logo
17 NİSAN 2024

Kazada ölen kadın, koyu renkli elbise giydiği gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu sayıldı

Kastamonu'da otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden kadın, Adli Tıp Kurumu raporuna göre koyu renkli elbise giydiği gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu sayıldı.
25.11.2021 12:20:00
Kazada ölen kadın, koyu renkli elbise giydiği gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu sayıldı
Kazada ölen kadın, koyu renkli elbise giydiği gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu sayıldı
Kastamonu'da otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden kadın, Adli Tıp Kurumu raporuna göre koyu renkli elbise giydiği gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu sayıldı.

Olay, 6 Eylül'de Kastamonu-Dadaya karayolu Çiğil köyü yol ayrımında yaşandı. İddialara göre, komşularına misafirliğe giden Naciye Kulaoğlu, yanına iki çocuğunu da alarak yolun karşısına geçmek istedi. Yaklaşık 9 metre olan yol uzunluğunun 8 metresini geçen Naciye Kulaoğlu'na S.K. idaresindeki otomobil çarptı. Yaşanan kazada Naciye Kulaoğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Kazanın ardından Naciye Kulaoğlu'nun eşi İlhan Kulaoğlu, kazada kusurlu gördüğü sürücü S.K.'den şikayetçi oldu. Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Bilirkişi atandı. Bilirkişi raporunda yaya Naciye Kulaoğlu ile sürücü S.K., yüzde 50 kusurlu sayıldı. Ardından bilirkişi raporu Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Adli Tıp Kurumu, yaptığı incelemede akşam vakti yaşanan kazada koyu renk elbise giydiği gerekçesiyle karşıya geçmeye çalışan Naciye Kulaoğlu'nu yüzde 100 kusurlu gördü. Adli Tıp Kurumu raporunu okuduğunda büyük şaşkınlık ve üzüntü yaşayan İlhan Kulaoğlu, kararın vicdanları derinden yaralayacağını belirterek, mahkemenin görülmesini talep etti.

'Araç vurduktan sonra eşim 15 metre savruluyor'

Araç vurduktan sonra eşinin 15 metre savrulduğunu aracın ise bir hayli uzakta durabildiğini söyleyen Naciye Kulaoğlu'nun eşi İlhan Kulaoğlu, '6 Eylül'de gündüz vakti biz buraya geldik. Ailecek arkadaşın bahçesinde bir süre oturduk. Akşama kadar arkadaşın bahçesindeydik. Akşam olduğunda da eşim rahmetli, çocuklarla birlikte eve gitti. Evimiz, arkadaşın eviyle karşı karşıya. Evden ışıkları kapattı ve topladığı domatesleri alıp geliyorum dedi. Bizim eve geliyor ve saat 18.30 gibi de evden çıkıyor. Yoldan karşıya geçerken çocuklarla beraber, çocuklar önünde kendisi arkada birer adım arayla yürüyor. Çocukları karşıya geçirip kendisinin de yoldan çıkmaya bir adım kala, Kastamonu istikametinden gelen bir aracın parkları yanıyor farları da yanmıyor. Parklar yandığı için zaten aracı göremiyorlar. Parklar yandığı için aracı zaten uzakta zannediyorlar. Ta ki araç eşime vurana kadar fark etmiyorlar. Eşim, yoldan çıkmasına bir adım kala araç eşime vuruyor. Vurma şiddeti o kadar hızlı ki en az 15 metre eşimi savuruyor. Araç kendisi de olay yerinde duramayıp bir hayli ileride durabiliyor hız şiddeti yüksek olduğu için. Bunu birebir gören şahitler var. Burada oturanların zaten çoğu gördü. Üç tanesi çıplak gözle gördü kazayı. Benim arkam dönüktü, yalan söylemeye gerek yok. Bahçede oturuyordum, iki tanesi yolda idi buradaki arkadaşların. Zaten ilk müdahaleyi çocuklar yapıyor. Çocuklarda annesinin yanında olduğu için koşarak geliyorlar. Küçük oğlum annesinin omuzuna yatıyor, anne kalk diye kazadan sonra. Arkadaşların bir tanesi oğlumu kucaklıyor, diğeri de kızımı kucaklıyor. Annesini o halde daha fazla görmesinler diye bahçeye götürüyorlar. Zaten araç vurduktan sonra duramıyor. Eşimi 15 metre savuruyor. Eşimi savurduktan sonrada araç kendisi ancak tabelaların olduğu yerde durabiliyor' dedi.

