki yerini çoğumuz bilmeyiz. Ama 7 yıldızlı otellerini, yapay adasını, caddelerdeki milyonluk (trilyonluk) lüks araçlarını, ülkemizde çok az bulunan araçların, Katar'da polislerin devriye aracı olarak kullandığı hepimiz biliriz.
2022 dünya kupasının Katar'da düzenlenecek olmasını ve bu kupa için Katar'ın 170 milyar dolarlık yatırım yaptığını da gazetelerden okuyoruz.
Katar şeyhlerini lüks yaşamlarını, Trabzon gezilerini vs. zaten biliyorsunuz. Hele Katar Emirinin, eşinin beğendiği bir elbiseyi almak yerine o markayı aldığını magazin sayfalarında okumuşsunuzdur.
Katar'ın dünyadaki yatırım tutarı 335 milyar dolar. Enerji, medya, bankacılık, tekstil, hava taşımacılığı gibi sektörlerde dünya devi şirketlerin ortağı. Barselona'nın sponsoru, Paris Saint German'nin sahibi.
Türkiye, Katar'ın en çok yatırım yaptığı 7'inci ülke.
Katar Emiri Şeyh Temim Hamad el-Tani Trabzon'a 2 uçak, 55 lüks VIP araç ve 100 kisilik heyetle gelişini, bölgenin turizm alanlarını havadan izleyişini, bölgeyi çok beğendiğini hemen ardından Karadeniz'de ilk kez hem de kış mevsiminde orman yangını çıkmasını, tesadüf buya orman yangınının tamda şeyhin beğendiği alanda olmasını zaten gördünüz.
Neyse!
Prof. Dr. Haydar Baş ne demişti; "ABD'yi ayakta tutan parasıdır." ABD karşılıksız bastığı paranın kontrolünü artık sağlayamıyor. Kendi eliyle yarattığı terör örgütleri şimdi dolar ile beslenip, babasına kafa tutuyor.
ABD, Katar operasyonu ile hem parasını, hem Ortadoğu'daki siyasi otoritesini, hem de hamisi olduğu terör örgütlerini tekrar kontrolü altına almaya çalışıyor. Neden? Kendi açısından BOP'u hayatta tutmak ve BOP yoluna gitmemek için.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024