'Adli Tıp Kurumu, koyu renkli elbise giyerek yola çıktığı için eşimi yüzde 100 kusurlu buluyor'

Adli Tıp Kurumunun eşinin koyu renkli elbise giyerek yola çıktığı gerekçesiyle yüzde 100 kusurlu bulduğunu anlatan İlhan Kulaoğlu, 'Bizim buradaki derdimiz sadece adalet başka hiçbir şey değil. Burada Adli Tıp Kurumu diyor ki beyanında koyu renkli elbise giyerek yola çıktığı için yüzde 100 kusurludur. Şimdi her sokağa çıkan koyu renkli elbise giydiği için suçludur diye böyle bir kanun nizam yok, böyle bir kuralda yok. Burada bizim derdimiz Adli Tıp Kurumu, bilirkişinin verdiği raporu hiçbir şekilde incelemediğini düşünüyorum. Bilirkişi Raporunda diyor ki yüzde 50, yüzde 50 kusurludur her iki tarafta. 5 tane kazayı gören şahit vardır. Işıklandırma yoktur diyor ama aydınlatma lambaları vardır her iki tarafta da. Araçta zaten ışığını yakmıyor parklarla geliyor. Parklarla geldiği için eşim ve çocuklarım, tam yanlarına gelene kadar araca fark edemiyorlar, uzakta zannediyorlar. Kızım, sanki baba araç ışınlanmış, bir uzakta olduğunu gördük, birde vurduğunu gördük diyor. Bilirkişi Raporunda deniliyor mi yüzde 50 her iki tarafta kusur vardır. 5 tane şahit var, şahitler dinlenilmedi. Ben isterdim ki, ben Adli Tıp Kurumu olarak karar verme mercii değilim. Ben kararı mahkemeye bırakıyorum. Bilirkişi dinlensin, şahitler dinlensin, sanıklar tanıklar dinlensin. Kararı mahkeme versin diyerek dosyayı gönderebilirdi. Bu tamamen vicdanları sızlatan bir karar olmuş. Burada raporda deniliyor ki 9 metre 20 santim olan yolun 8 metre 20 santimetresini bayan geçiyor diyor. Yoldan çıkmasına 1 metre kalmış. Adli Tıp Kurumu, bunların hiçbirini göz önünde bulundurmuyor. Araç, farlarla gelmiyor parklarla geliyor. Jandarma raporunda deniliyor ki olay alacakaranlıkta oluyor. Alacakaranlık tam olarak havanın kararmadığını gösteriyor. Burada Adli Tıp Kurumunun vermiş olduğu karar ne jandarma raporlarını ne de bilirkişi raporlarını tamamen okumadan verilmiş bir karardan ibarettir, başka hiçbir şey değildir. Tek gerekçeleri koyu renkli elbise giyip yola çıkmıştır. Bizim vicdanımızı sızlatan tek konu budur' diye konuştu.

'Mahkeme görülmeden bu davanın kapanmasını istemiyoruz'

Kendilerinin mahkeme görülmeden davanın kapanmasını istemediklerini belirten Kulaoğlu, şöyle konuştu:

'Burada bir insan hayatı var, ölen kişi var, yıkılan bir yuva var. İki tane yetim kalan çocuk var. Sayın Cumhurbaşkanımız, hakim ve savcılara karşı yaptığı konuşmasında diyor ki 'ben kanundan bahsetmiyorum, ben haktan, hukuktan adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı arayacaksınız, hukuku arayacaksınız, adaleti arayacaksınız.' Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa orada bu olayı nasıl değerlendirirsin' Kanunlara mı bakacaksın' Yoksa böyle bir hak olur mu böyle bir adalet olur mu buna bakacaksın. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bazı kararları verirken hakimler olsun, savcılar olsun, Adli Tıp Kurumundaki yetkililer olsun ilk önce vicdanlarını göz önünde bulundursunlar. O kazada ölen kişi yakını, akrabası, kızı, eşi ya da dostu herhangi bir akrabası olabilir. Öyle bir durum olduğunda da aynı kararı verebilecek mi ilk önce bunu göz önüne alsınlar. Adalet yerini bulsun istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz.'İHA
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Neler olacak neler?
İktisat profesöründen özel açıklamalar
İsrail'in yaptığı terör eylemi
İsrail, uluslararası hukuku ihlal etti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı

BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

 
 
Ortadoğu'da terör estiren İsrail, sadece Gazze'de soykırım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda başka ülkelerde terör eylemlerinde de bulunuyor. İsrail; özellikle Lübnan'da ve Suriye'de çok sayıda alçakça terör eylemlerinde bulundu. Son olarak Şam'da İran Büyükelçiliğini bombalaması bardağı taşıran damla oldu.
16.04.2024 23:27:00
AHMET TURAN YİĞİT
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu
 BM, Şam saldırısında İsrail'i suçlu buldu

İsrail, bir devlet mi, terör örgütü mü? Yapay yolla kurulan bir devlet... İşgal yoluyla kurulan bir terör devleti! Tıpkı Avustralya ve ABD gibi başkalarına ait toprakları çalarak kurulan bir devlet... ABD ve Avustralya nasıl yerlileri yok ederek, beyazlardan oluşan bir devlete dönüştüyse, İsrail de İngilizlerin yardımıyla ve katkısıyla Filistinlileri katlederek aşama aşama devlete dönüştü. Terör yoluyla kurulan bir devlet, terörden vazgeçmiyor. Tıpkı ABD gibi... ABD, son 70 yılda Vietnam'dan Irak'a, Panama'dan Honduras'a, Haiti'den Afganistan'a çok sayıda ülkeyi işgal etti. ABD'nin İsrail'i desteklemesinin bir nedeni de bu... Diğer nedeni ise ABD ekonomisine ve siyasetine 6.3 milyon  AmerikalıYahudinin yön vermesi...

İsrail terörü tescillendi


Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bir grup bağımsız uzman, İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırının uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Açıkçası İsrail'in eyleminin bir terör eylemi olduğu BM uzmanları tarafından ortaya koyuldu. Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan raporda "İsrail ve İran arasındaki misilleme amaçlı askeri saldırılar yaşam hakkını ihlal etmektedir ve derhal durdurulmalıdır" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tüm ülkelerin, terörle mücadele de dahil olmak üzere, yurtdışındaki askeri operasyonlarda bireyleri keyfi olarak yaşam haklarından mahrum bırakmaları yasaktır. Yabancı topraklarda yapılan öldürme eylemleri uluslararası hukuk kapsamında izin verilmediği sürece keyfidir."

İsrail, BM Şart'ını ihlal etti

Uzmanlar İsrail'in 1 Nisan'da meşru müdafaada bulunmuş gibi görünmediğini zira İran'ın İsrail'e doğrudan 'silahlı saldırıda' bulunduğuna ya da saldırmak üzere devlet dışı silahlı gruplar gönderdiğine dair hiçbir kanıt sunmadığını da ortaya koydu. Uzmanlar, İsrail'in saldırı için herhangi bir yasal gerekçe sunmadığını ya da Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. Maddesi'nin gerektirdiği şekilde Güvenlik Konseyi'ne bildirmediğini kaydetti.
Uzmanlar, "İsrail'in saldırısı sonuç olarak Şart uyarınca başka bir devlete karşı silahlı güç kullanma yasağını ihlal etmiştir" dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Basri Bağcı, Yüksek Mahkemenin başkanvekilliği görevine seçildi

16.04.2024 12:39:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:44:12
AA
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine Basri Bağcı seçildi

AYM Başkanı Zühtü Arslan'nın görev süresinin 20 Nisan'da dolacak olması nedeniyle 21 Mart'ta yapılan seçimde başkanvekilliği görevini yürüten Kadir Özkaya, Yüksek Mahkemenin yeni başkanı seçilmişti.

Edinilen bilgiye göre, Özkaya'dan boşalan başkanvekilliği görevi için AYM Genel Kurulunda seçim yapıldı. Basri Bağcı, 9 oy alarak salt çoğunluğu sağladı ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili oldu.

Bağcı'nın öz geçmişi

Basri Bağcı, 1967'de Ankara'nın Elmadağ ilçesinde doğdu, 1988'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Ankara adli yargı hakim adayı olarak 1989'da mesleğe başlayan Bağcı, sırasıyla Sivas Gürün, Siirt Pervari, Konya Hüyük'te cumhuriyet savcılığı, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığında adalet müfettişliği, adalet başmüfettişliği ve çeşitli görevlerinin ardından 2017'de Yargıtay üyeliğine seçildi.

Bağcı, 2 Nisan 2020'de Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş, 6 Nisan 2020'de görevine başlamıştı.

Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 17. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

16.04.2024 12:13:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:34:24
AA
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçildi, 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 16 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün 17. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 105, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 104, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 108 oy aldı. Seçime katılım 328 olarak kayıtlara geçerken, 1 boş oy kullanıldı, oylardan 10'u da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 18. tur oylamayla devam ediliyor.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 ürün arasında yer alan çimentonun İsrail'e sevkiyatının sürdüğü ortaya çıktı.
16.04.2024 10:08:00
Haber Merkezi
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 maddelik İsrail'e ihracat kısıtlaması kararına rağmen listede yer alan ürünlerin ihracartının devam ettiğini ortaya çıkardı. Metin Cihan, kısıtlama kapsamındaki çimentonun hala Türkiye üzerinden İsrail limanlarına gittiğini belgeledi.

Kamuoyunun tepkisi üzerine, Gazze'de 35 bin kişiye yakın sivili katleden İsrail ile ticaretin kısıtlandığı iddia edilmişti. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da açıkladığı kararda, 54 ürünün İsrail'e ihracatına kısıtlama getirilmişti.

"Çimento sevkiyatı devam ediyor"

Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da İsrail'e yapılan ihracatı kısıtlama kararı aldığını duyurduğu 54 ürün arasında yer alan çimentonun, gerçekte halen İsrail'e sevk edildiğini açıkladı. Cihan, Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan ve İsrail'in Aşdod limanına doğru yola çıkan "Kazime Ana" adlı geminin güzergahını ve sevkiyat bilgilerini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Gazeteci, bu bilgilerin uluslararası deniz trafiği kayıtları ile teyit edilebileceğini de ekledi.

Gazze'deki savaş ortamında İsrail ile ticareti devam ettiren Türkiye'nin bu politikası, kamuoyunda ve muhalefet çevrelerinde büyük tepkilere neden olmuştu. "Utanç sevkiyatını durdurun" çağrılarına rağmen devam eden ticaret faaliyetleri, seçimler sonrası yapılan kısıtlama açıklamalarıyla son bulacağı umulmuştu. Ancak Metin Cihan'ın ortaya koyduğu belgeler, hükümetin bu yöndeki adımlarının yetersiz kaldığını gözler önüne serdi.

Bakan'a çağrıda bulundu

Gazeteci Metin Cihan, toplum adına yapılan çağrılara kulak asmayan ve İsrail ile ticareti sürdürdüğü tespit edilen Türkiye'nin, bu ikiyüzlü politikasına son vermesi gerektiğini vurguladı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a seslenen Cihan, yaptırımların gerçekten uygulanması gerektiğini ifade etti.


Metin Cihan'ın sosyal medya hesabı X'ten yaptığı paylaşım şu şekilde:

"Bize yalan söylediler. Maalesef, Ticaret Bakanlığı'nın "İsrail ile ticareti kısıtlama" açıklamasının gerçeği yansıtmadığını tespit etmiş bulunuyorum. Aşağıda kanıtları sunuyorum. Bildiğiniz gibi, İsrail'e düzenli gönderdiğimiz ürünlerden biri çimento idi. Hatta şöyle de diyebiliriz, İsrail'in neredeyse bütün çimento ihtiyacını biz karşılıyoruz. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da duyurduğu İsrail ile ticareti kısıtlama kararının içeriğinde 54 ürün listelenmiş ve Çimento bu listede yer almıştı. Bugün net olarak görüyor ve gösteriyorum ki, resmi açıklamaya rağmen, İsrail'e çimento göndermeye devam ediyoruz.

Düzenli Çimento gönderen şirketlerden biri de Sabancı Holding'e bağlı Akçansa. Dün Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan Kazime Ana adlı Türk gemisi şu an Ege Denizinde yoluna devam ediyor ve istikameti İsrail. İki gün sonra Aşdod limanına varıp çimentoyu teslim edecek. Akçansa'dan çok sayıda gemi İsrail'e çimento taşıyor. Kazime Ana bunlardan sadece biri ve şimdiye dek 168 kez İsrail'e sevkiyat yapmış. Çanakkale - Aşdod arasında düzenli olarak gidip geliyor. Verdiğim tüm bilgiler uluslararası deniz trafiği kayıtlarından teyit edilebilir. Ekran görüntülerini de paylaştım. Bilgilerin netliği karşısında Ticaret bakanlığı'nın ya da gönderici şirket Akçansa'nın bir yalanlamaya yelteneceğini düşünmüyorum ancak herhangi bir açıklama yaparlarsa burada paylaşacağımı bilmenizi istiyorum. Toplum adına Ticaret Bakanı Ömer Bolat'tan şunu talep ediyorum: Bu ikiyüzlülüğe ve halkı kandırmaya artık son verin. Listelediğiniz ürünler dahil olmak üzere İsrail ile ticaretin devam ettiğini açıkça söyleyin. Yaptırım uyguluyorsanız da gerçekten uygulayın. Uyguluyormuş gibi yapmayın."
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.